GÖRÜNTÜLÜ

Viyana’da seçimler yarın: Sesimizi kendimiz duyurmak zorundayız

Eyalet parlamentosu ve belediye meclisi seçimleri için aday olan Heidi Sequenz ve Berivan Aslan, “Demokratik haklarımızı kullanmazsak, başkalarının bizim kaderimiz üzerinde karar vermesine izin vermiş oluruz” diyerek, tüm seçmenleri oy kullanmaya çağırdı.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da, Pazar günü (yarın) eyalet parlamentosu, belediye meclisi ve 23 ilçe meclisi için seçimler yapılacak. Görevdeki Belediye Başkanı Dr. Michael Ludwig liderliğindeki SPÖ (Avusturya Sosyal Demokrat Partisi) başta olmak üzere birçok parti seçmenle buluşmaya hazırlanıyor.
Avusturya Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan ve Viyana Yeşiller Partisi Milletvekili ve Belediye Meclis Üyesi Heidi Sequenz seçim vesilesiyle ANF’ye konuştu.

Viyana Eyalet Parlamentosu ve belediye seçimlerinde üçüncü sıradan aday gösterildiğini belirten Heidi Sequenz, Kürt halkı için gençlik yıllarından itibaren dayanışma gösterdiğini söyledi. Heidi Sequenz, "Genç yaşlarda Krems’te Kürt sorununa dair broşürler dağıtmaya başladım. Türkiye seçimlerinde bağımsız gözlemci olarak yer aldım. Ayrıca Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve tutukluluk şartlarının iyileştirilmesi konulu Strasbourg’da gerçekleşen konferansta yer aldım."

HEIDI SEQUENZ: OY KULLANMAZSANIZ BAŞKALARI SİZİN ADINIZA KARAR VERİR
Delegasyon üyesi olarak Kuzey ve Doğu Suriye’ye gerçekleştirdiği ziyaretten de bahseden Heidi Sequenz, şunları aktardı: “Rojava’da son on yılı aşkın süredir gelişmekte olan modern, demokratik, seküler ve feminist bir toplum modeli inşa ediliyor. Kadınların birlikte çalışma biçimi beni çok etkiledi. Kadınlar için sağlanan özgürlük, tüm Ortadoğu için bir örnek olmalı. Yeşiller Partisi de çevreyi ve insan haklarını merkeze alan bir parti. Ben de özellikle Kürt ve İranlı toplulukların haklarını savunarak bu mücadeleye katkıda bulunuyorum. Rojava’da feminist ve seküler bir toplum kurma çabaları, tüm Ortadoğu’ya ilham verebilir."

Heidi Sequenz, parlamentoda Milletvekili Berivan Aslan ile birlikte Türkiye'yi ve Kürt meselesini ilgilendiren çeşitli öneriler sunduklarını söyledi.

Son olarak seçmenlere çağrıda bulunan Heidi Sequenz, "Mutlaka oy kullanın. Eğer siz katılmazsanız, başkaları sizin adınıza karar verir" dedi.

BERİVAN ASLAN: KENDİ SESİMİZİ KENDİMİZ DUYURMAK ZORUNDAYIZ

Avusturya Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan ise, Avrupa'nın insan hakları ihlalleri karşısındaki tutumunu eleştirerek, sadece endişe bildirmenin ve olup biteni üzüntüyle izlemenin yetmediği, siyasi olarak daha güçlü tepkiler verilmesi gerektiğini söyledi. Berivan Aslan, şu ifadeleri kullandı: "Son yıllarda Avrupa’da, insan hakları ihlallerine karşı sadece kaygı duymakla yetinen bir tutum gözlemliyoruz. Oysa dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, insan hakları ihlallerine karşı daha net ve somut adımlar atılması gerekiyor. Basın özgürlüğünden demokrasi ihlallerine, hukuk devletinin zayıflatılmasına kadar birçok temel değer yok ediliyor. Bu duruma sadece üzülmek yetmez; siyasi olarak daha güçlü tepkiler verilmesi şart. Avrupa kendisini ekonomik refaha bağlamış durumda. İnsan hakları ve demokrasi söz konusu olduğunda yeterince cesur bir siyasi duruş sergileyemiyor. Sadece ekonomik çıkarlar üzerinden siyaset yapılmamalı. Aksi halde, özgürlükler ve insan hakları konusunda daha büyük kayıplar yaşanabilir."

Kürt halkının Avusturya’da siyasal temsiliyetinin önemine değinen Aslan, "Kürtler, adeta dünyanın yetim çocukları gibi. Tarih boyunca sürekli yok sayıldılar, sesleri bastırıldı. Bu yüzden kendi meselelerini gündeme taşımak ve çözüm üretmek için siyaset alanında aktif olmaları bir zorunluluktur. Kimse Kürtler adına konuşmaz; kendi sesimizi kendimiz duyurmak zorundayız. Siyasette daha çok Kürt kökenli temsilci olması sadece Kürtler için değil, evrensel insan hakları mücadelesi için de büyük bir kazançtır."

‘YEŞİLLER PARTİSİ’NİN GÜÇLENMESİ DEMOKRATİK KOALİSYONUN ÖNÜNÜ AÇAR’

Berivan Aslan, yarın gerçekleştirilecek seçimlerin önemine dikkat çekerken, şu hususlara işaret etti: “Özellikle göçmen kökenli topluluklar için bu seçim hayati önem taşıyor. Çünkü göçmenlerin arkasında onları savunan güçlü devletler yok. Demokratik haklarımızı kullanmazsak, başkalarının bizim kaderimiz üzerinde karar vermesine izin vermiş oluruz. Şu anda sağcı partiler anketlerde güç kazanıyor. Irkçı ve neoliberal politikaların daha fazla destek bulması, göçmenleri, işçileri ve emekçileri doğrudan olumsuz etkileyecek. Bu, daha fazla sosyal adaletsizlik, daha fazla ayrımcılık demek. Sandığa gidip oy kullanmak, sadece bugünü değil, geleceğimizi de korumak için şart. Yeşiller Partisi'nin güçlenmesi, demokratik bir koalisyonun önünü açar. Eğer Yeşiller'e oy vermek istemeyenler varsa, sol görüşlü KPÖ ya da LINKS gibi partilere destek verebilirler. Önemli olan, demokrasiden, eşitlikten ve insan haklarından yana olan güçlerin mecliste temsil edilmesini sağlamak."