Rapora göre ABD Mayıs ayından itibaren, sonra da Birleşik Krallık, Avrupa Birliği, Japonya ve başka ülkeler, klinik testlerin sonuç alıcı olması halinde önceden üretim ve teslimatı garanti eden çeşitli sözleşmeler yaptılar.

Amerikalılar Ekim ayından itibaren aşı dozlarını almaya hazırlanıyor. Teslimatı takip eden 24 saat içerisinde de sağlık makamlarının izin vermesi halinde aşının dağıtımı yapılacak.

Bu ülkelerin tedbir amacıyla bir çok rakip üretici ile sözleşme yapması, bu aşılardan en az birinin etkili olacağı umudunu taşıyor. Ancak Oxfam, dünya nüfusunun diğer kısmının temel dönemde aşı bulmakta zorluk çekeceğine aciliyetle vurgu yapılıyor.

Dünya genelinde yoksulluk ve adaletsizliklere karşı mücadele eden Oxfam'dan Robert Silverman, "Aşıya hayati erişim nerede yaşadığımıza veya sahip olduğumuz paraya bağlı olmamalı" dedi.

Anlaşmalarını çoğunluğunu Oxford üniversitesinin ortağı AstraZeneca grubu yaptı. Bunun yanısıra Sanofi, Pfizer, Johnson & Johnson, Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna, Çinli laboratuvar Sinovac ve Rus enstitü Gamaleia da öncede milyonlarca doz aşı satışı yaptı.

Oxfam, bunlardan klinik testleri üçüncü aşamada olan beş üretici ile yüzde 51'i kalkınmış ülkelere yönelik olmak üzere 5,3 milyar dozluk anlaşmalar imzalandığını kaydetti.

Raporda sözü edilen zengin ülkeler arasında Avustralya, Hong Kong, İsviçre ve İsrail de bulunur. Rapordaki veriler, klinik testleri üçüncü aşamada olmayan şirketlerle yapılan sözleşmeleri içermiyor.

Böylece gelecekteki aşı dozlarının yarısını bir grup zengin ülke satın alırken, geri kalanı için de kalkınmakta olan ülkelere söz verildi. Bunlar arasında aşı üretim devi Serum Institute of India'nın bulunduğu Hindistan ile Bangladeş, Çin, Brezilya, Endonezya ve Meksika var.

Donald Trump yönetimindeki 330 milyon nüfuslu ABD altı fabrika nezdinde 800 milyon doz aşı rezerve etti. 450 milyon nüfuslu Avrupa Birliği ise en az 1,5 milyar önceden satın aldı.