Halen 'onure' edilen Kral II. Leopold’ün Kongo’daki ‘terör’ rejimi

Irkçılığa karşı protestoların yayıldığı bugünlerde, Belçika’nın köleci tarihi ve katliamları da gündeme geldi.

Belçika Kralı II. Leopold’ün heykelleri sık sık eylemlere konu oluyor. 4 Haziran Perşembe günü Tervuren Afrika Müzesi’nin bahçesindeki heykel, kırmızı boya ile boyandı. Ocak 2018'de de aynı kralın farklı yerlerdeki heykelleri eylemlerin hedefi olmuştu.

II. Leopold’ün heykellerinin kaldırılması için başlatılan bir imza kampanyasında da bir kaç gün içerisinde 60 bine yakın kişi imza attı. Heykellerin kalması için “karşı” bir imza kampanyası da başlatıldı, şimdiye kadar 7 binin altında imza toplanabildi.

2019 yılında BM’ye bağlı bağımsız dört uzman Belçika’yı sömürgecilik dönemindeki vahşetlerden dolayı özür dilemeye çağırmıştı. Bu uzmanlara göre, Kral II. Leopold’ün, sömürgesi Kongo’daki rolü tanınmalı ve tarihin bu karanlık sayfası kapatılmalı.

Bir asrı aşkın zaman geçmesine rağmen Belçika halen bu sayfayı kapatma iradesi göstermiyor. İşte o dönemin terör rejiminin özeti: 

1865 yılında Fransa’nın son kralının torunu Leopold Louis Philippe, babasının ölümünden sonra Belçika tahtına oturur. Bir sömürgeye sahip olma arzusuyla tutuşan II. Leopold’a 1885 yılındaki Berlin sözleşmesiyle nihayet bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti “özel mülk” olarak verilir.

Belçikalıların Kralı, Afrika’da “Hristiyanlığı yayma”ya yönelik “uygarlaştırma” adı altında, gerçekte baskıcı ve kanlı bir sistem hayata geçirir. Bu sistemle, yerel halk “Bağımsız Kongo Devleti” adı verilen “özel mülkiyette” zorla çalıştırılır.

II. Leopold 1891’den itibaren yoğun bir sömürü başlatır. Fildişi kaynakları ve kauçuk tarlaları işletilir, yerel nüfusun bir kısmı köleliğe indirgenir. Böylece işkence, kamçılama, tecavüz ve rehin alma bu vahşetin günlük pratikleri haline gelir. Kaçmaya çalışanların ise ya elleri kesilir ya da katledilir.

1885 ile 1908 arasındaki katliamlar sırasında 10 milyon kişinin katledildiği tahmin ediliyor.

Bu vahşetin belgeleri ortaya çıktıktan sonra, Belçika hükümeti sömürgenin denetimini eline alır. Böylece bu ülke, 1908 yılında Belçika sömürgesi haline gelir. 1960 yılında ise bağımsızlığını kazanır. II. Leopold ise 1908’de ölümünden hemen önce bu döneme ilişkin belgeleri yakar. Sözkonusu döneme dair arşivler 1980’li yıllara kadar, devlet sırrı olarak kalır. İşlenen vahşetlere rağmen, halen II. Leopold ülkenin bir çok yerindeki heykelleri ile onurlandırılmaya devam ediyor.

Irkçılığa karşı mücadele derneği BAMKO Başkanı Mireille-Tsheusi Robert, “Belçikalıların çoğunluğu açısından, kurucu bir kraldır çünkü Belçika’yı inşa etti ama Belçika’yı büyük ölçüde Kongo’dan çaldığı parayla inşa etti” diyor. Irkçılıkla mücadele dernekleri Belçika’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne maddi tazminat ödemesini istiyor.