Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sosyal adaletsizliği derinleştiren politikaları, Paris’te isyana yol açtı. Ülke genelinde onbinlerce kişi sokaklara çıkarken, başkent Paris savaş alanına döndü.

Akaryakıt zammından, sosyal adaletsizlik ve siyasetçilerin halkın taleplerini umursamayan tutumuna kadar geniş talepler etrafından öfke sokağa taştı. Son üç haftadır, her Cumartesi ülke genelinde yürüyüşler yapılıyor. Paralel olarak hemen her gün, Sarı Yeleklilerin ülkenin farklı noktalarında, özellikle de otoyollarda blokaj eylemleri var.

ÖFKE KOALİSYONU

İçişleri Bakanlığı 66 bin polis ve jandarmayı, diğer bir ifadeyle neredeyse tüm güçlerini harekete geçirmesine rağmen, tepkinin önüne geçemedi. Paris’in neredeyse her köşesinde barikatlar kuruldu. Eylemciler farklı kesimlerden oluşsalar da aralarında birlik dikkat çekti. Özellikle Etoile meydanı, Louvre ve Saint-Lazar garı üç geninde bir öfke koalisyonu oluştur.

Güvenlik güçlerinin gazlı müdahalesi eylemcileri bu kez sindirmedi. Aksine hazırlıklı oldukları anlaşılan eylemciler, hızlı bir şekilde yanıt vererek, barikatlar kurdu. Binlercesi maskeli eylemciler, ellerindeki cisimlerle polise karşılık verdi. Bazı yerlerde polis karşısında kısmi geri çekilmeler yaşandı ancak, her seferinde yeni bir kavşakta barikat kuruldu.

YÜZLERCE GÖZALTI VE YARALI

Paris Emniyet Müdürlüğü’ne göre en az 287 kişi gözaltına alındı, 17’si güvenlik gücü mensubu olmak üzere 110 kişi yaralandı. Fransa’nın Tour kentindeki gösterilerde de en az 30 kişi yaralandı. Bir eylemcinin elinin koptuğu bildiriliyor.

Paris’te gün boyunca yaşanan çatışmaların ardından geriye yanmış araçlar, vitrinleri kırılmış mağazalar, tahrip edilmiş bankalar kaldı. Çok sayıda noktada alevler yükseldi.  En az 19 metro istasyonu kapatıldı. Benzer görüntüleri bir çok kentte yaşandı. 

OHAL TEHDİDİ

İçişleri Bakanı Christophe Castaner, olağanüstü halin yeniden uygulanabileceği tehdidinde bulundu. Castaner, bunun kendisi için bir “tabu” olmadığını belirterek, “Tüm prosedürleri inceleceği” dedi. Olağanüstü hal, Paris’te 2015 yılındaki DAİŞ katliamları ardından uygulamaya konulmuş, Kasım 2017’de kaldırılmıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G20 zirvesi için bulunduğu Arjantin’de yaptığı açıklamada, “Yaşananların meşru bir öfkenin barışçıl ifadesiyle hiçbir ilgisi yok” diyerek, şiddet olaylarını gerekçelendirecek hiçbir neden olmadığını savundu.

Macron, olayların sorumlularının tespit edilerek adalet önüne çıkarılacağı tehdidinde bulundu. Oysa Macron’un anketlere göre Fransızların büyük çoğunluğunun desteklediği Sarı Yelekliler’in taleplerini hiçe sayması, bu olayların nedeni oldu.

'GAZ BOMBALARINDAN DAHA YAKICIYIZ'

Paris’teki eylemler sırasında, “Macron istemese de biz buradayız, işçilerin onuru ve daha iyi bir dünya için buradayız”, “Gaz bombalarından daha yakıcıyız” gibi sesler yükseldi.

SARI YELEKLİLERİN İSYANI

Sarı Yeleklilerin isyanı, her şeyden önce vergi adaletsizliği ve devlet keyfiyetini hedefliyor. Genel anlamda eşitlik talebi, bu direnişin merkezinde yer alıyor. Siyasi geleceği de tüm kadın ve erkekler için eşitlik gibi ortak taleplere ne kadar açık olacağına bağlı olarak ele alınıyor.