AB göç politikasında geniş kapsamlı bir reform üzerinde anlaştı

Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Üye Devletleri, insan hakları örgütlerinin tepkilerine rağmen AB'nin sığınma ve göç politikasına ilişkin geniş kapsamlı bir reform üzerinde anlaşmaya vardı.

Yıllar süren tartışmalar ve bütün bir gece süren son müzakerelerin ardından Avrupa Parlamentosu üyeleri ve Üye Devletlerin temsilcileri, çarşamba sabahı Avrupa göç sisteminin çetrefilli reformu konusunda bir anlaşmaya vardı.

AB Konseyi İspanya Dönem Başkanlığı X üzerinde yaptığı açıklamada, "Yeni Göç ve İltica Paktı'nın beş dosyası üzerinde siyasi bir anlaşmaya varıldı" dedi.

Avrupa Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson bunu "tarihi bir an" olarak nitelendirdi.

Avrupa Komisyonu tarafından Eylül 2020'de sunulan iltica ve göç paktı, 2016'da mülteci krizinin ardından yapılan bir önceki önerinin başarısızlığa uğramasının ardından Avrupa kurallarını elden geçirmeye yönelik yeni bir girişim olarak öne çıkmıştı.

Anlaşma, göçmenlerin AB'ye gelişleri üzerinde daha sıkı kontroller, sığınma hakkı olmayanların daha hızlı bir şekilde geri gönderilmesi için sınırlara yakın kapalı merkezler kurulmasını ve göç baskısı altındaki ülkelere yardım etmek için üye devletler arasında zorunlu bir dayanışma mekanizması içeriyor.

Siyasi anlaşmanın halen AB Konseyi (üye devletler) ve Avrupa Parlamentosu tarafından resmi olarak onaylanması gerekiyor.

Tüm metinlerin Haziran 2024'te yapılacak Avrupa seçimlerinden önce, göç konusunun birçok Avrupa ülkesinde siyasi tartışmalara hakim olduğu, aşırı sağcı ve popülist partilerin yükseldiği bir dönemde kabul edilmesi hedefleniyor.

Ancak reform insan hakları örgütleri tarafından tepki gördü. Aralarında Uluslararası Af Örgütü, Oxfam, Caritas ve Save the Children'ın da bulunduğu yaklaşık 50 STK, pazartesi günü müzakerecilere açık bir mektup yazarak göç anlaşmasının "kötü tasarlanmış, maliyetli ve acımasız bir sistemle" sonuçlanma riski konusunda uyarıda bulundu.

DUVARLAR, DİKENLİ TELLER FİNANSE EDİLECEK

Avrupa Parlamentosu üyesi Damien Carême "Avrupa'nın en iyi değerlerini utandıran" bir anlaşma olduğunu belirterek, kınadı. Carême, X hesabında "Avrupa'nın her yerinde duvarları, dikenli telleri ve koruma sistemlerini finanse edeceğiz" dedi.

REFORM NELER İÇERİYOR?

Mevcut kurala göre, bir sığınmacının AB'ye girdiği ilk ülke, söz konusu sığınmacıdan sorumlu oluyor. Brüksel’de görüşülen reform, bu kuralı bazı düzenlemelerle muhafaza etti. Ancak çok sayıda göçmen ve mültecinin geldiği Akdeniz ülkelerine yardımcı olmak amacıyla, göç baskısı durumunda zorunlu bir dayanışma sistemi oluşturuyor.

Diğer üye devletler sığınmacıların sorumluluğunu üstlenerek yeniden yerleştirme ya da mali destek sağlayarak katkıda bulunmak zorunda.

Reform ayrıca varışta göçmenlerin "filtrelenmesini" ve istatistiksel olarak sığınma alma olasılığı en düşük olanlar için bir "sınır prosedürü" öngörüyor; bu kişiler, menşe veya transit ülkelerine daha hızlı bir şekilde geri gönderilebilmeleri için merkezlerde tutulacak.

Bu prosedür, AB'de mülteci statüsü tanıma oranının ortalama yüzde 20'nin altında olduğu ülkelerin vatandaşları için geçerli olacak.

Konsey (Üye Devletler), 12 yaşından küçük çocukları olan ailelerin bile, örneğin sınırlara ya da havaalanlarına yakın merkezlerde bir tür gözaltı anlamına gelen bu tür bir prosedürün kapsamına alınması konusunda ısrar etti.

Üzerinde mutabık kalınan bir diğer metin ise, 2015-2016 mülteci krizi sırasında olduğu gibi, bir AB Üye Devletine kitlesel bir göçmen akını olması durumunda müdahaleyi organize etmek üzere tasarlanmış kriz ve mücbir sebep durumlarına ilişkin bir yönetmelik olarak dikkat çekiyor.

Burada da Üye Devletler arasında zorunlu dayanışma ve bloğun dış sınırlarında gözaltı süresinin uzatılması olasılığı ile sığınmacılar için olağan prosedürlerden daha az koruyucu olan bir derogasyon sisteminin getirilmesi öngörülüyor.

AB şu anda düzensiz varışlarda ve sığınma başvurularında bir artış yaşıyor. AB’nin dış sınırlarını koruyan Frontex, 2023'ün ilk on bir ayında AB'nin dış sınırlarından 355 binden fazla geçiş kaydederek yüzde 17'lik bir artış olduğunu açıkladı. Bu arada AB İltica Kurumu’na (EUAA) göre iltica başvuruları 2023 yılı sonuna kadar bir milyonu aşabilir.