İsveç'te İranlı emekçilerle dayanışma gecesi

İsveç'in başkenti Stockholm'de İran'da haklarını almak için mücadele eden ve direnen işçiler, öğretmenler ve emekçilerle dayanışma amacıyla bir gece düzenlendi.

Dayanışma etkinliği, 5 İranlı muhalif örgütün oluşturduğu İran Halklarının Mücadelesini Savunma Konseyi (Şura) ve İran İşçi Hareketiyle Dayanışma Komiteleri'nin (İSAK) çağrısı üzerine yapıldı.

İSAK adına bir konuşma yapan Behzad Barkhodaee, İran İslam rejimine karşı işçi ve emekçilerin mücadelelerinin giderek yaygınlaştığını ve 22 Eylül günü kamyon şoförlerinin ülke çapında iş bırakarak greve gitmelerinin kapitalistler ve İran rejimini kaygılandırdığını söyledi.

Kamyoncuların kararlı direnişlerinin rejimin tüm kurumlarını sarstığını söyleyen Barkhodaee, “Korkudan titreyen rejim güçleri grevcilere vahşice saldırdı. Grevciler tutuklandı ve idam edilmekle tehdit edildi” dedi.

Barkhodaee şunları ekledi: “Dayanışma Komiteleri olarak kamyoncuların ülke çapındaki grevlerine destek veriyor ve tutuklanan tüm kamyon şoförlerinin koşulsuz serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Herkese kamyon şoförlerinin durumları hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye, tüm emek ve işçi örgütlerini İran emekçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz.”

İRAN REJİMİNE KARŞI GÜÇLÜ BİR DİRENİŞ VAR

İran Halklarının Mücadelesini Savunma Konseyi adına konuşan Azad Karim, İran'da işçi, emekçi, kadın ve azınlık halkların ağır baskı altında bulunduğunu halde İran'da rejime karşı büyük bir direnişin var olduğunu söyledi.

Hakları gasp edilen işçilerin grev ve direnişleri, siyasi tutsakların açlık grevleri, kadınların sokak eylemleri yaptığına ve Doğu Kürdistan'da Kürt esnafın kepenk kapattığına dikkat çeken Karim, “ABD ambargosuyla birlikte halka yönelik baskı ve saldırılar daha da arttı. Ama işçiler, emekçiler, Kürtler ve diğer azınlık halklar rejime karşı direniyor. Birlikte mücadele ederek bu gerici İslami rejimi devirecekler” dedi.

Karim, insan haklarını savunan herkese, İsveçli siyasi parti ve sendikalara İranlı emekçilerinin mücadelelerini desteklemeleri çağrısı yaptı.

SAC: DİRENEN EMEKÇİLERİN YANLARINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

İsveç İşçileri Merkezi Örgütü (SAC) Genel Sekreteri Erik Bonk, işçi ve emekçilerin İran'daki “diktatörlüğe” karşı ekmek, konut ve özgürlük için mücadele ettiklerini belirtikten sonra “Son aylarda yapılan grev ve eylemler çalışanların kararlığını ve mücadelenin sona ermeyeceğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

SAC'ın geçmişte Tahran'da örgütlendikleri ve grev yaptıkları için tutuklanan otobüs şoförleriye aktif dayanışma içinde olduğunu hatırlanan Bonk, “Kamyon şoförlerinin grevlerine de destek veriyoruz. 14-15 Ekim günleri Tahran'da grev ve gösteriler yapan öğretmenlerin de yanındayız ve direnen emekçilerin yanında olmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

OFFENSİV: DİRENİŞ KOMİTELERİ OLUŞTURULMALI

Adalet Partisi Sosyalistler'den (Offensiv) Robert Bielecki, İran rejimine karşı gelişen kitle eylemlerinde son bir yıl içinde patlama olduğunu gözlemlediklerini söyledi.

