HRW: İran, keyfi tutuklananları koşulsuz serbest bırakmalı

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Nobel Barış Ödüllü Nergis Muhammedi’nin hak savunuculuğundan vazgeçmesi için yeniden cezaevine konulmakla tehdit edildiğini belirterek, keyfi bir şekilde tutuklanan herkesin koşulsuz serbest bırakılmasını istedi.

HRW yaptığı açıklamada İranlı yetkililerin, insan hakları savunucusu ve Nobel Barış Ödüllü Nergis Muhammedi'yi, hak savunuculuğunu bırakması için baskı yapmak amacıyla, haksız cezasının kalan kısmını çekmek üzere cezaevine geri göndermekle tehdit ettiğini belirtti. 

HRW, “Yetkililer devam eden tacizlerine derhal son vermeli ve onu ve insan hakları aktivizmi nedeniyle keyfi olarak tutuklanan diğer herkesi koşulsuz olarak serbest bırakmalıdır.” dedi. 

Nergis Muhammedi insan hakları çalışmalarından kaynaklanan suçlamalarla 13 yıl dokuz ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yetkililer tarafından hapis cezası 21 gün süreyle ertelendikten sonra Nergis Muhammedi 4 Aralık 2024 tarihinde Evin cezaevinden tahliye edildi. 

Nergis Muhammedi mevcut durumda çeşitli sağlık sorunları nedeniyle tıbbi tedavi görüyor. Geçici olarak serbest bırakılması aylarca tıbbi bakımdan mahrum bırakılmasının ardından gelmişti. 

HRW geçici icra direktörü Federico Borello, “Nergis Muhammedi cezaevinden aldığı bu kısa arayı aktivizmini sürdürmek ve İran'daki vahim insan hakları durumuna ışık tutmak için kullandı. İranlı yetkililerin onu cezaevine geri gönderme tehdidi, muhalefete karşı sıfır tolerans gösterdiklerinin açık bir hatırlatıcısıdır,” dedi. 

Borello, “İran makamlarının Nobel ödüllü Nergis Muhammedi'yi ve keyfi olarak gözaltında tutulan diğer herkesi koşulsuz olarak serbest bırakma ve gözaltındaki herkesin zamanında ve yeterli tıbbi bakıma erişimini sağlama konusunda yasal bir yükümlülüğü bulunmaktadır.” diye ekledi. 

Nergis Muhammedi, geçici olarak serbest bırakılmasından aylar önce kalp hastalığı, akut sırt ve diz ağrısı ve bel fıtığı da dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarından muzdaripti. Yetkililer, defalarca aramasına rağmen kendisine yeterli tıbbi bakım sağlanmasını reddetti.

CEZALANDIRMAK İÇİN TIBBİ BAKIM ENGELLENİYOR

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İranlı yetkililer uzun süredir mahkumları, özellikle de siyasi amaçlı ulusal güvenlik suçlamalarıyla keyfi olarak tutuklananları, cezalandırmak ve susturmak amacıyla tıbbi bakıma yeterli ve zamanında erişimlerini engelleme politikasına sahiptir. Çok sayıda siyasi mahkum, hastanelerde uzmanlaşmış tedavi gibi zamanında ve yeterli tıbbi bakımdan mahrum bırakılmaya devam etmektedir.”

BU DURUM İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEDİR

Açıklama şöyle devam ediyor: “Bu mahkumlar arasında müebbet hapis cezasına çarptırılan Kürt siyasi mahkum Zeynep Celaliyan, 18 yıl hapis cezasına çarptırılan dini liderin açık sözlü eleştirmeni Fatemeh Sepehri, 72 yaşındaki sivil haklar aktivisti Raheleh Rahemi-Pur, idam cezasına çarptırılan Kürt aktivist Werîşe Muradî ve Kürt siyasi mahkum Mutalib Ahmediyan da bulunmaktadır. İran'daki Bahai toplumunun liderliğinin eski bir üyesi olan ve şu anda sağlık izninde bulunan Mehveş Sabet uzun süre tıbbi bakımdan mahrum bırakıldı ve cezaevine geri gönderilme riski altında.

Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı için Asgari Standart Kurallar uyarınca, uzman tedavisine ihtiyaç duyan hasta mahpusların uzman kurumlara veya sivil hastanelere nakledilmesi gerekmektedir. Alıkonulan kişilerin tıbbi bakımdan mahrum bırakılması işkence ve diğer kötü muamele anlamına gelebilir ve bu da uluslararası hukuk kapsamında kesinlikle yasaktır. Uluslararası Af Örgütü tarafından belgelendiği üzere, bazı vakalarda gerekli tıbbi bakımdan mahrum bırakılan mahpuslar gözaltında ölmüştür ve bu durum keyfi olarak yaşamdan mahrum bırakılma anlamına gelmektedir.”

Borello, “İranlı yetkililerin tutuklu ve hükümlülere tıbbi bakım sağlamama yönündeki iğrenç politikası ölümcül sonuçlar doğurabilir” dedi ve ekledi:  “Uluslararası toplum, sadece özgürlük hakkını değil, aynı zamanda gözaltında tuttukları insanların yaşam hakkını da açıkça hiçe saydıkları için onlardan hesap sormalıdır.”