GÖRÜNTÜLÜ

176 gündür çocuklarının cenazelerini bekliyorlar

Amed’in Sur ilçesinde AKP/Saray’ın Kürt halkına karşı başlattığı kirli savaş politikalarının kuşatması bugün tam 176’ıncı gününe girerken hala çocuklarının cenazelerini alamayan aileler bir umutla onlara kavuşmak için bekliyor.

Amed’in Sur ilçesinde AKP/Saray’ın Kürt halkına karşı başlattığı kirli savaş politikalarının kuşatması bugün tam 176’ıncı gününe girdi. AKP/Saray’ın tüm yok etme saldırılarına karşı aylarca direnen Sur, bir kez daha tarih sayfalarına destansı direnişini altın harflerle yazdırdı. 7 bin yıllık geçmişi olan Sûr, sahip olduğu bu miras nedeniyle sürekli saldırılara maruz kaldı, savaşlara tanıklık etti ve hep bir direniş mekanı olarak akıllarda yer edindi. AKP/Saray’ın yok etme politikalarına karşı Kürt halkı ve gençleri Kürdistan’ın birçok yerinde özyönetimlerini ilan ederken 15 Ağustos 2015 tarihinde Sur direnişi başladı.

Sur’daki direniş ayları geride bırakırken, devlet güçleri ilçede katlettikleri cenazeleri ailelerine vermeyerek işkenceye başladı. Cenazelerini alamayan aileler Dicle Fırat Kültür Merkezinde 146 gündür nöbet eylemini sürdürüyorlar. Birçok ailenin cenazeleri son bir hafta içinde DNA testi ile belli olurken hala bazı ailelerinin çocuklarının cenazeleri ortada yok. Bunlardan biride 2 Ocak’ta saldırıların yoğun yaşadığı Hasırlı Mahallesi’ndeki özel harekat timleri tarafından başından vurulan 17 yaşındaki Ramazan Ögüt.

“Birlikte oturma eyleminde olduğumuz aileler çocuklarının cenazelerini almalarına rağmen bizi yalnız bırakmamak için her gün buraya yanımıza geliyorlar” diyen anne Elif Ögüt, tek isteğinin artık bu işkencenin bir son bulması ve çocuğunun cenazesine kavuşmak olduğunu söyledi.

‘SOKAK ORTASINDA VURDULAR’

Anne Ögüt, “Yaklaşık beş aydır çocuklarımızın cenazelerini almak için nöbetteyiz. Yeter artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bundan önce yasak ve çatışma var diye oyalıyorlardı bizi şimdi yasak kaldırıldı çatışma da yok ama çocuklarımızın cenazeleri hala yok. Burada bekleyen tüm aileler cenazelerini aldı fakat Ramazan, Rozerin ve Hakan’ın cenazeleri hala verilmedi. Herkes çocuğuna kavuştu bir ben kavuşmadım. Ramazan doğum gününde katledildi. 17 yaşındaydı oğlum daha çocuktu. Terörist deyip sokak ortasında vurdular. Vurulduğunda kıştı bahar geçti yaz geldi. Mevsimler değişti ve oğlum yok” dedi.

“Çocuğumun mezarsız cenazesi yağmurda karda güneşte sokaklarda perişan oldu” diyen anne Öğüt, “Verecekleri şey tanınmayacak haldeki bir cenaze hatta cenaze bile değil çocuklarımızın kemikleri olacak. Bir avuç toprak dahi kalsa çocuğumdan geriye onu istiyorum. Götürüp bir mezara gömerim. En azından çocuğumun orada olduğunu bilir gönül rahatlığı ile evime dönerim. Yaptıkları vicdan sahibi insanların yapacağı bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

‘DNA TESTİ YAPMAYARAK BİZİ OYALIYORLAR’

7 Ocak'ta katledilen Rozerin Çukur’un annesi Fahriye Çukur ise 17 gündür çıkarılmış olan iki cenaze üzerinde halen DNA testi yapılmadığını ifade ederek “Bir an önce bu DNA testi sonuçlansın ve ben de bu çektiğim ızdırıptan kurulayım. Çocuğum mu değil mi bilmek istiyorum gözlerim yollarda kalıyor her gün ve umutlanmak istemiyorum. Kızımın cenazesinin artık çıkmasını ve bu sonuçların netliğe ulaşmasını istiyorum. Normal de bir günde olan DHA testleri neden bize gelince bu kadar uzun sürdü. Biz kime ne yapmışız? Biz kimseye düşman değiliz ve benim kızım sivil olarak orada katledildi” dedi.

‘HER GÜN ÖLMEKTEN YORULDUM’

Anne Çukur, 146 gündür beklediklerini ve Ramazan ve Rozerin’in cenazelerinin halen kendilerine verilmediğini anlatarak “Her gün ölmekten yoruldum. Aylardır ne yaşadığımı kimse anlayamaz zaman zaman krizler geçiriyorum artık dayanacak gücüm kalmadı. Sadece kızımın artık DNA testi çıksın ve ben de bileyim artık bu durumu. Bu işkenceyi neden bize yapıyorlar. Ramazan’ın kolunda platin vardı ve şimdi bulunan cenazelerden birinin kolunda platin var ve kemiklerle beraber platin dökülmüş durumda” diye vurguladı. 

‘BATI’DAN GELEN POLİSLER BURADA 16 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARI KATLEDİYOR’

Son olarak anne Çukur, “ben kızımın fotoğrafını elime aylardır alıyorum ve başka anne bunu almasın artık barış olsun” diyerek, “Buradan çocukları ölen Polis ve Asker annelerine sesleniyorum. Neden onlarda bizim gibi tepki vermiyorlar neden demiyorlar benim bu çocuğum neden ölüyor? Neden elimle gönderdiğim çocuğumun cenazesi geliyor bana diye sormuyorlar. Batı’dan gelen Polisler burada 16 yaşındaki çocuklarımızı katlediyorlar. Bir insanı öldürmek kolay değildir ve onlar para alıp burada insanları katlediyorlar. Biz sadece çocuklarımızı istiyoruz” şeklinde konuştu.

...