ABD seçimleri: Biden favori, Trump yine şaşırtabilir mi?

ABD’de bugün yapılacak başkanlık seçimlerinde Joe Biden’in daha şanslı olduğu görülürken, Donald Trump’ın 2016’daki gibi sürpriz bir şekilde seçilme şansı az da olsa var.

2016’da 245 milyon seçmenden 137 milyona yakınının oy kullandığı seçimlere katılımın bu yıl daha fazla olacağı kesin gibi. 2016’da sadece 47 milyon seçmen mektup veya elektronik posta yöntemiyle seçim gününden önce oy kullanırken, bu seçimlerde dün itibariyle 95 milyona ulaşılmış oldu. Tahminler, 150 milyon kişinin oy kullanacağı yönünde.

Bu yılki seçimlerde ülkeyi 4 yıllığına yönetecek başkanın yanı sıra Temsilciler Meclisi’nin 2 yıllığına görev yapacak 435 üyesi ile Senato’nun 100 üyesinden toplam 35’i de seçilecek.

ULUSAL DÜZEYDEKİ ANKETLER BIDEN’I GÖSTERİYOR

Seçimlerde Demokrat Parti adayı ve Barack Obama döneminde bir dönem başkan yardımcılığı yapan Joe Biden’in daha şanslı olduğu anketlere yansıyor. Son anketler, ulusal bazda Biden’in Trump’a 4 ila 10 puan arasında değişen bir fark atacağını gösteriyor.

Seçimlerde 50 eyalette nüfuslarına oranla daha önceden belirlenmiş sayıda olmak üzere toplamda 538 seçici delege seçileceğinden, ulusal düzeyde alınan oylardan çok eyaletlerde alınan oylar belirleyici olacak. 2016 seçimlerinde Trump yüzde 46, rakibi Hillary Clinton ise yüzde 48’in üzerinde oy almıştı. Ancak aradaki 3 milyona yakın farka rağmen daha çok Demokratlara oy veren Michigan ve Pennsylvania’da kazanarak aldığı 36 ek delege sayesinde Trump galip gelmişti.

TRUMP BAZI EYALETLERLE SEÇİMİ KURTARABİLİR

En az 270 delege kazanan başkan seçilecek ve ulusal düzeyde Joe Biden’i açık ara gösteren anketlere rağmen Trump’ın kazanma şansı az da olsa var. Bugüne kadarki neredeyse tüm seçimlerde Cumhuriyetçi adayların istisnasız kazandığı eyaletlerde Trump’ın kazanması sürpriz olmayacak. Ancak aralarında Güney Carolina, Louisiana, Kansas, Kuzey ve Güney Dakota gibi eyaletlerin olduğu geleneksel Cumhuriyetçi eyaletlerde Trump’ın kesin olan delege sayısı 125’i buluyor.

Bunlara ek olarak genel olarak Cumhuriyetçi olarak bilinen Texas, Georgia, Ohio, Arizona gibi eyaletleri kazanması halinde Trump 208 delegeye ulaşacak. Bunlardan sadece Texas 38 delege ile oldukça önemli.

Her seçimde olduğu gibi belirleyici olan ve ‘Swing States’ olarak bilinen kaygan yapıdaki eyaletlerin bazılarında kazanması da Trump’ın şansını arttırabilir. Bunlar arasında 29 delegesiyle Florida önde gelirken, Iowa veya Kuzey Carolina da bulunuyor. Neredeyse son bir yüzyıldan bu yana hiçbir Cumhuriyetçi başkan, Florida’da kazanmadan seçim kazanmış değil. Trump anketlerde 6 delegeye sahip Iowa ile 15 delegesi bulunan Kuzey Carolina’da Biden ile başa baş görünüyor. Son bir ankette Biden ile arasındaki farkı 2 puanın altına düşürdüğü Florida’yı ve diğer iki eyaleti de alması halinde Trump’ın delege sayısı 258’e kadar çıkabilecek.

İşte burada geri daha çok geleneksel olarak Demokrat Parti’ye oy veren ama 2016’da Trump’ın kazandığı bazı eyaletlerin rolü belirleyici olacak. Örneğin tek başına Pennsylvania’yı alması yeterli olabilecekken, Michigan, Minnesota veya Wisconsin gibi Biden ile arasındaki farkın çok yüksek olmadığı iki eyaleti alması da kazanma şansını arttırabilir. Ancak son anketler, Pennsylvania’da Biden’in 4,5 puan farkla önde olduğunu gösteriyor.

TRUMP’IN İMAJI DAHA KÖTÜ

Yapılan tüm anketler, Trump’ın yukarıda belirtilen eyaletlerde birinci gelerek 270 delegeyi aşması ihtimalinin çok zayıf olduğu yönünde.

Trump’ın özellikle Covid-19 salgınına karşı önlemleri ciddiye almaması ve tüm konularda olduğu gibi 200 bini aşkın can alan ve ekonomiye büyük darbe vuran bu konuda da komplo teorilerini öne çıkarması dikkat çekmişti. Salgını hafife alan Trump’ın bizzat kendisinin de enfekte olması kötü bir imaj bırakırken, Biden’in bu konuda bilim insanlarının görüşleri doğrultusunda hareket edeceği yönündeki beyanları var. Trump, Biden’in seçilmesi halinde sokağa çıkma yasaklarının genelleşeceğini ve ekonominin çökeceği iddiasını sıkça kullanıyor.

Eylül ayındaki televizyon düellosunda Trump’ın hem sinirlerine hakim olamaması hem de Biden’la tartışmada konulara daha az hakim olduğu dikkatlerden kaçmamıştı.

Ayrıca Trump’ın aşırı sağcı ve ırkçı beyaz oluşumlara yönelik kesin bir tavır almaktan kaçınması ve son günlerde iki dönem başkanlık yapan Barack Obama’nın mitinglere katılması da Biden için avantaj. Trump’ın Cumhuriyetçi olsa da merkeze yakın duran veya liberal seçmenden oy olmakta zorlanıyor olması da en büyük dezavantajı.

SONUÇLAR GECİKEBİLİR; İLK SONUÇLAR YANILTICI OLABİLİR

ABD başkanlık seçimlerinin galibinin seçim gecesi belli olmaması ihtimali ise oldukça yüksek. Ülke tarihinde ilk kez seçmenlerin büyük kısmının erken oy kullanması nedeniyle sayımların gecikebileceği bildiriliyor. Zira erken oy kullananların çoğu mektup veya elektronik posta ile oy verdi ve bu seçmenin ağırlıklı olarak Demokrat Parti adayına oy verdiği biliniyor.

Bunun sonucu olarak seçimlerin kesin sonucunun açıklanmasının günler alması da ihtimal dahilinde. Ayrıca bugün doğrudan seçim lokallerinde oy kullanacak seçmenlerin daha çok Cumhuriyetçi seçmen olacağı gerçeği var ve eğer erken kullanılan oyların sayımında gecikme olursa, açıklanan ilk sonuçların Trump lehine olması ihtimali de yüksek. Bu durumda ülkeyi George W. Bush ile Al Gore arasında geçen ve sonucun ancak Yüksek Mahkeme kararıyla bir ay kadar sonra kesinleşebildiği 2000 yılındaki gibi bir uzun bekleyişe mahkum edebilir.