AB üyeleri elektrik piyasasında reform yapma konusunda anlaştı

Avrupa Birliği üye devletleri ve Avrupa Parlamentosu, elektrik piyasasın reform yapma konusunda anlaştı. Hedefleri "piyasayı istikrara kavuşturmak", "daha uygun fiyatlı elektrik sunmak" ve "endüstriyel rekabet gücünü arttırmak".

AB, mevcut nükleer enerji santrallerine yönelik kamu desteğinin çerçevesine ilişkin sert tartışmaların ardından, özellikle atom enerjisi dahil olmak üzere düşük karbonlu enerjilere yatırımı teşvik etmek üzere elektrik piyasasında reform yapılması konusunda bir anlaşmaya vardı.

AB dönem başkanlığını yürüten İspanya Enerji Bakanı Teresa Ribera, bir gece süren son görüşmelerin ardından Üye Devletler ve Avrupa Parlamentosu üyeleri arasında varılan bu anlaşmanın "piyasaları uzun vadede istikrara kavuşturacağını (...) daha uygun fiyatlı elektrik sunacağını ve endüstriyel rekabet gücünü arttıracağını" söyledi.

Geçen yıl elektrik fiyatlarında yaşanan artışın ardından bu reform, değişken gaz fiyatlarının etkisini yumuşatmak için fiyatların önceden belirlendiği uzun vadeli sözleşmeler getirerek hane halkı ve işletmelerin faturalarını düşürmeyi amaçlıyor.

Kabul edilen metin ayrıca, yeni karbonsuzlaştırılmış elektrik üretim tesislerine (yenilenebilir veya nükleer) yapılan yatırımlara yönelik herhangi bir kamu desteği için Devlet tarafından garanti edilen bir fiyatta "fark sözleşmeleri" (CFD) kullanılması yoluyla yatırımcılara daha fazla öngörülebilirlik sunmayı amaçlıyor.

Bu mekanizma kapsamında, toptan piyasa fiyatı sabit fiyattan yüksekse, üretici kazandığı ek geliri Devlete ödemek zorunda ve Devlet de bunu tüketicilere yeniden dağıtabilir.

Fiyatın daha düşük olması halinde ise Devlet üreticiye tazminat ödeyecek. Anlaşmaya göre CFD'ler "yeni enerji santrallerinde" kamu finansmanı için geçerli olacak.

AB Konseyi basın açıklamasında, daha fazla ayrıntı verilmeksizin, uzun vadeli fiyatlara dayalı kamu yardımı durumunda CFD'lerin yanı sıra "aynı etkilere sahip" eşdeğer mekanizmalara açık kapı bırakıldığını vurguluyor.

Perşembe günü varılan anlaşma Üye Devletlere "esneklik sunuyor"; bu ülkeler gelirleri nihai tüketicilere (işletmeler, haneler) tüketimlerine göre yeniden dağıtmayı seçebilecek, aynı zamanda sektördeki yatırımları finanse etmek ya da faturaları azaltmaya yönelik programları desteklemek için kullanabilecekler. Bu da kıtanın endüstriyel rekabet gücünü arttırmak için kilit bir noktayı oluşturuyor.

Metinde ayrıca, fiyatların daha da artması durumunda Avrupa düzeyinde bir kriz durumunun tetiklenmesi ve Üye Devletlerin savunmasız hane halklarını ve işletmeleri korumak için ‘tarife kalkanı’ tipi tedbirler almasına imkan tanınması öngörülüyor.

Uzlaşı, üye devletlerden oluşan AB Konseyi'nin "Avrupa Komisyonu'nun önerisi üzerine" böyle bir kriz ilan etme yetkisine sahip olmasını ve aynı zamanda ortak pazarın "aşırı bozulmasını veya parçalanmasını" önlemesini öngörüyor.

Son olarak metin, "savunmasız tüketicilerin ve yakıt yoksulluğu çekenlerin" korunmasını güçlendiriyor.

Metnin raportörü Sosyalist Parlamenter Nicolas Gonzalez Casares, "Avrupa, uygun fiyatları garanti edecek ve enerji geçişini hızlandıracak tedbirler sayesinde sosyal açıdan adil bir elektrik piyasasına sahip olacaktır" dedi.