1.Kürdistan Alevi Konferansı sona erdi
1.Kürdistan Alevi Konferansı sona erdi
1.Kürdistan Alevi Konferansı sona erdi
Tarihsel olarak kadim bir inanç olan Aleviliğin Kürdistan’daki varlığını geçirdiği evreleri ve sorunlarını tartışmak amacıyla düzenlenen 1. Kürdistan Alevi Konferansı sona erdi. Konferansta, Kürdistan Alevilerinin, yaşadıkları sorunlar, talepleri, kurabilecekleri ortak mücadele hattı ve tarihsel süreç gündeme getirildi. Ortadoğu’da toplumların direniş ve inanç felsefesi olan Aleviliğin ortaya çıkmasında toplumsal, tarihsel ve inançsal nedenlere değinildi.
Dün, Alevilerin kökeni ve Aleviliğin tarihsel süreci, Alevilikte Ocaklık, Dedelik, analık, ibadet erkanı, Alevilikte ana dilde ibadet, yol, erkan ve ritüeller konularının tartışıldığı konferansın son gününde ise, Kızılbaş Alevi inancının Nusayrilik, Bektaşilik, Caferilik, Şialık ve Yaresanlıkla ilişkileri, Cumhuriyet Dönemi Alevilere yönelik katliamlar ve yarattığı tahribatlar, Anayasal düzlemde Aleviliğin yeri ve Demokratik Özerklik ile Ulusal birlik içinde Alevilerin rolü tartışıldı.
Konferansta yapılan sunumlarda, yıllarca Alevileri fiziksel olarak katledenlerin şimdi de Aleviliği katletmek istediği ve devletin kendi Alevisini yaratmaya, Aleviliği asimile etmeye çalıştığı kaydedildi. Aleviliğin, Ortadoğu’da yaşadığı her toplumda farklı adlar ve süreklerle anılmasına rağmen “Yol Bir, Sürek Bin” yaklaşımı ile özünü ve inancını birlik içinde koruduğunun altı çizildi.
‘ALEVİLERİN ÖNÜNDE DURAN ÜÇ SEÇENEKTEN BİRİ DEMOKRATİK ÖZERKLİK’
Konferansın öğleden sonraki ilk oturumunda, Hatice Altınışık moderatörlüğünde, Dersim Gazetesi yazarı Çilem Öz, BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Gazeteci Ayhan Bilgen ve Sosyolog Abbas Kılıçoğlu ile Anayasal Düzlemde Aleviliğin yeri ve Demokratik Özerklik tartışıldı.
Gazeteci Ayhan Bilgen, Anayasa’dan beklenti ve Aleviler bunun neresinde duruyor? Çerçevesinde yaptığı konuşmada, anayasada Alevilerin meşruiyetinin tartışılması gerektiğini ifade etti. Türkiye de işleyen sürecin demokratik anayasa yapma zemini olmadığına işaret eden Bilgen, anayasa sürecine müdahil olma yolunun Alevilerinin taleplerinin netleşmesi ve bu taleplere giden somut yolun belirlenmesi gerektiğini söyledi. “Özerklik Alevilerin önünde duran üç alternatiften birisidir. Diğeri asimilasyona ve inkâra baş eğmektir. Bir diğeri ise Kemalist pozitif çizgiye yakın durmaktır. Üçüncü alternatif ise özerkliktir” diyen Bilgen, İslam ve devlet buluşmasına dikkat çekti.
‘YENİ ANAYASA ALEVİLERİN SORUNA ÇÖZÜM BULMAYACAK’
Suriye’deki savaşa da dikkat çeken Bilgen, Ortadoğu’daki denkleminde Alevilerin nerede duracağı konusunun önümüzdeki günler açısından çok önemli bir yer kapladığını ve bunun Ortadoğu’da ezberin bozulması için katkı sunacağını belirtti. Bilgen, yeni yapılacak anayasa ile Alevilerin sorununa çözüm bulunamayacağını kaydetti.
Sosyolog Abbas Kılıçoğlu, modernleşme ve günümüzde kentleşmeye ilişkin yaptığı sunumda, “Alevilik teorisi, felsefesi, inancı, literatürü ile kendi içinde bir bütünlük arz eder. Ve başka inançların alt uzantısı değildir. Ancak bu başka inançlardan etkilenmediği ve etkilemeyeceği anlamına gelmez” dedi.
Mevcut anayasa ve Alevilere değinen Kılıçoğlu, mevcut anayasada farklı etnik yapılara yer verilmediği ifade etti. Alevilerin Osmanlı döneminde kendi hukuk sistemini kendileri işleterek özerkliği tatmış olabileceklerini ifade eden Kılıçoğlu, kentleşmiş Alevilerin dernekler üzerinden örgütlenmesine de değindi. “Ocaklaşma Aleviler de örgütlenme biçimidir ancak dernekleşme örgütlenme biçimi değildir” diyen Kılıçoğlu, Ocak sisteminin kent yaşamına uyarlanması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.
BDP Muş Milletvekili Demir Çelik ise, ulus-üniter devletin yarattığı siyasal tramvayı, ulus devleti kabul etmek yerine toplumun sivil gücünü esas alan demokratik ulusu savunduklarını ifade ederek, demokratik ulusun esaslarını dile getirdi. Demokratik Cumhuriyet, demokratik modernite ve demokratik anayasa ilkelerine de değinen Çelik, “Demokratik anayasayı devletten beklemek yerine biz kendi öz gücümüzle var edebiliriz” dedi.
