400 Kürt kurumu Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Konseyi önünde 25 Haziran 2012’de başlayan nöbet eylemi 4. Yılı geride bıraktı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Konseyi önünde 25 Haziran 2012’de başlayan nöbet eylemi 4. Yılı geride bıraktı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü şiarıyla Strasbourg’daki Avrupa Konseyi (AK) önünde 4 yıldır devam eden nöbet eylemi, Avrupa’daki 400 kadar Kürt kurumu adına gelen temsilcilerce sürdürülecek.
25 Haziran 2012’de AK önünde başlatılan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti, bu hafta Avrupa’daki Kürt kurumları yöneticileri ile Kürt halkının dostlarınca devralınıyor.
Strasbourg’daki eylem alanında saat 12’den itibaren bir araya gelen kurum temsilcileri ve onlarca Kürdistanlı adına konuşan Demokratik Kürt Toplum Merkezi temsilcisi Helene Erin, Avrupa’daki 400 kadar Kürt kurum ve kuruluşunun temsilcilerinin bu hafta boyunca nöbette olacağını söylerken, bu haftanın önemli olduğunun altını çizdi.
Daha sonra kurum temsilcileri Şehit aileleri adına Şenge Kahraman, Özgür Kadın Hareketi TJK-E adına Delal Rubar, Kürdistan İslami Toplumu (CİK) adına Hafız Turhallı, Almanya Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) Eşbaşkanı Yüksel Koç, HDK Avrupa Girişim Grubu adına Baki Selçuk, KNK adına Mehmet Emin Yıldız, Rojhilat Kürtleri adına Miran Ruban, Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) adına Mustafa Deprem, Kürt sanatçılarının kurumu TEV-ÇAND adına Cevat Merwani devraldılar.
Burada konuşan Helene Erin, Öcalan’a yönelik tecrite karşı 4 yıla yakın bir süre önce başlatılan eylemi, Kürt kurumları, Kürt halkının dostları ve demokratlar adına devraldıklarını söyledi.
NÖBETE KATILIM KARARI KCDK-E KONGRESİNDE ALINDI
Geçtiğimiz hafta nöbeti sürdüren Ulm ve Pforzheim grubu üyelerinden sloganlar eşliğinde nöbeti devralan kurum temsilcileri adına konuşan Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Yüksel Koç, Kürt halkının lideri Öcalan’ın özgürlüğünün artık kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.
Öcalan’ın özgürlüğünün Kürt halkının özgürlüğüyle eşdeğer olduğunu söyleyen Koç, nöbete kurumlar adına katılma kararının KCDK-E Kongresinde alınan bir karar olduğunu belirtti.
Avrupa ülkelerine seslenen Koç, 400’ü aşkın Kürt kurumu olarak Öcalan’ın özgürlüğünden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Öcalan’ın özgürlüğünün Orta Doğu’da barış ve kardeşlik için önemli olduğunu vurgulayan Koç, “DAİŞ’e karşı mücadele edenler Öcalan’ın özgürlüğünün önemini anlamalılar” diye konuştu.
Cizre’de katledilen Mehmet Tunç’a söz verdiklerini vurgulayan Yüksel Koç, Kürt halkının her alanda mücadeleyi yükselterek, Öcalan’ın özgürlüğünü talep edeceğini dile getirdi. Öcalan’ın Orta Doğu için sunduğu ‘Üçüncü Yol’un önemine dikkat çeken Koç, barışın ve özgürlüğün gelişebilmesi için Öcalan’ın özgürlüğünün gerekli olduğunu vurguladı.
Yarından itibaren dünyanın birçok ülkesinde 10 günlük çadır eylemleri düzenleneceğini de söyleyen Koç, Kürt halkının mücadelesini kararlılıkla sürdüreceği mesajını yineledi.
TJK-E: BAŞKANIMIZIN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ HALKIMIZIN VE İNSANLIĞIN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİDİR
Özgür Kadın Hareketi TJK-E adına konuşan Delal Rubar ise, “Başkanımız özgür olana kadar bu eylemler devam edecek. Bu sadece bir şahsın özgürleştirilmesi değil, aynı zamanda halkımızın, insanlığın, kadının ve doğanın özgürleştirilmesidir” diye konuştu.
Kadın hareketinin Öcalan’ın çabalarına sahip çıktığını ve çıkacağının altını çizen Delal Rubar, bu anlamda halkın özgürlüğü için Öcalan’ın özgürlüğünü istediklerini dile getirdi.
