Sri Lanka’da sistem çöktü, kaos derinleşiyor: Kriz neden kaynaklı?

Sri Lanka’da haftalardır süren gösterilerle birlikte kriz derinleşiyor. Ticaretin küreselleşmesine dayanan ve Rajapaksa klanı tarafından yönetilen tüm sistem çökmüş durumda.

Üst üste binen ağır sorunlar, ülkeyi çıkmaza sürükledi. Protestolar üzerine 2019’dan beri başbakan olan Mahinda Rajapakse, 9 Mayıs Pazartesi günü istifa ederek kaçtı.

Pazartesi günü yaşanan protesto eylemlerinde 8 kişi öldü, 230 kişi yaralandı. 41’i yakılarak toplam 65 binaya zarar verildi, 88 otomobil, bir otobüs ve yüzlerce iki tekerlekli araç imha edildi.

İktidar, ülkeyi Cuma gününden bu yana olağanüstü hal ile yönetiyor. Orduya geniş yetkiler verildi. Savunma Bakanlığı, eylemcilere karşı devlet güçlerine “vur” emri verdi.

9 Nisan’dan bu yana halk cumhurbaşkanlığı bürosu karşısındaki alanda gece nöbeti tutuyor. Çadırların kurulduğu alanda tartışmalar yürütülüyor ve sık sık Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapakse’nin istifası isteniyor.

Rajapakse klanının yönettiği ülkede tüm bir sistem çöktü. Geleceğe ilişkin belirsiz bir tablo var.

Oysa Sri Lanka yüzyılın başında önemli bir büyüme yaşıyordu. 2000 yılında kişi başına gayrı safi yurt içi milli hasıla, Hindistan’dan 2,3 kat, Bangladeş’ten 3 kat yüksekteydi.

Bu toplumsal, siyasal ve ekonomik krizin çok sayıda nedeni var. Tartışmalı bir siyasi geçmiş, yolsuzluklar, Çin ile olan ilişkiler bu nedenlerin başında geliyor.

RAJAPAKSE KLANI TAMİLLERE KARŞI KATLİAMLAR YAPTI

Rajapakse klanı etrafındaki tartışmalar yeni değil. Daha iyi anlamak için 2009 yılına gitmek gerekiyor. 37 yıl boyunca Tamil halkına karşı yürütülen savaş, o yıl katliamlar yapılarak kazanıldı. Mahinda Rajapakse, 2005 ile 2015 arasında cumhurbaşkanıydı.  2019 ile 2022 arasında ise başbakandı. Böylece Rajapakse döneminde Tamil mücadelesi çok kanlı bir şekilde ezildi. 

Rajapakse’ye bu açıdan Seylan etnik çoğunluğu tarafından tapınılsa da Tamiller tarafından nefret edilen bir kişi olarak dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre, Tamillerle savaşın son haftalarında 40 bin dolayında sivil katledildi. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

ÜÇ KARDEŞİN YOLSUZLUKLARI

Rajapakse kardeşlerin ağır suçlara bulanan siyasi geçmişinin yansıra, hükümet içerisindeki yolsuzlukları da diğer bir temel sorun olarak öne çıkıyor. Diğer bir kardeş olan Maliye Bakanı Basil Rajapakse, kamu fonlarını zimmetine geçirmekle suçlanıyor. Muhalefet ona, hükümet adına sözleşmelerden elde ettiği komisyonlara gönderme yaparak “Sayın yüzde 10” lakabını taktı. 

Sri Lanka halkı ayrıca hükümetin izlediği kötü politikaların mevcut ekonomik krizin nedeni olduğu tepkisinde bulunuyor.

ÇİN’İN FİNANSE ETTİĞİ DEV PROJELER

Sri Lanka, Tamillere karşı savaşı kazandıktan sonra önceliği büyük alt yapı projelerine verdi. Yeni uluslararası havalimanı, konferans merkezleri, derin sularda köprüler bunlardan sadece bazıları.

