Çok sayıda kent tutsakların direnişine ses verdi

Çok sayıda kentte zindan direnişini sahiplenme eylemleri düzenlendi. Eylemlerde, İmralı tecridine karşı direnen tutsakların sesi olma çağrısı yapıldı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde devam eden açlık grevi direnişi sahiplenilmeye devam ediyor. Mardin, Şırnak, Urfa, İzmir, Ankara başta olmak üzere birçok il ve ilçede çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlendi.

İmralı tecridinin derhal kaldırılması gerektiğinin vurgulandığı eylemlerde, demokratik kamuoyu tutsakların sesi olmaya çağrıldı.

MARDİN

Mardin'in Nusaybin ilçesinde yapılan eyleme HDP Sözcüsü Ebru Günay, İl ve ilçe örgütü yöneticileri ile Barış Anneleri katıldı.

alan Barış Annesi Nure Tarlak, "Bugün çocuklarımız ile birlikte hepimiz ağır tecrit altındayız. Çocuklarımız bu ağır tecride karşı açlık grevine girdi. Ölümler olmadan barış için ve tecridin son bulması için el ele verelim. Çağrım anneler ile birlikte tüm kesimleredir. Cezaevlerinin sesine ses verelim. Çocuklarımızın talepleri bizim talebimizdir" diye konuştu.

HDP Nusaybin İlçe eşbaşkanı Hevidar Dinç, "Tecrit içeride ve dışarıda her geçen gün yeni hak ihlalleri doğuruyor. Haklara ve muhalif kesimlere olan tahammülsüzlük, aykırı renklere yaşam hakkı vermiyor" dedi. Dinç, tüm kesimlere iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı birlikte mücadele ve cezaevlerinin sesi olma çağrısında bulundu.

HDP Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ebru Günay, şunları söyledi:

"Tutukluların 50 gündür iki istekleri var. Biri Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesidir. Bu istekleri Türkiye’nin bu çatışma ve zor şartlardan kurtulması içindir. Diğer ise tutuklular üzerindeki insan hakkı ihlallerinin sona ermesi. Tutuklular ağır işkence ve kötü muamele altında tutuluyor."

ŞIRNAK

HDP Silopi ilçe örgütü de binasının önünde eylem yaptı. "Tecrit insanlık suçudur, tecride son” pankartının açıldığı eyleme tutsak aileleri, kent Milletvekili Nuran İmir, TJA aktivistleri ve HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı.

Silopi İlçe Eşbaşkanı Kadir Kunur, tutsakların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Bugün birçok cezaevinde açlık grevleri devam ediyor. Birçok yerde hükümet tutsakların taleplerini dinlemek yerine, müzakere etmek yerine, baskı ve şiddet yöntemini tercih etmiştir. Cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsaklara sahip çıkmak politik ve ahlaki bir sorumluluktur. Bizler de bu mücadeleyi sürdüren, cezaevlerinde olan politik tutsakların mücadelesinin yanındayız ve elbette ki acılar yaşanmaması adına bizler de mücadelemizi yürüteceğiz ve bir kez daha buradan iktidara çağrıda bulunuyoruz ki bu tutumlarından bir an önce vazgeçsinler. Tutsakların istekleri, güvenlikleri ve sağlıkları da hükümetin sorumluluğunda ve bir an önce sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir."

Şırnak Milletvekili Nuran İmir ise şöyle edi: "Bugün tutuklular şahsında Türkiye'de yaşayan bütün halklar tecrit altına alınmak isteniyor. Cezaevlerini mezarlığa dönüştürmek istiyorlar. Ama biz kadınlar olarak, halk olarak var olduğumuz sürece buna karşı duracağız ve bu keyfi uygulamalara karşı mücadele edeceğiz."

Basın açıklaması "Bijî berxwedana zindanan" sloganıyla son buldu.

URFA

HDP Urfa il örgütü de Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya kent Milletvekilleri Ömer Öcalan ve Ayşe Sürücü ile Barış Anneleri, tutsak yakınları yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Sloganlar eşliğinde yapılan açıklamada “Tecrit insanlık suçudur, açlık grevlerine ses ol, cezaevlerinden haberin var mı?” pankartı açıldı.

HDP İl Eşbaşkanı Emine Çetiner, vicdanı olan herkese tutsakların sesi olma çağrısı yaptı. Daha sonra konuşan Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve 28 yıldır cezaevinde olan Mustafa Amutgan’nın eşi Remziye Amutgan, eşi ve cezaevindeki tüm siyasi tutsakların Kürt oldukları için cezalandırıldığını vurguladı. Amutgan, “Buradan Kürt halkına sesleniyorum, gelin birlik olalım. Mücadelemizi sonuna kadar götürelim. Bu insanlar cezaevinde ve açlık grevindeler. Bu kadar da zulüm olmaz. Biz nasıl insansak onlar da insan. Onlarında bir hakkı var. İçerde açlık grevinde oldukları için sularını kesiyorlar. Her türlü zulmü yapıyorlar. Bu kadar işkence yeter artık. Eşim yakalandığında 32 yaşındaydım. Şimdi 60 yaşındayım hala onun arkasındayım ve olamaya da devam edeceğim” dedi.

