19 Aralık katliamının 16’inci yıldönümü dolayısıyla Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nin Kadıköy Süreyya Operası önünde yapmak istediği açıklamaya polis izin vermedi. Alanda bulunan gazetecilerin Genel Bilgi Tarama (GBT) sorgulaması yapan polis, GBT’si çıkmayan ETHA muhabiri Pınar Gayıp’ı İskele Karakolu’na götürürdü. Bunun üzerine açıklama Zeki Göker Kültür Merkezi’nde yapıldı. Ölüm orucu direnişçileri ve katliam sırasında hayatını kaybeden devrimcilerin ailelerinin yer aldığı açıklamaya, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit de katıldı.
“19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankartının ve katliamda hayatını kaybeden devrimcilerin fotoğraflarının taşıdığı açıklamada, Tutsaklar Dayanışma İnisiyatifi adına ilk sözü alan insan hakları savunucu Sevim Kalman, Süreyya Operası önünde açıklama yapılmasına izin vermeyen polisin tutumunu eleştirdi. Polisin açıklamaya izin verilmemesi nedenini kaymakamlığa bağladığını belirten Kalman, basın mensuplarının GBT yapılmasına da tepki gösterdi.
‘HAPİSHANELERDE YENİ BİR 19 ARALIK’A İZİN VERMEYECEĞİZ’
Sevim Kalman’ın ardından İnisiyatif adına açıklama Zarife Çamalar tarafından okundu. Tam 16 yıl önce 19 Aralık 2000 tarihinde devletin “Hayata dönüş” adı altında 20 hapishaneye eş zamanlı katliam gerçekleştirildiğini hatırlatan Çamalar, “Bu katliamda 28 tutsak katledildi. Katliam sırasında gaz bombaları, kimyasal ve ateşli silahlar kullanıldı. Bunun sonucunda yüzlerce tutsak yaralandı ve sakat bırakıldı” dedi.
Katliamın sorumlular hakkında göstermelik davalar açıldığına işaret eden Çamalar, “Biz biliyoruz ki bu katliamın sorumlusu devletin kendisidir. 19 Aralık 2000’de hapishanelerde devrimcileri katleden aynı devlet 19 Aralık 1978’de Maraş’ta hakları da katletmişti” diye konuştu. Tarihi katliamlarla dolu olan TC devletinin bugünde sokağa çıkma yasaklarıyla, OHAL’lerle, KHK’larla katliamlarını sürdürdüğünü belirten Çamalar, hapishanelerde tutsaklara yönelik işkence ve tecrit koşullarının, yeni bir katliamın ön hazırlığı olduğuna dikkat çekti.
“Bizler tutsak aileleri, arkadaşları, yoldaşları, insan hakları savunucuları olarak devletin bir katliam daha yapmasına izin vermeyeceğiz” diyen Çamalar, “OHAL’lere, KHK’lara, işkence ve katliam politikalarına karşı direnenlerin, dışarda sesi soluğu olacağız. 16 yıl önce haykırdığımız gibi bir kez daha haykırıyoruz; devrimci tutsaklar teslim alınamaz” dedi.
‘5 YILDIZLI OTEL DEDİKLERİ F TİPLERİNDE BUGÜN ONLAR YATIYOR’
Açıklamadan sonra söz alan 19 Aralık katliamında sağ kolunu kaybeden Veli Saçılık, tutsaklar olarak zulme karşı sonuna kadar direndiklerini vurguladı. Dönemin iktidar aygıtlarının yalanların sonucunda katliamın gerçekleştirildiğini hatırlatan Saçılık, “Cezaevlerine hakim olmadıklarını, 8 yıldır arama yapamadıkları ve örgüt baskısıyla mahkumlar hareket ettiğini söylediler. Yalan, şunu yaşayarak biliyorum ki, onlar televizyonlarda koğuşlarda arama yapılamadığını açıkladıkları dönemde, bizim koğuşlarımız her gün aranıyordu” diye konuştu.
Bu yalanların hepsinin siyasi tutsaklara F Tipi tabutluklarını dayatmak amacıyla söylediğine işaret eden Saçılık, “Devrimci tutsakları katlettiler ama teslim alamadılar. O günlerde 5 yıldızlı otel olarak sundukları F Tiplerinde ise bugün kendileri yatıyor” şeklinde konuştu.
Veli Saçılık’tan sonra söz alan HDK Eş sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, 19 Aralık katliamından Maraş katliamına devletin hiçbir şekilde değişmediğini vurgulayarak, “Tekçi, militarist, erkek ve insanlık, güzellik, barış adına ne varsa savunduğumuz tüm değerleri yok etmeye odaklanmış aynı devlet aygıtıyla karşı karşıyayız” dedi.
Bugün dün gibi HDP Eş başkanlarının, milletvekillerinin tek kişilik hücrelerde tecride tutulduğunu hatırlatan Koçyiğit, “Ülkenin her tarafından bir teslim alma, iradeyi boşa çıkartma pozisyonu dayatılıyor. Ama nasıl ki 19 Aralık katliamına karşı arkadaşlarımız direndiyse biz de bu baskılara karşı sonuna kadar direneceğiz” diye konuştu.
Son olarak söz alan ölüm orucu direnişçisi Nihat Göktaş ise, “Nasıl ki ateş toplarıyla, kimyasallara devrimci iradesini teslim alamadılar, bugün de alamayacaklar” dedi.