TMMOB, 3. Havalimanı ile ilgili hazırladığı raporda, "İhalesi sonuçlanan havaalanının proje kotunun 105 metreden 70 metreye indirilmesi, bu havaalanının çalışamaz hale getirecektir" dedi. Raporda, kuş-uçak çarpışma risklerinin de değerlendirilmemesi sonucu yaşanacak uçak kazalarına zemin hazırlandığı uyarısı yapıldı.
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 3. Havalimanı projesiyle ilgili MMO İstanbul Şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. 
'KİRLİLİK GERİ DÖNÜŞSÜZ ARTACAK'
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan “3. Havalimanı Teknik Raporu”nun kamuoyu ile paylaşıldığı basın toplantısında konuşan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz, son yıllarda artarak devam eden hızlı ve plansız kentleşmenin, İstanbul’da su havzalarını önemli ölçüde etkilediğini, içme ve kullanma suyu temin edilen baraj ve göllerin kuraklığın da etkisi ile yok olma noktasına geldiğini belirtti. 3 Havalimanı proje sahasının, İstanbul’a kullanım suyunun büyük bir kısmını sağlayan Terkos Barajının orta ve uzun mesafe koruma alanları içinde kaldığına dikkat çekerek, projenin inşaat aşamasında, inşaat faaliyetleri ve hafriyat dökümü sırasında oluşacak toz ve egzoz emisyonları gölde kirlenmenin artmasına yol açacağını, proje alanında bulunan akarsuların yataklarının tahrip edilmesi sonucu gölün su toplama miktarlarında azalma ve yüzeysel akışlarla kirlilik yüklerinde artma gerçekleşeceğini belirten Solmaz, "3. Havalimanı projesi bölgede meydana gelecek nüfus yoğunluğu ve kentleşme sadece projenin kapsadığı alanları değil, Terkos Gölü, Alibeyköy barajı ve planlama aşaması devam eden Pirinççi Barajında kirliliği geri dönüşsüz olarak artıracaktır" dedi.
Solmaz, 7650 hektarlık alanı kapsayacak bu devasa proje sahasının, kentin ekolojisi açısından son derece önemli olan kuzey ormanları üzerinde planlandığını ifade ederek, ağırlıklı olarak kuzeyden esen rüzgarlar nedeniyle bu ormanlar üzerindeki temiz ve nispeten serin havanın, kentin üzerindeki kirli ve sıcak hava ile yer değiştirerek kent havasının temizlenmesine ve serinlemesine katkı sağladığını dile getirdi. "Ayrıca bu ormanlar Terkos Gölü ile Alibey Baraj havzası ile Belgrad ormanındaki bentlerin erozyon ile dolmasını engellemekte ve içme suyu kalitesinin yükselmesine katkı sağlamaktadır. İstanbul’un kuzeyinde yer alan ormanlar çok fazla parçalanmamıştır ve yaban hayatı için de büyük önem arz etmektedir" diye ekleyen Solmaz, ancak havalimanı ve beraberinde planlanan 3. Köprünün, Kanal İstanbul, Ağaçlı-Çiftalan arasında yeni yerleşim merkezleri ile ormanlık alanlar ve diğer habitatların tahrip edileceğini kaydetti.
'UÇAK KAZALARINA ZEMİN HAZIRLANIYOR'
Solmaz, şu uyarıları yaptı:
"Projenin etki alanında kumul, orman, mera, tarım, göl, sazlık vb farklı ekosistemlerin bulunması aynı zamanda endemik türler açısından zengin biyoçeşitliliğe sahip olmasını sağlamıştır. 3. Havalimanı projesi endemik türleri ve tüm biyoçeşitliliği ile ekosistemlerin yok edilmesi ve canlı yaşamının sona ermesi riskini barındırmaktadır. Proje sahası önemli göç yollarından birini kapsamaktadır. Ancak ÇED raporunda bahsedilen 2 yıl süreli kuş gözlem çalışması gerçekleştirilmeden inşaat aşamasına geçilmiştir. Bu durum kuş göç yolu olarak tanımlanan bölgenin koruma altında olması kararlarını hiçe saymasının yanında kuş-uçak çarpışma risklerinin de değerlendirilmemesi sonucu yaşanacak uçak kazalarına zemin hazırlamaktadır.
İhalesi sonuçlanan havaalanının proje kotunun 105 metreden 70 metreye indirilmesi, bu havaalanının çalışamaz hale getirecektir. Çünkü 70 metre kotunda yapılacak pistlerden, kara yönünden, uluslararası uçuş güvenlik kriterlerine göre, iniş-kalkış mümkün değildir."
Basın açıklamasında, 3.Havalimanı projesinin doğal yaşam ortamlarının ve önemli su havzalarının yok olması ile sonuçlanacağını ifade edilirken, projenin ekolojik ve jeolojik kriterler, zemin özellikleri, kazı ve dolgu alanları, kent bilimi ve uçuş güvenliği açısından kabul edilebilir olmadığı kaydedildi.