İsveç'in El Hol politikasına tepkiler büyüyor

İsveç hükümetinin DAİŞ saflarında yer alan ve El Hol Kampı'nda tutulan kadın ve çocukları geri almayı reddetmesine tepkiler büyüyor. Birleşmiş Milletler'den sonra İsveç Çocuk Esirgeme Kurumu, hükümeti insan haklarını ihlal etmekle suçladı.

İsveç, DAİŞ çetelerine katılım söz konusu olduğunda Avrupa ülkeleri arasında lider ülke. DAİŞ çetelerinin Irak ve Suriye'deki saldırılarını başlatmasından sonra yaklaşık 300 kişi DAİŞ saflarına katılmıştı.

Medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının DAİŞ çetelerinin Suriye ve Irak'a gitmelerini engellemesi için polise yaptığı çağrılar, İsveç'in demokratik bir ülke olduğunu ve hiç kimsenin seyahat etme özgürlüğünün kısıtlanamayacağını söyleyen İsveç Güvenlik Polisi (Säpo) tarafından reddedilmişti.

İsveç, kendisi için sorun oluşturan ve bir kesimi kriminaliteye bulaşmış çetelerden kurtulmak için Suriye ve Irak'a gitmelerini adeta teşvik etmişti.

DAİŞ saflarına katılanlardan 50'sinin savaşta öldüğü  ve 150'sinin İsveç'e dönüş yaptığı tahmin ediliyor. Suriye'yi DAİŞ çetelerinden temizleyen Suriye Demokratik Güçleri'nin denetimindeki cezaevlerinde 15 civarında DAİŞ'linin olduğu tahmin ediliyor.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, İSVEÇ'İ 'UTANÇ LİSTESİ'NE EKLEMİŞTİ

Ancak El Hol Kampı'nda tutulan 20 civarında kadın ve yaklaşık 30 çocuğun geleceğiyle ilgili tartışmalar İsveç medyasının gündeminden düşmüyor.

Şubat ayında Birleşmiş Milletler, El Hol ve Roj kamplarında vatandaşları bulunan ve aralarında İsveç'in de bulunduğu 57 ülkeye mektup yollayarak vatandaşlarını almalarını istemişti. Vatandaşlarını almayı reddeden İsveç'i 'utanç listesi'ne eklemiş ve insan haklarını güvence altına alan uluslararası sözleşmeleri ihlal etmekle suçlamıştı.

Önceki gün Birleşmiş Milletler'in mektubunu yanıtlayan İsveç Dışişleri Bakanlığı, hükümetin soruna en yüksek derecede öncelik verdiğini ve soruna çözüm getirmek için elinden gelen her şeyi yapacağını ancak yasalara aykırı davranamayacağını iddia etti.

İSVEÇ'İN VATANDAŞLARINI GERİ ALMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOKMUŞ!

 Dışişleri Bakanlığı Hukuk Şefi Carl Magnus Nesser'in imzasının olduğu mektupta “İsveç'le ilişkisi olan çocuklar söz konusu olduğunda hedefimiz onları İsveç'e getirmektir” denilerek çocuklara sahip çıkıldığı izlenimi verilmeye çalışıldı. Ancak İsveç'in vatandaşı olan annelerini getirme yükümlülüğü olmadığını öne sürüldü.

Rojava Özerk Yönetimi, daha önce birçok kez çocukları annelerinden ayırmanın insanlık dışı olduğunu İsveç hükümetine iletmişti. Bu nedenle de çocukları annelerinden ayırıp İsveç'e göndermelerinin söz konusu olamayacağını vurgulamıştı. Hükümet, bu açıklamalara rağmen kadınların çocuklarının İsveç'e getirilmelerine izin vermesi halinde sorunun çözüleceğini iddia ediyor.

Hükümet, İsveç topraklarında olmayan vatandaşlarına devletin müdahale etme hakkı olmadığını öne sürerek sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor. Birleşmiş Milletler'e yolladığı mektupta “İsveç devletinin kontrolünün olmadığı bir durumda önlem alması akılcı değil” deniliyor.

İNSAN VE ÇOCUK HAKLARI DERNEKLERİNDEN İSVEÇ'E TEPKİ

İsveç hükümetinin kendi vatandaşlarına ve çocuklara bazı gerekçeler öne sürerek sahip çıkmamasına insan ve çocuk hakları örgütleri tepkili. Haber ajansı TT'ye açıklama yapan Çocuk Esirgeme Kurumu gözlemcisi Jeo Bergeå,  “İsveç, Birleşmiş Milletler'den farkı bir değerlendirme yapıyor ve yanlış tarafta bulunuyor. Şaşkın değilim ama çok kaygılıyım” diyerek İsveç'in tutumuna tepki gösterdi.

Çocukları annelerinden ayırmanın bir alternatif olamayacağını gibi hukuki olarak da imkansız olacağına vurgu yaptıktan sonra “Çocukların sorumluluklarını almamak uygun değil. Çocuklar söz konusu olduğunda iyi bir imajımız var, Birleşmiş Milletleri dinlemeliyiz” dedi. Aksi takdirde İsveç'in imajının zarar göreceği uyarısında bulundu.

‘EL HOL KAMP DEĞİL HALİFELİKTİR’

Güney Kürdistanlı Gazeteci Khabat Abas, birçok kez El Hol ve Roj kamplarını ziyaret ettikten sonra izlenimlerini kamuoyuyla paylaştı. İsveç Devlet Televizyonu'nun konu hakkındaki sorularını yanıtlayan Abas, “El Hol kamp değil bir halifeliktir” dedi.

Kamptaki DAİŞ'li kadınların diğer kadınların DAİŞ'in koyduğu kurallara uymalarını sağlamak için  kendi güvenlik güçlerini kurduklarını, devriye gezdiklerini ve kuralları çiğneyen kadınları cezalandırıldıklarını söyledi. Abas, kamptaki durumu “Pek çoğu öldürülüyor bazen bu kişilere öldürülmeden önce işkence yapılıyor” ifadeleriyle özetledi.

Kampa çok miktarda para girişinden sonra ateşli silahların da çoğaldığına dikkat çeken Abas, “Son 3 ay içinde kaç kişiye ateş edildiğini hatırlayamıyorum” dedi.