GÖRÜNTÜLÜ

‘14 Temmuz’da faşizm nasıl yenildiyse bugün de yenilecek’

Amed zindan direnişlerine katılan Metin Aslan, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucuyla faşizm nasıl yenilgiye uğratıldıysa, bugün de direnişlerle aynı şekilde yenileceğini söyledi.

1982’de Amed zindan direnişçilerinden Metin Aslan PKK’nin öncü kadrolarından Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in öncülük ettiği 14 Temmuz büyük ölüm orucu direniş koşullarıyla bugünü kıyaslayarak, “o gün faşizm nasıl yenildiyse bugün de aynı yenilgiyi yaşamaktan kurtulamayacak” dedi.

“Bütün toplumsal hareketler kendi dinamikleri üzerinden gelişirler” diyen Aslan, İslamiyet ve diğer ideolojik çıkışların da kendi özgün yapılarıyla var olduklarını ve bu şekilde ulaşabilecekleri en son zirveye de ulaştıklarını, söyledi.

“Ortadoğu’da kimin aydınlık gelecek konusunda ne vaat etiği bugün net olarak ortaya çıkmıştır.” diyen, Aslan şöyle konuştu: “Neyin peşinden gideceklerini araştıran insanlar, özgürlüğün kiminle geleceği konusunda soru soranlar bu gerçeklik içerisinde artık zorluk çekmemektedirler. Çünkü çirkin ile güzel, eski ile yeni doğru ile yanlış, her şeyiyle ortaya çıkmıştır. Sorun artık bu güçler arasında eskiyle yeninin, iyi ile kötünün kavgası şeklinde yaşanmaktadır. Tabi bu kavga artık bir sona da gitmek durumundadır.

Bu kavga bir devrim olarak yürütülüyor. Bu devrimin dayandığı ötekileştirilmiş, baskı altına alınmış halklar, topluluklar ve kimlikler var. İşin bir tarafında inkar edilen, yok edilmek istenen topluluklar varken, diğer tarafında da bu inkarcılığı sürdürmeye çalışan rejimler ve en eski ideolojik formlara dayanan bağnaz geri örgütler var.”

DEVRİMİN MERKEZİ KÜRDİSTAN’DIR

Ortadoğu'nun dünya devriminin merkezinde bulunduğunu, Ortadoğu’nun merkezindeyse Kürdistan devriminin yer aldığına dikkat çeken Aslan, Ortadoğu’daki tüm yeniliklerin, yeni yaşam modellerinin, yeni eylem, yeni söz ve yeni yönetim modellerinin Kürt hareketinin öncülüğünde geliştiğini belirterek şöyle devam etti: “Kürtler bunu somutta gösterdiler. Bugün kimsenin karşısında durmaya cesaret edemediği, herkesin silahını atarak kaçtığı IŞID’e karşı Kürtler direndi. Sadece direnmek de değil onu yenme gücünü gösterdiler. Dolaysıyla Ortadoğu devrimi kendi öncü gücü ve hareketine kavuşmuştur. Kürt hareketi Ortadoğu devriminin öncülüğünü yapmakta ve her geçen gün de dostlarını etrafında toplamaktadır. Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler, Keldaniler, Hıristiyanlar, değişik mezhepler, farklı topluluklar vb. yani Ortadoğu'nun bütün ötekileri, ezilenleri Kürtlerin etrafında kenetlemekte ve kendi özgür geleceklerini kurma savaşı vermektedirler.

Zayıf olanlar birleşmiş ve güçlüden daha güçlü hale gelmişlerdir. Bu halkların gücüdür. Kimse bu gücü artık alt edemez ve geldiğimiz bu aşamada yaşanan bu değişimin önünde kimse duramaz.”

ERDOĞAN GERİCİLİĞİ BÜYÜK TEHLİKEYİ FARK ETMİŞTİR

Erdoğan uyguladığı faşizmin başarısız olacağının altını çizen Metin Aslan, Erdoğan’ın kendi sonucu şimdiden görebilmesi için 14 Temmuz Amed zindan direnişini incelemesi gerektiğini, belirtti.