Mahinda Pajapakse, 2009’ten 2015’e projelerini finanse etmek için başta büyük müttefiki olan Çin olmak üzere dışardan büyük borçlar aldı.

Diğer bir ifadeyle Sri Lanka boğazına kadar borca batmış durumda. Nitekim çok sayıda Sri Lankalı’ya göre, bu projeler hükümetin kötü yönetimini simgeliyor.

Lotus çiçeği biçiminde bir camdan gökdelen de bu başarısız yatırımların sembolleri arasında yer alıyor. Başkentteki “Lotus Tower” Çin fonları ile finanse edildi ancak hiçbir zaman kamuoyuna açılmadı.

Sadece uluslararası havalimanının inşası için Çin’den 200 milyon dolar borç alındı. Havaalanı öylesine az kullanıldı ki, gelirleri elektrik faturasını ödemeye yetmiyor. Derin sulardaki Hambantota köprüsü, dünyanın en sık kullanılan doğu-batı deniz yolu üzerinde bulunuyor. Hükümet buranın yönetimini 99 yıllığına Çinli bir şirkete verdi.

EN BÜYÜK GELİR KAYNAĞI TURİZM ÇÖKTÜ

Rajapakse kardeşler, diğer tüm sektörleri arka plana atarak, turizm üzerine hesap yaptı. Ülke ekonomisi mevcut durumda turizme güçlü bir şekilde bağımlı. Dünya Bankası’na göre uluslararası turizmden gelen doğrudan gelirler, 2000 yılında 388 milyon dolardan 2009’da 754 milyon dolara çıktı. Bu miktar, 2018’de 5,1 milyar dolara yükseldi. Ancak 2010’lu yılların sonundan itibaren bu model çökmeye başladı. 2014’te yüzde 5 olan büyüme, 2018’de yüzde 3,3’e düştü. 21 Nisan 2019’da kiliseler ve lüks otellere yönelik düzenlenen “cihatçı” saldırılarda 269 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırılarla, turizm gelirleri doğrudan hedeflenmiş oldu. Covid-19 salgını da turizm sektörünü vurdu ve devasa projeler ilk etkilenenler oldu.

DİĞER SEKTÖRLER KENDİ HALİNE BIRAKILDI

Ülkenin diğer zenginlik kaynakları olan sektörler kendi haline bırakıldı. Tekstil, kauçuk, çay ve kimyasalların ihracatı ağırlıklı bir şekilde terk edildi. Rajapakse klanı, hükümetin ani bir şekilde kimyasal gübreleri ikamesiz olarak yasaklama kararının ardından çiftçilerin desteğini de kaybediyor. Oysa tarihsel olarak, çiftçiler klanın güçlü destekçileri olarak önem kazanıyor.

Durum öylesine kötüleşti ki, 2020 yazında Sri Lanka uluslararası borç piyasasına erişimini kaybetti. Devlet, Nisan 2022'de 51 milyar dolarlık dış borcunu ödemede temerrüde düştüğünü açıkladı. Ada, artık borcunu ödemek için borca ​​giremiyor.

ÇİN’İN VASALI OLABİLİR

Bu kriz adayı Çin ve Hindistan arasındaki büyük bölgesel rekabetin kalbine yerleştiriyor. Mayıs 2021'de Sri Lanka parlamentosu, Kolombo'da 1,4 milyar dolar yatırım yapmaya hazır Çinli bir operatörün önderliğinde bir finans merkezi oluşturmak için bir "Liman Şehri" projesine yeşil ışık yakmıştı.

Bu şehir tamamen vergiden muaf olacak ve denizaşırı şirketlere, kumarhanelere ve finansal hizmetlere ev sahipliği yapmayı mümkün kılacak. Siyasi gözlemcilere göre böyle bir proje gerçekleşirse, Çin bir kez daha Sri Lanka'yı biraz daha vasallaştırabilir.