Kürdistan'da barış ve özgürlük talep eden anneler her sene olduğu gibi bu senen ki anneler gününde de bu taleplerini yenileyecek. Yapılan barış görüşmelerinde devletin bir an önce adım atmasını bekleyen barış ve tutsak aileleri bu sene daha fazla ölümün yaşanmaması ve cezaevlerinin boşaltılması için alanda olacak. Bin bir acıya rağmen direnen ve çocuklarına da direnişi miras bırakan anneler bu mücadelenin öncülüğünü yapıyor. Yaklaşık 34 yıldır oğlunun cenazesini arayan Sidar Tutmaz'da bu annelerden biri. Her özel günde oğluna ait bir mezar başında dua etmek isteyen ancak bu talebi yıllardır yanıt bulmayan Sidar Tutmaz, bu süre zarfında 3 defa kan vermesine rağmen bir sonuç alamadı.
Aslen Mêrdin'in Derik ilçesinden olan Sidar Tutmaz'ın oğlu Seyfettin Tutmaz 1980'li yıllarda PKK'ye katılır. Tam tarihi hatırlamayan Sidar Tutmaz oğlunun gidişinin ardından yaşadıkları köyde korucu baskısına maruz kaldıkları için köyü terk ederek Amed merkeze taşınmak zorunda kalırlar. Köyde ki evlerine bir daha gidemeyen Sidar Tutmaz çocuklarını şehir merkezinde büyütmek zorunda kalır. Bu süre zarfında 1990 yılında oğlu Seyfettin Tutmaz'ın Bitlis'te hayatını kaybettiği haberini alır. Şahadet haberini televizyondan öğrenen Sidar Tutmaz, bu süre zarfında oğluna ait ne bir haber ne de bir eşya alamadı.
HEM OĞLU HEM TORUNUNUN MEZARINI İSTİYOR
Oğlunun mezarını bulmak ya da ona ait bir kemik bulmak için yıllardır mücadele eden Sidar Tutmaz'ın tek talebi ise ölmeden önce oğlunun mezarı başında dua etmek. Oğlunun yanı sıra geçtiğimiz Ocak ayında Zap'ta yaşanan çatışmalarda torunu Sipan Tutmaz'ı (Rugeş Zinar) da kaybeden Sidar Tutmaz, torununa dair de bir haber alamadıklarını ve cenazesine ulaşamadıklarını ifade etti.
Oğlunun yaşamını yitirdiğini öğrendiği gün evlerine polislerin geldiğini ve kendisi dahil birçok kişiye işkence uyguladıklarını anlatan Sidar Tutmaz, "Olayı öğrendiğimiz gibi de hemen polisler evimizin etrafını sardılar, gelip bize oğlumuzu sordular. O gün evde ben değil herkese işkence ettiler hepimizi darp ettiler. Bize 'Seyfettin'i nerden getiriyorsanız getirin' dediler. O gün oğlumun attığı çığlıklar hala benim kulağımda.
Oğlunun ve torununun cenazesine 34 yıldır ulaşamayan Sidar Tutmaz, Anneler Günü yaklaşırken yetkililere bir kez daha seslendi: “Ben bir anne olarak oğlumdan geriye bir kemik parçası bile olsa istiyorum. Yeter ki nerede yattığını bileyim.”
'VERDİĞİMİZ KAN ÖRNEKLERİNE RAĞMEN HABER ALAMADIK'
Tutmaz, oğlunun kaybolmasının ardından geçen yıllarda yaşadıklarını şöyle anlattı:“O günden sonra zaten oğlumdan hiç haber alamadık. Gidip soruyorduk ama kimse bize yanıt vermiyordu. En son 2017 yılında bu hâlimle Bitlis’e gittim. Savcı beni görünce ‘Sen neden geldin?’ dedi. Ben de ‘Çocuğumu bulun’ dedim. O da bana, ‘Kan ver, bir ay sonra gel oğlunu al’ dedi. Ama o sözün üzerinden yıllar geçti, hâlâ haber yok. Biz ailece üç kez kan verdik ama cenazenin nerede olduğunu hâlâ bilmiyoruz.”
Tutmaz, tek taleplerinin oğlunun mezarının bulunması ve yaslarını tutabilmek olduğunu vurguladı:“Bizim tek talebimiz onun cenazesini bulmak, bir mezar taşı yapmak. Ben oğlumun yasını hâlâ tutamadım. 34 yıldır bu cenazeyi arıyoruz, yasımızı da 34 yıldır kuramadık. Bir kemiği dahi olsa razıyım, yeter ki nerede olduğunu bileyim.”
'EN BÜYÜK HEDİYEM BİR KEMİK OLUR'
Kaybolan yalnızca oğlu değil. Torununu da yıllar önce kaybettiğini dile getiren Sidar Tutmaz, yıllardır bu acının bitmek bilmediğini söylüyor: “Oğlum dışında benim torunumun da cenazesi hala kayıp. Cenazelerin teslim edilmemesi bir işkence. Bu işkenceye son verilsin. Ben bir anne olarak yıllardır oğluma ait bir kemiğin peşindeyim. Biz yıllardır bu hasretle yaşıyoruz.
Anneler Günü yaklaşıyor ama ben 30 senedir bir anne olarak tek bir dileğim var: Bana en büyük hediye oğlumun kemikleri olacak.”
'BARIŞ İSTİYORUZ'
Devlete seslenen Sidar Tutmaz, barış sürecinin samimi bir şekilde sürdürülmesini ve adım atılmasını talep etti: “Devlet oğlumun cenazesini teslim etsin. Biz yıllardır barış için mücadele ediyoruz. Şimdi görüşmeler var, biz barışın sonuna kadar sürmesini istiyoruz. Barış samimi olsun, devlet adım atsın. Ben iki cenazemi yıllardır arıyorum.”