Orta Anadolu Kürtlerine ışık tutan 20 yıllık araştırma
Yazar ve araştırmacı Erdal Çolak’ın kitabı, Kürdistan’dan Orta Anadolu’ya uzanan Kürt tarihine ışık tutuyor.
Yazar ve araştırmacı Erdal Çolak’ın kitabı, Kürdistan’dan Orta Anadolu’ya uzanan Kürt tarihine ışık tutuyor.
“Kürdistan’dan Yerinden Edilmiş Orta Anadolu Kürtleri ile Anadolu’da Daha Önce Yaşayan Kürtler: Ortak Tarih” adlı kitap, 20 yıllık saha çalışmaları, arşiv taramaları, röportajlar ve sözlü tarih kayıtlarıyla hazırlandı.
Yazar ve araştırmacı Erdal Çolak, Kürtlerin Orta Anadolu’daki tarihsel serüvenini konu alan kapsamlı bir araştırma kitabına imza attı. “Kürdistan’dan Yerinden Edilmiş Orta Anadolu Kürtleri ile Anadolu’da Daha Önce Yaşayan Kürtler: Ortak Tarih” başlıklı kitap, yaklaşık 20 yıllık saha çalışması, arşiv taraması, röportajlar ve sözlü tarih kayıtları ile şekillendi.
ZORUNLU GÖÇÜN SESSİZ TANIKLARI
Kitap, Osmanlı döneminden başlayarak Orta Anadolu’ya sürgün edilen Kürtlerin yaşadığı göç dalgalarını ve bu göçlerin yarattığı sosyokültürel dönüşümleri detaylı bir şekilde ele alıyor. Yazar, kitabında hem zorunlu göçlerle gelen Kürtlerin hem de Anadolu’da daha önceden yaşayan Kürt topluluklarının izlerini sürüyor.
Yazarın dikkat çektiği önemli bir konu ise şu: “Kürtlerin Anadolu’daki varlığı sadece zorunlu göçlerle başlamadı. Kürtler, tarih boyunca bu topraklarda devlet kurmuş, kültür yaratmış, uygarlık üretmiş bir halktır.”
KÜRTLERİN ANADOLU’DAKİ KADİM İZLERİ
Kitapta yer verilen analizlere göre, Kürtlerin Anadolu’daki tarihi 16. yüzyılda başlayan sürgünlerle sınırlı değil. Çolak, bu algının hem bazı modern tarihçiler hem de kimi Kürt akademisyenler tarafından tekrarlandığını ancak bunun eksik bir anlatı olduğunu savunuyor.
Eser; Subarlar, Gutiler, Hurriler, Kassitler, Mitanniler ve Medler gibi birçok kadim halkın Kürt kökenli olduğunu öne süren tarihsel belgelerle, Kürtlerin Anadolu’da M.Ö. dönemlerden bu yana var olduklarını savunuyor.
“Mitanni Kürt Krallığı, M.Ö. 1500’lerde Anadolu’nun kuzeybatısında kurulmuştur. Bugün hâlâ bu coğrafyada yaşayan Kürt aşiretleri, Mitanni ismini farklı formlarda yaşatmaktadır” diyen Çolak, tarihsel sürekliliğin izini sürüyor.
OSMANLI VE BATI KAYNAKLARINDA KÜRTLER
Erdal Çolak’ın kitabı, sadece saha araştırmalarıyla değil, aynı zamanda Bizans kronikleri, İslami yazarlar, Avrupalı gezginler ve Osmanlı arşivleri gibi çok yönlü kaynaklarla desteklenmiş. Yazar, tarih yazımında seçici belleğin nasıl işlediğini şu sözlerle eleştiriyor:
“Milliyetçi tarih yazımı Kürtleri ya yok sayıyor ya da başka halklarla özdeşleştiriyor. Oysa ne Rum ne Ermeni ne Türk ne Arap; Kürtler sadece Kürt’tür. Var olan kaynaklar, Kürtlerin kadim bir halk olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”
13 İL, 700 KÖY, YÜZLERCE TANIKLIK
Kitap için yapılan saha çalışmaları 13 ili, 50 ilçeyi ve yaklaşık 700 köyü kapsıyor. Araştırmalar sırasında yapılan yüzlerce görüşme, halk anlatıları ve geleneksel yaşam biçimleri kayıt altına alınarak kitapta yer bulmuş. Çolak, sözlü tarih çalışmalarının önemine vurgu yapıyor:
“Tarihi yazarken sadece belgeler değil, halkın hafızası da birincil kaynaktır.”
Kitap, Kürtlerin Anadolu’daki kadim izlerini bilimsel verilerle ortaya koyarken aynı zamanda ulusal ve kültürel hafızayı da yeniden inşa etmeyi amaçlıyor.
“Her insan, kendi tarihini bilir, tanır ve sahiplenirse ancak o zaman gerçekten var olabilir” diyen Çolak, bu çalışmanın sadece akademik değil vicdani bir sorumluluk olduğunu da ifade ediyor.
TARİHİN BAŞLADIĞI UYGARLIK- KÜRDİSTAN VE KÜRTLER
Araştırmacı yazar Erdal Çolak’ın kaleme aldığı “Tarihin Başladığı Uygarlık – Kürdistan ve Kürtler” adlı kitap, Mezopotamya’nın saklı tarihine ışık tutarken, Kürt halkının insanlık tarihindeki yerini mercek altına alıyor. Yazar, yıllar süren araştırmalarla elde ettiği bilgileri objektif kaynaklar ışığında değerlendirerek Kürtlerin tarihsel, kültürel ve toplumsal mirasını gün yüzüne çıkarıyor.
Kitapta, Mezopotamya coğrafyasında yaşayan halkların çoğu zaman isimsiz bırakıldığını belirten yazar, Kürtlerin bu topraklardaki kadim varlığının görmezden gelindiğine dikkat çekiyor. Ermeniler, Aramiler, Süryaniler, Asuriler ve Kürtler gibi halkların birlikte oluşturduğu medeniyetlerin temel yapı taşlarında Kürtlerin oynadığı rol, belgeler ve bulgularla desteklenerek aktarılıyor.
Eserde, Sümerlerden Elam ve Med Kürtlerine uzanan bir zaman diliminde; yazının, bankacılığın, yerel yönetimin, diplomasi ve istihbarat sistemlerinin ilk örneklerinin Kürtler tarafından geliştirildiği ileri sürülüyor. Kitapta ayrıca, Kürtlerin doğaya uyum sağlama becerileri, üretkenlikleri ve toplumsal örgütlenme modelleriyle insanlık tarihine yön verdiği savunuluyor.
Yazar, “Bu kitap Kürt halkının yaşadığı acıları, zorlukları ama aynı zamanda insanlığa kattığı değerleri anlamak için kaleme alındı. Mezopotamya sadece bir coğrafya değil, bir hafıza; Kürtler de bu hafızanın temel taşıdır,” diyerek okurları tarihin derinliklerine bir yolculuğa davet ediyor.
530 sayfalık kitap, Ronya Yayınları tarafından yayımlandı. Çalışma hem bilimsel hem de kültürel bir miras olarak dikkat çekiyor.