27 yıl önce kaçırıldı, bir daha ulaşılamadı

İHD, İstanbul’da 27 yıl önce kaçırılan ve bir daha ulaşılamayan Ali Efeoğlu'nun faillerini sordu.

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, sanal medyada yaptığı açıklamada 5 Ocak 1994'te İznik-İstanbul yolunda kaçırıldıktan sonra bir daha izine rastlanamayan Ali Efeoğlu’nun akıbetini sordu.
Efeoğlu'nun kaybedilme hikayesini İHD İzmir Şube Yöneticisi Deniz Bayrak anlattı.
Bayrak, Ali Efeoğlu’nun kardeşi Ayhan Efeoğlu’nun da Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi iken 6 Ekim 1992'de okulun önünde elinde telsiz bulunan sivil polisler tarafından gözaltına alınarak kaybedildiğini söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğrencisi olan Ali Efeoğlu’nun 1990 yılında gözaltına alınıp, ağır işkenceler gördüğünün adli tıp raporuyla belgelendiğini anlatan Bayrak, serbest kaldıktan sonra 5 Ocak 1994'te İznik-İstanbul yolunda kaçırılan Efeoğlu’ndan bir daha haber alınamadığını belirtti.

SAVCI: KARDEŞİNİN YANINA GİTMİŞTİR

Bayrak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 9 Şubat 1994 tarihinde gönderilen ve Ali Efeoğlu’nun “siyasi suçlu” olarak arandığının ifade edildiği yazının altında ise Susurluk kazasında ölen İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı ile dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay’ın imzası olduğunu kaydetti.  
Bayrak, Efeoğlu’nun avukatlarının 27 Ocak 1994 tarihinde başvuruda bulundukları DGM nöbetçi Cumhuriyet Savcısı’ndan "Belki kardeşinin yanına gitmiştir" yanıtı aldıklarını da belirtti.
Zaman aşımı  bahanesiyle dosyanın kapatıldığını söyleyen Bayrak, şunları da söyledi:
"Ali ve Ayhan'ın katledildiği dönemde her yerden katliam ve kayıp haberleri geliyordu. Emniyetin başında Mehmet Ağar, Necdet Menzir  ve  Hanefi Avcı isimler vardı. Hiçbiri yargılanmadı. Ağar ‘1000 operasyon yaptım’ dedi. Ali ve Ayhan Efeoğlu kardeşler ve pek çok katledilenler, kaybedilenler de bu operasyonların içindeydi. Benimle mezara gidecek dediği bu ‘1000 operasyon’ eğer Ali bulunursa 999’a düşecek,  katilleri hesap verecek yani yargılanacaklar. Bizler her koşulda sesimizi yükseltmeye, kayıplarımızı aramaya devam edeceğiz."