'İktidar meşru değildir, demokrasi mücadelesinde buluşma zamanı'

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, belediyelerin gasbına sert tepki göstererek, "İktidar meşruiyetini yitirdi" dedi. Temelli, kamuoyuna, parti ve kurumlara "Demokrasi mücadelesinde buluşma zamanı" çağrısını yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Amed, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin gasp edilmesi sonrası toplanan olağanüstü Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına verilen arada, Genel Merkezi binasında basın açıklaması yaptı.

'BİR KARA SAYFA DAHA'

Temelli, kara bir güne uyandıklarını belirterek, 19 Ağustos’un Türkiye’nin tarihine kara sayfa daha eklendiğini ifade etti. Temelli, “AKP-MHP bloku, Erdoğan rejimi Türkiye tarihine kara bir sayfa daha ekledi. 19 Ağustos Türkiye tarihine yeni bir sivil darbeyle geçti. Evet, böyle anılacak. Bu sabah kalktığımızda 3 büyükşehir belediye başkanımız görevden alındı ve yerlerine kayyım atandı. Kayyımsız ülkeyi yönetemeyecek hale gelmiş bu iktidar siyaseten ben acze düştüm, yönetemiyorum artık diyor” dedi.

'İKTİDAR MEŞRUİYETİNİ YİTİRDİ'

İktidarın ülkeyi yönetemedikçe şiddeti meşru gördüğünü söyleyen Temelli, iktidarın meşruiyetini yitirdikçe tüm Türkiye halklarına baskıyı, kayyum rejimini dayatmaya devam ettiğini belirtti. Temelli, “19 Ağustos darbesi, sivil darbesi, 12 Eylül darbe geleneğinin devamıdır. Darbe mekaniği devam ediyor. Bir OHAL rejimi altında yaşadık uzun süre. KHK’lerle ihraç edilenler, belediyelerimize atanan kayyımlar, demokratik siyasetin tasfiyesi eş genel başkanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, belediye eşbaşkanı arkadaşlarımızın tutuklanması gibi çok uzun süre bir OHAL rejimi altında yaşadık. Şimdi de örtülü bir OHAL rejimini dayatmaya devam ediyorlar. Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo rejimin kendini deşifre etmesidir” şeklinde konuştu.

'YİNE KAYBEDECEKLER!'

Temelli, şunları da kaydetti:
“Bugün halk iradesine sahip çıkmaya devam ediyor. Ama Diyarbakır sokaklarında şiddet var, zulüm vardır. Belediyesine sahip çıkan iradesine sahip çıkanlara TOMA’larla, gazlarla saldırmaya devam eden bir devlet vardır. Devlet hukukunu yitirmiştir. Devlet anayasal bir devlet olmaktan uzaklaşmıştır. Devlet demokrasiye dair ne varsa tüm duyarlılığını yitirmiştir. Bu iktidar eliyle demokratik kurumlar tasfiye edilmeye çalışıyor. 
Cezaevlerinde olan 5 bin arkadaşımız gibi bugün gözaltına alınanların da bir suçu yok. Tıpkı belediye başkanlarımızı görevden alırken ortaya koydukları gerekçelerde olduğu gibi uydurulmuş, hukuken hiçbir karşılığı olmayan bir gerekçe metniyle belediye başkanlarımız görevden alındı. Bu kayyumcu zihniyet OHAL’siz yönetemez hale gelmiş, bu zihniyet hukuken de siyaseten de iktisaden de meşruiyet zeminini yitirmiştir. Tüm yerel yönetimlerde, tüm meşru demokratik zeminlerde demokrasi mücadelemize devam edeceğimizin altını çiziyorum. Bir kez daha tekrarlıyorum; Kaybettiler yine kaybedecekler, kazandık yine kazanacağız!