Aslan, Erdoğan’ın Kürdistan'da gelişen direnişin büyüklüğünü toplumu kuşatarak, baskı ve şiddetle denetim altına alarak teslim alacağını sanıyor, diyerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Şimdi ben burada, Erdoğan’a 14 Temmuz Amed cezaevi tarihini incelemesini öneriyorum. Amed zindanında tutsakların iradeleri ve çıplak bedenlerinden öte ellerinde hiçbir şey yoktu. Amed zindanında kendisinin hocası konumunda olanlara karşı direnenler sadece bir avuç gençtiler. Kürt gençleri o görkemli direnişleri gösterirken kim bilir Erdoğan’ın dizleri titremiştir. Şefi cezaevine düştüğünde ne hale geldiğini bildiğimiz için, kendisinin neler yaşamış olabileceğini tahmin etmek de zor olmuyor. 14 Temmuz büyük direnişine bakılırsa bugün yaşananların sonunun nereye varacağını rahatlıkla anlayabilirsiniz.

Erdoğan direnişin görkemine ve kazandığı düzeye bakarak, şiddetin dozunu akıl almaz boyutlara çıkardı. Kütlerin kentlerine, muhale, köy ve kasabalarına, mezarlıklarına, camilerine, cem evlerine kadar tanklarıyla, toplarıyla, uçaklarıyla yerle bir ederek, Kürdün iradesini kıracağını sanıyor. Ama nafiledir. Çünkü artık bu savaşın, mücadelenin geri dönüşü yoktur.”

ERDOĞAN GİDİCİDİR

24 Temmuz 2015'te Türk devleti ve Erdoğan’ın Kürtlere karşı başlattığı topyekun savaşın kendi sonlarını getireceğine dikkat çeken, Aslan: “Son terörist ölene kadar devam edeceğim, diyor. O zaman bu sözünü tutması gerekir. Sözünü tutmayan namerttir. Tabii son geldiğinde kimin ayakta kaldığını hep birlikte göreceğiz” dedi.

Aslan, “14 temmuz büyük ölüm orucu direnişi Kürdistan ve Türkiye’de yeni bir toplum yarattı. Şimdi bu mücadelenin nasıl bir mücadele olduğunu herkese göstermek gerekir” diyerek, şöyle devam etti: “Erdoğan Ceylanpınar'da iki polisin ölümünü bahane ederek savaşı başlattı. Peki bu savaşta şimdiye kadar kaç polis öldü, kaç sivil öldü, toplayalım en az 5 bin insan öldü. İki polis öldü diye savaş başlattı ama şimdi 5 binden fazla insan yaşamını yetirdi. Kentler yerle bir edildi. Müslüman'ım diyor ama o kadar camiyi de yerle bir eti, mezarlara karşı savaş açtı. Kürdün ölüsüne dahi tahammül edemiyor. Bunu açıkça gösterdi. Bundan sonra Erdoğan'a 14 Temmuz’un Kürt toplumunda Ortadoğu halklarında nerelere yol açtığını göstermenin zamanı gelmiştir. Erdoğan şunu çok iyi bilsin ki gidicidir.”

KÜRTLERDE TEMMUZ TILSIMLIDIR

Erdoğan topyekun savaş kararı almasının kendisinin talihsizliği olduğuna dikkat çeken Aslan: “Çünkü Kürtler Temmuz’da ölümden döndüler. Suda boğulma tehlikesi yaşayan birinin dibe ayağını bastırarak yeniden yüzeye çıkıp yapması gibi, Kürtler bitirildikleri yerden yeniden var olmuşlar. Yaşama kudretini bu şekilde ortaya koymuştur, böyle var olmuştur” dedi.

Temmuz ayının Erdoğan’ın sonunu getirmesi durumunda şaşırmak gerektiğini, temmuz ayının Kürtler için tılsımlı bir ay olduğunu belirten Aslan: “Temmuz’da Kürtlerle oynanmaz. Kürtlerde Temmuz’un tılsımı vardır. O açıdan Temmuz’da Kürtlerle kapışmak isteyenler kaybederler. Temmuz’un Kürtlerin hafızasında özel bir yeri vardır. Onun için herkes aklını başına almalıdır. Temmuz’da Kürtlerle uğraşmak başına bela almaktır” şeklinde konuştu.

Aslan değerlendirmesinin sonunda şunları belirtti: “Kürtler 14 Temmuz’da özgür geleceğe merhaba dedi, Erdoğan da 24 Temmuz’da alın size ölüm dedi. Bir çökertme planı geliştirdi. Dünya bu süreci izliyor. Kürtler ile Erdoğan rejimi çarpışıyor. Bakalım kim çökecek, çökertme dedikleri planın altında kim kalacak?”