Fransa’nın Cezayir’deki nükleer denemelerinin yarattığı dram sürüyor

Fransa’nın eski sömürgesi Cezayir’de Sahra Çölü’nde yaptığı nükleer denemelerin üzerinden geçen 60 yılda yaşanan dramların etkisi halen sürüyor.

1830’da Fransa tarafından sömürge topraklarına katılan Cezayir, 1956-1962 arasındaki bağımsızlık savaşı sonrasında özgürlüğüne kavuşmuştu. Evian Anlaşması ile bağımsızlığına kavuşmadan önce ise, Fransa tarafından Cezayir topraklarında ilki 13 Şubat 1960’ta olmak üzere birçok nükleer deneme yapılmıştı.

O dönemlerde ve sonrasında ‘çevrede yerleşim olmadığı’ bahanesinin öne sürülmesine rağmen, ülkenin orta kesimlerindeki Adrar Vilayeti’ne bağlı Reggane yakınlarında yapılan denemeler binlerce kişinin hayatını doğrudan etkiledi.

HİROŞİMA’NIN 4 KATI BÜYÜKLÜĞÜNDE

13 Şubat 1960’ta yapılan ilk denemede 70 kilotonluk atom bombası patlatılırken, bu bomba ABD tarafından Hiroşima’ya atılan bombadan 4 kat daha güçlüydü. ‘Mavi Fare Tarlası’ (Gerboise bleu) olarak adlandırılan denemeler kapsamında bir yıllık sürede 3 ayrı nükleer deneme daha yapılmıştı.

6 YILDA 40 BİN KİŞİ RADYASYONA MARUZ KALDI

Cezayir’in dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle tarafından 1962 yılında bağımsızlığının tanınmasına rağmen, bağımsızlığın hemen öncesinde yapılan nükleer denemeler on binlerce kişiyi doğrudan etkiledi.

Tahminler, 1960-1966 yılları arasında nükleer denemeler nedeniyle yayılan radyasyonların Reggane ve çevresindeki 40 bin kişiyi etkilediği yönünde. Aradan geçen 60 yılda da bölge halkı arasındaki travma geçmiş değil.

Nükleer denemeler nedeniyle bölgede yaşayan çok sayıda kişinin radyasyonlar nedeniyle vücutlarında oluşan sakatlıklar ve hastalıklardan yaşamını yitirdiği biliniyor. Sadece geçtiğimiz yıl bölgede 190 kadar kişinin kanser hastalığına yakalandığı tespit edilirken, bu vakaların nükleer denemelerle alakası olup olmadığı ise kanıtlanabilmiş değil.

Ayrıca bölgedeki toprakların tarıma elverişsiz hale gelmesi de bir başka önemli sorun.

‘ULUSAL YAS GÜNÜ’ İLAN EDİLMESİ TALEBİ

Bölge halkının Fransa’ya yönelik ciddi bir ‘düşmanlık’ beslediği de yapılan birçok araştırmayla ortaya konmuştu.

Öte yandan, nükleer deneme kurbanlarının haklarını savunan Taurirt adlı derneğin yöneticisi Abdelkerim Touhami, 13 Şubat’ın ‘Ulusal Nükleer Deneme Kurbanlarını Anma Günü’ olarak kabul edilmesi için mücadele ediyor.

Cezayir Nükleer Deneme Kurbanları Ulusal Koordinatörü Mohamed Mahmudi ise, amaçlarının nükleer denemelerin okullardaki ders kitaplarına konması için çabaladıklarını duyurmuştu.

YETKİLİLER YETERLİ İLGİYİ GÖSTERMEDİ

Fransa’nın nükleer denemelerinin yol açtığı dram daha önce birçok roman ve belgesele de konu olmuştu. Djamel Mati adlı yazarın bir romana konu ettiği dramlar, 2013 yılında Elisabeth Leuvrey ile Bruno Hadjih tarafından ‘At(H)ome’ adlı bir belgesel filme yansıtılmıştı. Nükleer dramı Fransız fotoğraf sanatçısı Gregory Dargent tarafından da geçtiğimiz yıl düzenlenen bir sergiye konu edilmişti.

Ancak aradan geçen yılda Cezayirli yetkililerin nükleer denemelerin yarattığı zararları araştırma ve tıbbi çözümler sunma konusunda yetersiz kaldığı da belirtiliyor.