Milletvekili Ömer Öcalan, şunları dile getirdi: "Cezaevlerinde tecrit başta Sayın Öcalan üzerinde olmak üzere herkes üzerinde yürütülmektedir. Biz bu Cuma gününde, insanları, ülkeyi yönetenleri sulha çağırıyoruz. Siyasi menfaatleri için bu ülkeyi uçuruma sürüklemek kimsenin hakkı değildir. Tecrit insanlık suçudur. İmralı Adası’nda yıllardır devam eden bir tecrit var. Bu ne insani ne hukukidir. Tecride karşı durmaya devam edeceğiz ve herkese sahiplenme noktasında çağrıda bulunuyoruz.”

Milletvekili Ayşe Sürücü, şöyle konuştu: “İnsanlar bedenini açlığa ve ölüme yatırdı. 22 yıldır Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağır bir tecrit var. Son 5 yılda tecrit artık son noktaya ulaşmıştır. Sayın Öcalan ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülmüyor. Herkesin ailesi ve avukatı ile görüşme hakkı var. Ama ne Sayın Öcalan ne de İmralı’daki diğer tutuklular bu haklarında yararlanamıyor. Biz buradan sesleniyoruz kendi kanunlarınızı uygulayın. Sayın Öcalan’ın Türkiye’deki barış için rol ve misyonu çok önemli ve herkes bunu çok iyi biliyor. Ne zaman tecrit derinleştirildi Türkiye’de savaşta derinleşti. Barış için tecridin son bulması ve görüşmelerin gerçekleşmesi gerekiyor. Biz bu tecridi kabul etmiyoruz.”

ANKARA

HDP Ankara il örgütü de, il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Devrimci 78’ler Federasyonu, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Devrimci 78’ler Girişimi ve İnsan Hakları (İHD) Derneği Ankara şube üyeleri katıldı.

HDP İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, "Zindanlarda sindirme politikalarını boşa çıkaran bir irade ile karşılaşan AKP iktidarı, pandemi koşullarını da fırsata çevirerek bütün zalimliği ile siyasi tutsakları temel yaşam koşullarını boğmakla terbiye etmeye çalışmaktadır. Avukatlarının Sayın Öcalan’la görüşmelerinin yasakladığı günden beri Türkiye toplumunun barışı gündeme getirmesini engellemeye çalışan AKP iktidarı, aslında sadece İmralı’ya değil bütün toplumu da tecrit altına almaya çalışıyor” diye konuştu.

Sinemillioğlu, “Ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi, Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüşmelerinin tekrar devam etmesi talepleri ile siyasi tutsakların başlatmış olduğu açlık grevi eyleminin 50’inci gününde devam etmektedir” dedi.

DTK EşBaşkanı Leyla Güven ve cezaevindeki tutsakların daha önce başlattığı açlık grevinin tecridi, geçici olarak kaldırdığını anımsatan Sinemillioğlu, şöyle devam etti: “Tecrit kalktığında Türkiye toplumun nefes almaya başladığını gören AKP iktidarı 7 Ağustos 2019’dan beri İmralı’ya yönelik yasakları tekrar devreye soktu. Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile görüşmelerinin tekrar başlaması aynı zamanda Türkiye’nin barışı konuşması demektir. Bilinmelidir ki AKP iktidarı tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlalleri ile Türkiye toplumun barış umutlarını hedef almaktadır. Bu farkındalıkla açlık grevine başlayan siyasi tutsakların bu eylemine bütün demokratik kurumlar duyarlılık ve dayanışma ile yaklaşmalıdır.”

İZMİR

HDP İzmir İl Örgütü ise Alsancak semtinde bulunan Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi Önünde açıklama yaptı. Eyleme kent milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Murat Çepni,  İl Eşbaşkanları, Parti Meclis Üyeleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ve cezaevlerinde olan tutukluların yakınları katıldı.

HDP adına açıklamayı İl Eşbaşkanı Kadir Baydur okudu. Baydur, “Derinleştirilerek devam ettirilen tecrit bir insanlık suçudur. Devlet kendi hukukunu inkar ederek bu tecridi 5 yıldır devam ettirmektedir. Diğer yandan pandemi ile birlikte cezaevlerinde de mutlak bir tecrit hali uygulanmaktadır” diye konuştu. 

Baydur, "Başta halklarımız olmak üzere, vicdan sahibi bütün toplumsal kesimleri ve demokratik kamuoyunu cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve açlık grevindeki tutsakların taleplerine kulak vermeye ve bu talepleri sahiplenmeye çağırıyoruz" diye belirtti.

HDP'li vekil Serpil Kemalbay da tecrit uygulamasının ilk olarak İmralı’da uygulandığını daha sonra tüm cezaevleri ve toplum üzerinde hayata geçirildiğini dile getirdi.

HDP'li Milletvekili Murat Çepni ise cezaevlerinin işkenceye evine döndüğünü söyledi, "Biz uzun zamandır tecridin sadece İmralı ve Kürt halkına dönük olmadığı bunun bir yönetme biçimi olduğunu söyledik. İşte bu gün bütün ülke bir kayyum bir tecrit rejimiyle yönetilir hale gelmiş durumda. Yaşanan bu hukuksuzluğa cezaevlerinden bir çağrı yapılıyor. Bu işkence ve kayyım rejimine karşı ayağa kalkın diyorlar. Biz de onların sesine ses olma göreviyle karşı karşıyayız.  Onların taleplerini güçlü bir biçimde ortaya koymak ve halklarla buluşturmak göreviyle karşı karşıyayız" dedi.