Rejimin kitlelerin direnişini saldırı, tutuklama ve idamlarla durdurmaya çalıştığına somut örnekler vererek dikkat çeken Bielecki, “Tüm bu protesto ve grevler yol gösteriyor. Tüm bu eylemlerin eşgüdüm içinde yürütülmesi hayati önem taşımaktadır. Bunun için de her işyeri, okul ve mahallede direniş komiteleri oluşturulması yararlı olacaktır” dedi.

Bielecki, İran Hükümeti'ne tutuklanan grevci işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm siyasi tutsakları serbest bırakması çağrısı yaptı.

KOMMUNAL: İSVEÇ HÜKÜMETİ'NİN SUSKUN KALMASI SKANDALDIR

Belediye çalışanlarını örgütleyen İsveç'in en büyük sendikası Kommunal'ın yöneticilerinden Göran Gustavsson, İran rejiminin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri karşısında sessiz kalan İsveç Hükümeti'ne sert eleştiriler yöneltti.

İsveç Hükümeti'nin İran ile yaptığı ticaret zarar görmesin diye insan hakları ihlalleri ve idamları görmezden geldiğini söyleyen Gustavsson, “İsveç'te yaşayan Karoloniska Üniversitesi öğretim görevlisi Ahmet Rıza Celali İran'da tutuklandı ve uyduruk suçlamalarla idama mahkum edildi. Dışişleri Bakanı Margot Wallström, üzgün olduğunu söylemekle yetindi. Ne Dışişleri Bakanı ne de Başbakan idam kararını kınadı. İsveç'in suskun kalması skandaldır” dedi.

PJAK: ORTAK MÜCADELE GELİŞTİRİLMELİ

PJAK Stockholm Komitesi'nden Amir Babakiri, son dönemlerde ortaya çıkan ve giderek yaygınlaşan eylem ve kitle gösterilerinin bir tesadüf olmadığı ve kitlelerin uzun yıllardan beri çürümüş baskıcı rejime karşı öfkelerinin dışa vurumu olduğuna dikkat çekti.

Son 40 yıldır İran'ın tüm emekçi ve halklar için bir cezaevi olduğunu söyleyen Babakiri, “İnsan hakları savunucuları, kadınlar, çevreciler, gençler ve işçiler baskı ve saldırıya uğruyor. Çevre savunucuları bile katlediliyor. Bu rejimin kendisini dönüştürme ve demokrasi yönünde adım atma kapasitesi yok. İran anti-emperyalist, İsrail ve ABD'ye karşıymış gibi bir hava yaratıyor. Ama gerçekler böyle değil. Halkı korkutmak ve sindirmek ve rejimin etrafında toplamak için dış düşman yaratıyor” dedi.

Babakiri, “Biz diğer örgütler ve halk hareketleriyle birlikte rejime karşı ortak mücadeleyi gerçekleştirmeliyiz” diyerek ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı.

YAZAR BAHRAM RAHMANİ: ENTERNASYONALİST KOMİTE OLUŞTURULMALI

Dayanışma gecesi ve İran'daki son gelişmelerle ilgili sorularımızı yanıtlayan İran PEN ve İran Yazarlar Birliği eski Başkanı Yazar Bahram Rahmani, uzun yıllardan sonra ilk kez İranlı örgütlerin İsveçli parti ve sendikalarla ortak bir etkinlik düzenlemelerini önemsediğini söyledi.

Sürgünde yaşayan değişik ülkelerden gelen göçmenlerin İsveçlilerle birlikte çalışmalarının önemine dikkat çeken Rahmani, “Ülkelerimizdeki işçi, emekçi ve halk haraketleriyle daha iyi dayanışma gösterebilmemiz için İran, Türkiye, Kürdistan ve diğer ülkelerden göçmenler İsveçlilerle birlikte komiteler oluşturmalı” şeklinde konuştu. Rahmani, ortak örgütlenmenin daha etkili sonuçlar doğuracağına inandığını söylerken “Böylesi bir enternasyolanist komiteyi Stockholm'de oluşturmalıyız” çağrısında bulundu.