200 avukat Şenyaşar Ailesi'nin direnişine katıldı

Çeşitli barolardan 200 avukat, katliama karşı direnişini sürdüren Şenyaşar Ailesi'nin Adalet Nöbeti’ne katıldı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi’nin çağrısıyla bir araya gelen 200 avukat, Şenyaşar ailesinin nöbet eylemine destek verdi. ÖHD, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar ile baro başkanlarının da aralarında bulunduğu 200 avukat, nöbet eyleminde açıklama yaptı. Açıklama öncesi avukatlar, polislerce kalkanlarla ablukaya alındı.

Abluka altında ortak açıklama metnini okuyan ÖHD Urfa Şubesi Eşbaşkanı Ali Arslan, desteğe gelen barolara ve avukatlara teşekkür etti. Hukuksuzluğun, adaletsizliğin yargı eliyle devam ettirildiği bu süreçte dayanışma içinde olmanın önemine işaret eden Arslan, “Suruç’ta, 2018 seçim sürecinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın ailesi ve korumalarıyla birlikte Şenyaşar ailesine ait işyerine saldırısıyla başlayan olay Suruç Devlet Hastanesi'nde 3 kişinin vahşi bir şekilde katledilmesiyle sonuçlanmıştır. Bir kamu kurumu olan hastanede yaşanan katliam mülki amir vali, dönemin Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, emniyet güçleri ve hastane personelinin gözü önünde vahşice gerçekleştirilmiştir” dedi.

200 GÜNDÜR NELER YAŞANIYOR?

Katliamın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini belirten Arslan, faillerin açığa çıkarılmadığını söyledi. Dosyada 3 yıldır devam eden kısıtlılık kararına değinen Arslan, dosyanın aile ve avukatlardan gizlendiğini ifade etti. Adli makamlardan umudunu kesen ailenin 9 Mart’ta, “Dosyada kısıtlılık kararının kaldırılması, etkin bir soruşturma yürütülerek faillerin açığa çıkartılarak cezalandırılması” talebiyle başlattığı Adalet Nöbeti eyleminin 200 gün boyunca her şeyi özetlediğinin altını çizdi.

Arslan 200 günde yaşanan süreci şöyle anlattı: “Aile 16 Aralık 2020 tarihinde AKP İl binasına giderek il başkanı ile görüşmek istedi. Görüşme talebi reddedilen Anne Emine Şenyaşar oğlu Ferit Şenyaşar ile birlikte AKP İl binası önünde oturma eylemi başlattı. AKP İl Başkanlığı’nın şikayetçi olması üzerine gözaltına alınan anne ve oğlu bir gün gözaltında kaldı. Savcılık tarafından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen aile, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Tarihler 9 Mart 2021’i gösterdiğinde, aile, ‘artık sabrımız kalmadı’ diyerek Urfa Adliyesi önünde adalet nöbetine başladı.

Eylemlerinin 7’nci günü olan 16 Mart 2021’de, anne, yaktığı ağıtlarda kamu görevlisine hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı. İfadesi alınan anne ve oğul aynı gün serbest bırakıldı. Eylemlerinin 17’nci gününde DTK Eş başkanı Berdan Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır’ın aileyi ziyaretinin ardından aile  ‘2911 sayılı toplantı ve gösteri Yürüyüşü Kanununa Muhalefet’ suçlamasıyla gözaltına alındı. İfade işlemlerinin ardından aynı gün serbest bırakıldı.

Eylemlerinin 22’nci günü olan 31 Mart 2021’de, anne ve oğul hiçbir gerekçe gösterilmeksizin gözaltına alındı. Güvenlik Şube Müdürlüğünde bir süre bekletildikten sonra ifadeleri alınmadan serbest bırakıldı. Eylemlerinin 24’üncü günü olan 2 Nisan 2021’de eyleme polis müdahalesi gerçekleşti. Polis tarafından darp edilen Ferit Şenyaşar sinir krizi geçirmesi üzerine hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

Eylemlerinin 21’inci günü olan 30 Mart 2021 tarihinde Ferit Şenyaşar AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın kardeşi Süleyman Yıldız’ın şikayeti üzerine Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğüne ifadeye çağrıldı. Eylemlerinin 73’üncü gününde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın ziyareti öncesi aile ‘Kamu görevlisine hakaret ettiği’ iddiasıyla darp edilerek gözaltına alındı. Anne ve oğul aynı gün akşam saatlerinde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

14 Temmuz tarihinde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın Urfa’ya yapacağı ziyaret öncesi aile kent girişinde durdurularak ‘Kamu görevlisine hakaret etmek’ suçlaması ile gözaltına alındı. İfade işlemleri bitmesine rağmen aile, Pervin Buldan şehirden ayrılana kadar emniyette tutuldu. 12 Ağustos 2021’de Adalet Nöbeti tutan aileye müdahale eden polis, bariyerlere asılan pankartı gerekçe göstererek Ferit Şenyaşar’a idari para cezası kesti.

Emine Şenyaşar’ın katledilen eşi ve çocukları için sürdürdüğü adalet arayışı, aleyhine davaya dönüştü. Şenyaşar’a, katliamda sorumluluğu bulunan AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız’a hakaret ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Hakkında 4 yıla kadar hapis cezası istenen Emine Şenyaşar Urfa 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.”

