Rapora göre bu rekor seviye, başta silahlı çatışmalar olmak üzere iklim felaketleri ve ekonomik krizler nedeniyle ortaya çıktı. 2025 yılı içinse “karanlık bir tablo” öngörülüyor.

Bu, art arda altıncı yıl açlık bilançosunun kötüleştiği yıl oldu. Afganistan ve Kenya gibi ülkelerdeki iyileşmeler, Sudan, Gazze ve Myanmar’daki kötüleşmelerin gölgesinde kaldı. Açlık çekenlerin sayısı incelenen ülkelerin nüfusunun yüzde 22,6’sı oluşturuyor.

Rapora göre, bu kişilerden 1,9 milyonu doğrudan kıtlık riski altında ve bu oran raporun başladığı 2016'dan bu yana en yüksek düzey olarak önem kazanıyor. 

Sudan’ın Zamzam Kampı başta olmak üzere en ciddi durumlar Sudan ve Gazze’de görüldü. Gazze için, 19 ay süren savaş ve insani yardım engellemeleri sonucunda “kritik düzeyde kıtlık riski” tespiti yapıldı.

EN BÜYÜK ETKEN: SAVAŞLAR VE ZORUNLU GÖÇ

Rapora göre, 2024’te 20 ülkede 140 milyon kişi, doğrudan savaş ve şiddet nedeniyle gıda krizine sürüklendi. Diğer 18 ülkede ise iklim kaynaklı felaketler (Afrika’nın güneyinde kuraklık, Bangladeş ve Nijerya’da sel gibi) tarımı çökertti.

2025’TE DAHA FAZLA AÇLIK UYARISI

Rapor, 2025 için endişe verici uyarılar içeriyor: şiddetli çatışmaların tırmanması, jeopolitik gerilimler, küresel ekonomik belirsizlikler ve uluslararası yardımların azalması, gıda krizlerini daha da derinleştirebilir. Özellikle ABD’nin 2025 başında insani yardımdan büyük ölçüde çekileceği belirtiliyor.

Bu durum, Afganistan, Etiyopya, Haiti ve Yemen gibi ülkelerdeki operasyonları şimdiden etkiledi. Gıda temelli insani yardımların finansmanı %45 oranında azalabilir, en az 14 milyon çocuğun hayatı doğrudan tehlike altına girebilir.

FAO Acil Durumlar ve Direnç Ofisi Direktörü Rein Paulsen, “Bu sadece açlık değil; insanların hayatta kalma mekanizmalarının tamamen çöktüğü bir durum” dedi.

Raporda ayrıca, ekonomik şoklar (ticaret savaşları, kur dalgalanmaları) nedeniyle gıda fiyatlarının artabileceği ve tedarik zincirlerinin kırılabileceği uyarısı yapılıyor.