'KARARLILIĞIMIZ SÜRECEK'

Ne yaparlarsa yapsınlar nasıl ki OHAL döneminde mücadelemizden vazgeçmedik demokrasi ve barış mücadelesini yükselttik bugün de aynı mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bakın OHAL döneminde hukuku yok saydılar, kendi yasalarını yok saydılar siyaseti demokratik siyaset tasfiye etmeye çabaladılar.  Kayyumlar eliyle bölge ekonomisini çökerttiler. Adeta biri yağma, talan düzeni kurdular. Şimdi aynı kayyımları göreve getirerek, Mardin’de olduğu gibi aslında bu yağmaya, bu talana sahip çıktıklarını gösteriyorlar. İşte bu yüzden meşru değiller. 

'TÜM TÜRKİYE HEDEFTE'

3 belediye başkanımız görevden alındı. Bu saldırı yalnızca HDP’ye yönelik değildir. Bu saldırı Türkiye halklarına bir saldırıdır. Türkiye’nin her yerinde emekçilere kadınlara, Türkiye halklarının iradesine bir saldırıdır. Görevden alınan belediye başkanı Mardin, Diyarbakır ve Van’dır ama saldırı Trabzon’adır, Bursa’yadır, Ankara’yadır, tüm Türkiye’yedir. O yüzden de tüm Türkiye sesleniyoruz şimdi tam da demokrasiden yana inisiyatif alma zamanıdır. Halkın, halkların Türkiye toplumunun iradesine sahip çıkma zamanıdır. Şimdi gelin bu hak gaspçılarına bu insanların iradelerini yok sayan bu anlayışa, bu soysuz siyasete karşı hep birlikte yan yana duralım. Gelin demokratik siyaset zemininde geçmişte olduğu gibi gene buluşalım.

'MUTLAKA HESABINI SORACAĞIZ'

Nasıl ki tüm bu uygulamalara gerekli yanıtı 23 Haziran’da sandıkta hep beraber demokrasi zemininde buluşarak vermişsek, gene vereceğiz. Nasıl ki halkın iradesi en güçlü şekilde sandıktan çıkarak kendini göstermişse gene gösterecek. Evet, demokrasilerde belki de ilk adım sandıktır. Sandık iradesine sahip çıkmaktır, ona saygı göstermektir. Bu iktidar bu saygıyı, bu iradeyi yitirmiştir. Bu iktidar demokrasiden kaçıyor ama biz demokrasi mücadelesi ile bu iktidarın peşindeyiz. Mutlaka ama mutlaka bu iktidarın yaptıklarına hesap soracağız. 

ÇAĞRI: ŞİMDİ BULUŞMA ZAMANI

Tüm Türkiye kamuoyuna tüm Türkiye’deki siyasi partilere, STK’lere, sendikalara insan hakları derneklerine, tüm kamuoyuna bir kez daha sesleniyoruz: Şimdi demokrasi zemininde, demokratik siyaset zemininde, demokrasi mücadelesinde buluşma zamanıdır. Asla bu zemini terk etmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da bu zemin içinde kalarak meşru mücadele hakkımızı kullanacağız.  Demokrasi mücadele ile kazanılacak. Bu ülkede demokrasiyi birilerinden beklemeyeceğiz. Biz hep birlikte yan yana gelerek bu ülkede mutlaka ama mutlaka demokrasinin barışın kazanmasını hep birlikte sağlayacağız. Bir kez daha tekrarlıyorum kaybettiler yine kaybedecekler kazandık yine kazanacağız, mutlaka kazanacağız.”

'DEVLET AKLI ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BESLENİYOR'

Temelli, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Temelli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı son görüşmede “Çözüme hazırım” şeklindeki açıklamasının ardından belediyelere kayyum atanmasını nasıl değerlendirdikleri yönündeki soruya, şu yanıtı verdi: “Türkiye, Kürt meselesini çözmeden demokrasi meselesini çözemiyor. Demokrasi zemininde buluşmak bu açıdan önemli. Bugünkü iktidar bugünkü devlet aklı çözümsüzlükten besleniyor. Çözümsüzlüğün kaynağı da Kürt meselesine olan yaklaşımdı. Bugün Kürt illerine yönelik bu saldırıdan da bunu görmek mümkündür. Ya çözümden yanasınız ya çözüme karşısınız. Türkiye’de artık bu çok netleşti.”