İskoçya ve Kuzey İrlanda’da bağımsızlıkçı rüzgar...

Birleşik Krallık, 12 Aralık’taki genel seçimlerin ardından daha parçalı hale geldi. İskoçya’da bağımsızlıkçı parti geniş zafer elde etti. Kuzey İrlanda’da birlikçiler ilk kez ulusalcı partiler karşısında çoğunluğu kaybetti.

İngiltere parlamentosunda Brexit anlaşmasının çıkmaza girmesi ardından Başbakan Boris Johnson, genel seçimlere çağırmıştı. Muhafazakar Başbakan, seçimleri geniş bir zaferle kazandı ancak, Brexit politikası İskoçya ve Kuzey İrlanda’da bağımsızlıkçıları daha da güçlendirdi.

Seçimlerden çıkan sonuç özetle şöyle: İskoçya’da bağımsızlıkçılar ve Brexit karşıtları, İngiltere’de muhafazakarlar ve Brexit yanlıları kazandı.

Bağımsızlıkçı İskoç Ulusal Partisi (SNP), bölge meclisindeki 59 sandalyeden 48’ini aldı. Partinin lideri Nicola Sturgeon, seçimlerden hemen sonra yeni bir bağımsızlık referandumuna çağırdı. İlki beş yıl önce 2014’te yapılmıştı.

Kuzey İrlanda’da, sonuçlar Birleşik Krallık içerisinde kalkmaktan yana olan birlikçiler açısından sonuçlar hiç de iyi olmadı. İlk kez, birlikçiler ulusalcı partiler karşısında parlamenter çoğunluğu kaybetti. Ulusalcılar, İrlanda’nın birleştirilmesini savunuyor. Birlikçiler, sekiz sandalye kazanırken, ulusalcılar dokuz sandalye elde etti.

İskoçya’da kendi seçim bölgesinde kaybeden liberal demokratların lideri Jo Swinson, “Sınırın iki yakasını milliyetçi dalga silip süpürüyor” ifadeleriyle yenilgisini kabul etti.

İşçi Partisi ise İskoçya’da sadece bir vekil çıkarabildi. Bir zamanlar İskoçya, İşçi Partisi’nin kalesiydi.

İskoç lideri Nicoa Sturgeon, seçim kampanyasını ikinci bir bağımsızlık referandumu etrafında yürüttü. Bu nedenle, kendisine verilen görevin referandumu yenilemek için bir yetki olduğunu kaydediyor. Sturgeon, şöyle konuştu: “Bu sonu, İskoçya’nın farklı bir şey seçmesinin önemine vurgu yapıyor. SNP seçmenlerinin bağımsızlık için oy kullanacağını iddia etmiyorum, ama İskoçya’nın kendi geleceğini seçmesi, oy vermediğimiz muhafazakar bir hükümeti kabul etmemesi, ulusumuzun AB’den çıkmayı kabul etmemesi için açık bir destektir.

Boris Johnson, ikinci bir referandum yapılması fikrini reddediyor. Johnson’a göre, 2014’deki referandumdan çıkan sonuç tartışmaya nokta koydu. Referandumda seçmenlerin yüzde 55’i Birleşik Krallık’ta kalmaktan yana oy kullanmıştı. İskoçya’da yeni bir referandum organize edilebilmesi için Londra’daki parlamentonun onayı gerekiyor. Onay olmadan, Katalonya’dakine benzer bir referandum ihtimali de gündemde ancak, şimdilik bu düşük bir olasılık olarak değerlendiriliyor, zira SNP şimdiye kadar hep resmi bir seçim talep etti.

Kuzey İrlanda’da birleşme referandumu yönündeki talepler daha az öne çıkıyor. Ancak iktidarın el değiştirmesi, sembolik bir önem taşıyor. Demokratik Birlik Partisi (DUP), 18 sandalyeden 10’una sahipti. Bu seçimlerde iki sandalye kaybetti. Ulusalcı partiler, bir ittifak sistemi sayesinde 9 sandalye kazandı. Bunların 7’sini Sin Fein, 2’sini Sosyal Demokrat ve İşçi Partisi (SDLP) elde etti.

Hem İskoçya hem de Kuzey İrlanda’da referandum yapılması henüz güvenceye alınmış değil, ancak kültürel, siyasi ve kimliksel olarak İngiltere’den giderek uzaklaşıyorlar.