Son bir ayda DAİŞ çeteleriyle bağlantılı olarak önce Fransa’nın başkenti Paris ile Nice kentinde, ardından da Almanya’nın Dresden şehrinde, son olarak da Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleşen terör saldırılarında camileler ve imamların önemli bir rol oynaması üzerine Avrupa ülkeleri nihayet ithal imamlara sınırlarını kapatmak için harekete geçiyor.

İthal imamlar ve Almanya’nın kendi imamlarını yetiştirmesi konusu İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in başkanlığında bu yıl salgın nedeniyle video konferans yoluyla gerçekleşen İslam Konferansı’nın ana gündemini oluşturdu. Konferansı açılışında konuşan Seehofer “Şayet Avrupa artık Müslümanların da vatanıysa, dışarıdan müdahale ve etkileme kapılar kapatılmalı” dedi.

Konuşmasında “Müslüman vatandaşlarımızın dinleri konusundaki ihtiyaçlarını bizler gidermeliyiz” vurgusunu yapan Seehofer, Fransa ve Hollanda ile birlikte hareket ettiklerini, bu ülkelerin de benzer bir hedefinin bulunduğunu söyledi. Seehofer ithal imamların önüne geçilmesi için Almanya’da eğitilen imamların diplomalarının tanınması gerektiğini de belirtti.

ASIL AMAÇ TÜRKİYE’DEN İMAM GELİŞİNİ ENGELLEMEK

Şayet imamların Almanya'da eğitilmesi durumunda devletin de bu meslek eğitiminin tanınması için gerekli şartları yerine getirmesi gerektiğini ifade eden İçişleri Bakanı, bir süredir Osnabrück kentinde hayata geçirilen projeye dikkat çekti. İçişleri Bakanlığı tarafından desteklenen ve 2021 yılının Nisan ayından itibaren hayata geçirilecek meslek eğitimi projesinde yıllık ortalama 20-30 imamın yetiştirilmesi hedefleniyor.

Alman basını ise birçok dini kuruluşun temsilcisinin katıldığı İslam Konferansı’nda yapılan tartışmalar sırasında Seehofer’in “Öncelikli hedefimiz mümkün olduğunca Türkiye’den imam almamak” dediğini aktardı.

Seehofer’in planına göre adım adım Türk devletinin gönderdiği imamların sayısını azaltmak. Almanya’nın öncelikli hedefi ise Almancayı iyi konuşan Almanya’nın değerlerine sahip çıkan, nefret suçu işlemeyen imamların yetiştirilmesi.

ERDOĞAN REJİMİ GÖNDERDİĞİ İMAMLARI ÖZEL SEÇİYOR!

Türk devletinin gönderdiği imamlar aracılığıyla Almanya’da yaşayan Müslümanlar özellikle de Türk toplumu üzerinde Erdoğan rejiminin etkisinin kırılması yönündeki girişimler bir süredir sürüyordu. Geçtiğimiz yıl İçişleri Bakanlığı, federal hükümetin bir önceki yıl Türkiye'den 350 imamın gelmesine onay verdiğini bildirmişti. Söz konusu imamlara 180 günlük çalışma vizesi verdiği ortaya çıkmıştı.

Erdoğan rejimi ise özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından Almanya’ya özel olarak seçtiği imamları gönderiyor. Bu imamlardan sadece dini görevleri yerine getirmeleri istenmiyor, aynı zamanda AKP-MHP iktidarının propagandasını yapmak ve Türk istihbaratı için bilgi toplamak zorundalar.

AVUSTURYA TÜRK İMAMLARINI SINIR DIŞI ETMİŞTİ

Geçtiğimiz hafta Viyana’daki terör saldırısını ardından “radikal İslam” faaliyetinde bulunan ve DAİŞ’in propagandasını yapan camileri yasaklayan Avusturya hükümeti 2018 yılında da “siyasal İslam’la mücadele” adı altında Türk devleti ile bağlantılı 60 imam ve ailelerini sınırdışı etme kararını almıştı. Viyana hükümeti 7 Türk camisini de kapatırken, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, bu kararın özellikle Türk camilerinde çocuklara asker kıyafetleri giydirilmesi olayının ardından alındığına bildirmişti.

Avusturya’nın Erdoğan rejiminin faaliyetlerine yönelik aldığı tedbirler AKP iktidarının sert tepkisiyle karşılamıştı. Türk cumhurbaşkanı Erdoğan başbakan Kurz’un ismini anarak şu şekilde tehdit etmişti: “Senin bu çıraklığın, bu tavırların senin başına çok işler getirebilir.”

Erdoğan rejimi ile Merkel hükümetinin arasının kötü olduğu 2017 yılı başında Türk devletinin memuru statüsündeki DİTİB'li imamların camilerde nasıl vaaz adı altında Erdoğan propagandası yaptığı ve din derslerinde çocukları nasıl ispiyonculuğa zorladığı belgeleriyle ispatlanmıştı.