Aileye karşı bu kadar gözaltı ve baskı yapılmasının yegane sebebinin aileyi yıldırmak ve adalet mücadelesinden vazgeçirmek olduğunun altını çizen Arslan, “Bütün bu baskı ve gözaltılara rağmen aile yılmamış ve eylemlerini 200'üncü gününde ilk günkü kararlılıkla ve daha güçlü bir şekilde devam ettirmektedir” diye konuştu.

AİLENİN TALEBİ SAHİPLENİLDİ

Adalet mekanizmasının işlemediğini belirten Arslan, şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere birçok meslektaşımız mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılanmaktadır. Toplumda Kobanê dosyası olarak bilinen HDP’li siyasetçilerinin yargılandığı HDP MYK davası devam etmektedir. Türkiye’de hukuksuzluk atmosferinin yoğun olarak hissedildiği, yaşandığı bu süreçte Şenyaşar ailesinin nöbet arayışında sonuç alınmasının, hukuka ve adalete olan güvenin sağlanması açısından önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu dosya yıllarca süregelen cezasızlık politikasının yansımasıdır. Türkiye’de kamu görevlilerinin kamu gücünü arkasına alarak işledikleri suçlar cezasızlık politikasıyla korunmaktadır. Kamu görevlilerinin kimliklerinden dolayı korunduğunu biz faili meçhullerden biliyoruz. 3 yıldır gizlilik kararı olan ve ne aşamada olduğu bilinmeyen bir dosyadan bahsediyoruz. Ailenin adalet talepleri karşısında sessizliğe bürünen adli makamların tavrına karşı adalet nöbetine başlayan Şenyaşar Ailesi'nin talebi hepimizin talebidir” dedi.

Karşısında muhatap bulamayan bir annenin çıplak elleriyle adliye binası temelindeki toprağı eşeleyerek adaleti aramasının bir sembol olduğunu ifade eden Arslan, “Bu sembol adaletsizliğin, hukuksuzluğun, cezasızlık politikasının sembolü olduğu kadar, aynı zamanda çarpık ve tıkanmış olan hukuk mekanizmasına rağmen adaletten vazgeçmemenin, direnmenin ve mücadelenin de sembolüdür. Emine annenin sesi olmaya devam edeceğiz. Hukuksuzluğa dur demek, bu zulmü sonlandırmak için bugün cübbelerimizle buradayız” şeklînde konuştu.

'ÖRTBAS ETMEK İSTİYORLAR'

Ardından konuşan aile avukatı Bülent Duran, yaşanan katliamı anlattı. İlk tanıklığı otopsi raporu ve Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun verilmemesi ile yaşadıklarını belirten Duran, "Emine Şenyaşar'ın tanıklığına rağmen bu katliam gerçekleşti. Devamında ilk tutuklanan Fadıl Şenyaşar oldu. Bilinci açık olmamasına rağmen hastaneden alınarak tutuklandı" dedi.

İddianameyi düzenleyen savcının başsavcı olarak ödüllendirildiğini belirten Duran, "Bugün Şenyaşar Ailesi'nin nöbetine destek veren arkadaşların emeği kıymetlidir. İktidar olup işlenen cinayet örtbas edilecekse, bu Şenyaşar Ailesi'nin sorunu değil. Bu faillerin açığa çıkarılması için herkesin emek vermesi gerekiyor. Biz bugün de ailenin yanındayız, yarında olacağız" diye konuştu.

BARO BAŞKANLARINDAN MESAJ

Aile avukatının ardından baro başkanları söz aldı. Urfa Baro Başkanı Mehmet Velat İzol, "Adalet talebi  3 yıla yakındır sürüyor. Adalet talebi hepimizin talebi. Soruşturma üzerindeki gizliliğin kaldırılmasını istiyoruz. 3 buçuk yıldır neden dosyada bir ilerleme yok? Bunun cevabını bekliyoruz" dedi.

Amed Baro Başkanı Nahit Eren, "Bu onurlu mücadelede barolar, avukatlar olarak yanınızda olmaya devam edeceğiz. Sadece duruşma salonlarında değil, eylemlerde de yanınızda olacağız. Diyarbakır Barosu olarak bu davanın ucu nereye varırsa varsın yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi.

Van Baro Başkan Yardımcısı Hamza Çiftçi, adliye binasının önünde değil, içinde konuşuyor olmaları gerektiğini belirterek, "Savcılık 200 gündür devam eden bu nöbeti anlamak yerine Emine anneye dava açmayı reva görmüştür. Mücadele kararlılığının devam ettiğinin bilinmesini istiyorum. Ailenin yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerinde bulundu.

Son olarak söz alan Ferit Şenyaşar ise işyeri ve Suruç devlet Hastanesi'nde yaşananları anlattı. Şenyaşar, "Babamı, annemin önünde linç ederek katlettiler. 24 kurşunla yaralı kardeşlerimi katlettiler. Bu kalkanlar, bu insanlık suçunu örtemeyecektir. Bu kalkanlarla bu suçu örtemezsiniz. Bu bir insanlık suçudur. Bir annenin iki evladı ve eşi katledilmiş. Bu adliye kapısında oturuyor. Adliye kapısından içeri giremiyor, nasıl adalet kapısı oluyor bu kapı?" diye sordu.

Ardından avukatlar aile ile birlikte Adalet Nöbeti’ne geçti. Başsavcının izinde olduğu gerekçesiyle avukatlar adliyeye geçmedi. Avukatların eylemi, alkışlarla sona erdi.