Öcalan’la avukat görüşmelerinin kesilmesi ve tecrite dikkat çeken Rubar, Halk Önderi’nin sesini dışarıya duyurabilmesi ve sorunların çözümüne katkı sunabilmesi gerektiğinin altını çizdi.
CİK EŞBAŞKANI: NEFİSLERİNİ TEMİZE ÇEKMEYE ÇALIŞANLAR İNSANLARI KATLEDİYOR
Müslüman olarak zalimin karşısında durma gibi bir görevleri olduğunu ve bu nedenle nöbette olduklarını vurgulayan Kürdistan İslam Toplumu (CİK) Eşbaşkanı Hafız Turhallı, Kürt ve Kürdistan sorununun İslam dünyasının sorunlarının çözümünde de önemli olduğunu vurguladı.
Kürt ve Kürdistan sorununun çözümünün Orta Doğu’daki birçok sorunu çözeceğine dikkat çeken Turhallı, DAİŞ ve diğer çeteler gibi ‘İslam adına’ faaliyet gösteren grupların özellikle Kürdistan’a yoğunlaşmasının tesadüfi olmadığını söyledi. AKP öncülüğündeki çetelerin de Kürdistan’daki tüm inançların değerlerine ve ibadet alanlarına yönelik talanlarını hatırlatan Turhallı, “Ramazan ayında nefislerini temize çekmeye çalışanlar, bugün büyük bir hırsla insan katlediyorlar” diyerek, Firavun ve çevresindeki işbirlikçilerin bugünkü katliamları yapan AKP ve Erdoğan ile onlarla işbirliği yapanlarla aynı olduklarını vurguladı.
Ramazan ayında tüm sorunların çözülmesi için herkesin mazlumların yanında yer alması gerektiğini söyleyen Turhallı, başta Kürt Halk Önderi olmak üzere tüm tutsakların serbest kalması için mücadele edilmesi çağrısı yaptı.
Şehit aileleri adına konuşan Şenge Kahraman da, halk olarak Mehmet Tunç’a söz verdiklerini hatırlatarak, özgürlük için mücadele edeceklerini söyledi. Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünün halkın özgürlüğüyle aynı anlama geldiğini söyleyen Kahraman, özgürlük için verilecek bedele bakılmayacağını vurguladı. Kahraman, ne özgürlüklerinden ne de Öcalan’dan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.
‘ALEVİLER KÜRTLERİN MÜCADELESİNE DESTEK VERMELİ’
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) adına konuşan Pir Mustafa Deprem ise, Aleviler ile Kürtlerin ortak mücadelesinin önemine dikkat çekti. Öcalan için verilen mücadelenin tüm Orta Doğu’daki halkların verdiği mücadele ile aynı olduğunu vurgulayan Deprem, halkların ve inançların öz değerlerinden yoksun bırakılmak istendiğini söyledi.
Halkların tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğini söyleyen Deprem, ‘bodrumlarda insanları katleden, sokaklarda cenazeleri sergileyen zihniyete karşı hak mücadelesini verenlerle yan yana olunması gerektiği’ çağrısını yaptı.
Bugünkü direnişin tarihi Alevi direnişleriyle aynı olduğunu vurgulayan Pir Mustafa Deprem, Alevilerin bugün bu direnişi sürdüren Kürt halkıyla yan yana olması çağrısında bulundu.
Rojhilat Kürtleri adına konuşan Miran Ruban ise, tarihte bilindiği gibi direnen tüm halkların haklarıyla birlikte önderlerinin de ellerinden alındığını söyledi. Kürt halkının da direnişinin sembolü olan Öcalan’ın esir edildiğini hatırlatan Ruban, Kürdistan’ın tüm kentlerinde büyük bir saldırıyla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
BAKİ SELÇUK
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Avrupa örgtü adına konuşan Baki Selçuk ise, Avrupa ülkelerinin Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan katliamlara karşı sessiz kalarak onaylamasını sert bir dille eleştirdi. Saray’ın katliamlarına karşı Avrupa Birliği’nin Türkiye’yle her türlü ilişki ve ticaretini devam ettirdiğini hatırlatan Selçuk, Türkiye’yle tüm ilişkilerin kesilmesi çağrısı yaptı.
Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünü talep eden Selçuk, bunun için her alanda mücadelede olacaklarını dile getirdi.
TEV-ÇAND: KİRLİ POLİTİKALARA SON VERİLSİN
Kürdistanlı sanatçıların oluşturduğu TEV-ÇAND adına konuşan Cevat Merwani, Öcalan’ın özgürlüğü için 10 milyonu aşkın kişinin imza kampanyasına katıldığını hatırlattı.
Avrupa başta olmak üzere dünya ülkelerinin katliamlara sessiz kalmasını eleştiren Merwani, artık bu ‘kirli politikalara’ son verilmesini istedi.
Öcalan’ın sadece Kürt halkının lideri olmadığını da vurgulayan Merwani, özgürlüğü için mücadelenin devam edeceği dile getirdi. Merwani, yaşanan tüm katliamlara son verilmesi için büyük bir mücadele verileceğini söyledi.
YAĞIZAY: ÖCALAN’IN ÇABALARI BARIŞ İSTEYENLERİ GÜÇLENDİRMİŞTİ
HDP Avrupa Konseyi (AK) temsilcisi Fayik Yağızay ise, Kürt Halk Önderi’nin barış için çabalarına dikkat çekerken, özellikle 2013 Newroz’undaki konuşması ve çabaları sayesinde barış yanlılarının önemli oranda güçlendiklerini söyledi.
Öcalan’ın görüşleri ekseninde Rojava’da halkların sisteminin yaşam bulması ve 7 Haziran seçimlerindeki zaferden sonra savaşın başlatıldığını hatırlatan Yağızay, bunun tüm kazanımları yok etmeye dönük olduğunu vurguladı.
Avrupa Konseyi, AİHM veCPT gibi kurumların olduğu bir alanda eylemde olduklarını hatırlatan Yağızay, bu kurumların değer ve ilkelerini hiçe saymalarını eleştirdi. Daha önce 59 gün süren bir açlık grevi düzenlendiğini söyleyn Yağızay, bugünkü eylemlerinin de hemen olmasa da sonuç alıcı olacağının altını çizdi.
KNK ÜYESİ YILDIZ: KÜRT HALKI NE BAŞ EĞER NE DE BAŞ VERMEZ
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK üyesi Mehmet Emin Yıldız da, her gün Kürt kadınları ve çocuklarının katledildiğini, evlerinin yıkıldığını ve tarihlerinin yok edildiğini söylerken, “Kürtler er geç kendi özgürlüklerini sağlayacak” diye konuştu.
Yıldız, Kürt Halk Önderi’nin 17 yıldır Türk Devleti’nce esaret koşullarında tutulmasına rağmen Öcalan’ın İmralı’yı bir ‘barış sistemine’ dönüştürdüğünü söyledi. Öcalan’la bizzat görüşenlerin şimdi kendileri açısından ‘tehlike gördüklerini’ belirttiği konuşmasında Yıldız, “çünkü amaçları barış değil, tasfiye etmekti. Onun için de masayı devirdiler. Dolmabahçe’de masayı devirdiler” dedi.
KNK üyesi, “Bize ‘Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz’ diyorlar. Ama Kürtler ne baş eğdi ne de baş vermeyecek Mehmet Tunç arkadaşın da dediği gibidir. Kürtler eşit ve özgür bir yaşam istiyor” diye konuştu. “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür, gençlerin özgürlüğüdür” diye devam eden Mehmet Emin Yıldız Öcalan özgürleşene ve Kürdistan statüye kavuşana kadar mücadelenin devam edeceğini sözlerine ekledi.
CEYLAN: İMZALARA CEVAP VERİLMEMESİ KOMPLONUN DEVAMI
KCDK-E Başkanlık Divanı’ndan Murat Ceylan ise, Türkiye’deki faşist yönetimin de Avrupa Konseyi (AK) üyesi olduğunu ve bundan dolayı muhattaplarının AK olduğunu söyledi.
Öcalan’ın özgürlüğü için toplanan 10 milyonu aşkın imzanın AK’ye sunulduğunu ve halen bir cevap dahi alınamadığını söyleyen Ceylan, bunun da komployla bağlantısını ortaya koyduğunu dile getirdi.
Son olarak tekrar söz alan KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, yaşanan tüm katliamlara karşı AK’nin Türkiye’nin üyeliğini askıya alması çağrısı da yaptı.