‘ALEVİLERİN ÖZÜNE SAHİP ÇIKMASI KÜRT ULUSAL HAREKETİNE SAHİP ÇIKMAKTIR’
Ergin Doğru moderatörlüğünde FEDA Başkanı Ali Köylüce, PSAKD Başkanı Kemal Bülbül, DÖAH Başkanı İmam Balsever, BDP Kadın Meclisi MP üyesi Kibriye Evren ile Ulusal Birlik İçinde Alevilerin Rolü tartışıldı.
Paris’te 9 Ocak günü katledilen üç Kürt kadın siyasetçinin anılarak başlandığı son oturumun ilk konuşmacısı DÖAH Başkanı İmam Balsever, Kürt ulusunda Aleviliğe ilişkin sunum yaptı. Kürt özgürlük hareketinin dikkatli bir biçimde irdelenmesi gerektiğini ifade eden Balsever, uluslaşma sürecinde Alevilerin rolüne de dikkat çekti. Kürt Alevi olmaz yaklaşımının inkarcı ve ırkçı bir yaklaşım olduğunu söyleyen Balsever, bu tarz yaklaşımların Aleviliğin Kürt kimliğinden kopartılmak amacını taşıdığını belirtti. “Alevilerin özüne sahip çıkmak Kürt ulusal hareketine sahip çıkmak demektir” dedi.
KÜRT VE ALEVİ HALKI ACILI BİR HALK
Sözlerine Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçiyi anarak sözlerine başlayan BDP Kadın Meclisi MP üyesi Kibriye Evren, ”Şehitlerimize şöyle bir söz veriyoruz; Kürt ulusunun özgürleşmesi ve halkların, dinlerin, dillerin birleşmesi için yıllarca mücadele verdi. Sakine Cansız 35 yılını Kürt halkının özgürleşmesi için verdi. DTK’nin bu süreçte bu buluşmaya hizmet yapması oldukça önemlidir” diyerek Ortadoğu’ya işaret etti.
Kürtlerin ve Alevilerin tarih sahnesinden silinmek istendiğini ve mevcut iktidarın hala bu politikaların sürdürücüsü olduğunu ifade eden Evren, İslamiyetle tanışan Kürt Alevilerinin kendi yaşamlarına denk düşeni alarak kendi öz savunma güçlerinin geliştirdiklerini belirtti. Kürtler ve Alevilerin geçmişten bu yana verdikleri mücadeleye değinen Evren, “Kürtler ve Aleviler, tarihleri boyunca asimilasyona, katliamlara tabi tutulmuştur” dedi.
“Kürt Alevilerinin devlete bulaşması bir ihanettir. Devlete bulaşmak, kendini bir devletle tanımlamak Kürtler ve Aleviler açısından tekrar bir asimilasyona uğrama açısından çok tehlikelidir” diyen Evren, Kürtler ve Alevileri diğer toplumlardan ayıran en önemli özelliğinin acılı bir halk olmaları olduğuna işaret etti.
‘KADININ KALIBA SOKULMAK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ’
Demokratikleşmede kadının rolüne dikkat çeken Evren, Alevilerde kadının ön planda olduğunu söyleyerek, “Biz gerici, yoz bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Nasıl inançlar bir kalıba sokulamıyorsa, kadının da bir kalıp içerisine sokulmak istenmesi kabul edilebilir değildir” dedi.
Kürdistan ve Avrupa’da Alevi gençliğin kendi kimliğinden uzaklaştırılmış olduğunu ifade ederek, bu konunun masaya yatırılması gerektiğini kaydetti. DTK öncülüğünde gerçekleştirilen konferansın Kürt ulusal birliği ve halkların buluşması açısından ve konferanstan çıkan sonuçların gençlere, kadınlara ulaşmasının önemli olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.
‘ALEVİ İNANCI İNSAN KAYNAKLIDIR’
FEDA Başkanı Ali Köylüce ise, konferansın demokratik uluslaşmaya katkı sunacağını belirttiği konuşmasında, Alevi toplumunu ve Alevi kurumlarını değerlendirdi. “Devletin bütün kötülüklerinin anası Türk İslam sentezidir” diyen Köylüce, “Alevi inancının mantık kurgusu insan kaynaklıdır, bilgiyi esas alır. Semavi dinler ise ilahiyatı esas alır” cümlesiyle Alevilik ile semavi inançlar arasındaki dile getirdi.
Son olarak sunum yapan PSAKD Başkanı Kemal Bülbül de önce yaptığı Kürtçe konuşmada, “Aleviler buradan Öcalan’a selam gönderiyor” dedi. Bülbül, “Alevilik bir hak ve hakikat arayışıdır” ifadesini kullandığı ve Türkçe devam ettiği sunumunda, Madımak katliamının 20’inci yıl anmasına ilişkin tüm bir yıla yayılmış bir eylem programları olduğunu dile getirerek, katliamın 20’inci yıldönümünde Diyarbakır’da anma etkinliği yapmak istediklerini belirtti.
Kemal Pir’in “Biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz” sözlerini hatırlatan Kemal Pir ve Mazlum Doğan’ın siyasi değerinin haricinde manevi değerinin de olduğunu söyleyen Bülbül, “Kürtler ve Aleviler sosyal dilsizdir. Çünkü bu defa kültürel zenginliğe sahip olmamıza rağmen birçoğumuz sosyal dilsizdir” dedi. Bülbül bir deyişle sözlerini tamamladı.
İki gün süren 1. Kürdistan Alevi Konferansı’nın son oturumun tamamlanmasıyla önergeler oylamaya sunuldu. Ardından Pir Sultan Cemevi’nde yapılan cem töreni ile sona eren konferansın sonuç deklarasyonu ise önümüzdeki günlerde açıklanacak.