İnme riski en çok kırsalda kendini gösteriyor

Her yıl on milyonlarca kişinin geçirdiği inme birçok yaşam tarzı alışkanlığının sonucu iken, özellikle daha fazla yürüme imkanının olduğu büyük şehirlerde yaşayanlar kırsal alanlardaki bireylere oranla daha az risk taşıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünyada her yıl en az 12 milyon kişi inme (iskemik beyin-damar hastalığı) olarak da adlandırılan iskemik veya hemorajik beyin-damar hastalığından mustarip. Bu kişilerin en az 1,4 milyonu Avrupa ülkelerinde yaşarken, 2030 yılına gelindiğinde dünya genelinde 23 milyon kişinin inme geçirebileceği belirtiliyor.

SADECE YAŞLI BİREYLERİ DEĞİL GENÇLERİ DE VURUYOR

Birçok ülkede kadınlar arasındaki ilk ölüm nedeni olan inme, genel toplamda ise ölümle sonuçlanmadığı durumlarda vücutta yol açtığı handikaplar nedeniyle en tehlikeli hastalıklar arasında.

Her ne kadar daha çok yaşlı bireyler arasında görülse de ortalama her dört inme vakasından biri, 65 yaş altı bireylerde gerçekleşiyor. Az da olsa çocuklar arasında da inme vakaları görülüyor.

Özellikle kolesterol oranının yüksekliğinin en önemli etken olarak görüldüğü inme vakalarında hiper tansiyonu olan kişiler risk oluşturuyor. Ayrıca kimi zaman yüksek şeker düzeyi, uykuda nefes kesilmesi olarak bilinen uyku apnesi de inmeye yol açabiliyor. Sigara ve alkol kullananlar ile hareketsiz yaşayan veya aşırı kilolu bireylerde inme riski daha yüksek iken, bazen aile büyükleri arasında inme geçirmiş olan bireylerde de yaşam tarzından bağımsız olarak bu risk mevcut.

Beyne veya merkezi sinir sistemine giden damarlardan birinin tıkanması sonucu gelişen inmelere karşı dikkatli olunması durumunda, ölüm riski düşüyor. Daha çok bireyin kol veya bacaklarını ya da vücudunun belli bir kısmını hissedememesi; konuşmada güçlük geçme, hareket etmede zorlanma veya düşme; gözlerde karartılar ve ağır migren ağrıları da inme yaşandığının işareti olabilir. Bu tür durumlarda hızlı davranarak kazanılan her bir dakikanın ölüm veya felç riskini azaltacağı biliniyor.

ŞEHİRLERDEN ÇOK KIRSALDA ETKİN

Öte yandan hava kirliliğinin yüksek oranlarda olmasına rağmen büyük şehirlerde inme riski diğer yerlere oranla daha düşük.

Withings adlı bir kuruluşun çalışmasına göre, büyük şehirlerde yaşayan bireylerin inme riski yüzde 38 iken, küçük yerleşimlerde bu yüzde 43’e kadar çıkıyor. Bunda özellikle toplu taşımanın daha fazla olması sayesinde insanların daha az kendi özel araçlarını kullanmaları, bisikletle veya yaya olarak işe gitmelerinin etkili olduğu savunuluyor.

Withings’in Fransa’daki bireyler üzerindeki çalışmasına göre, Paris’te yaşayan bireylerin sadece yüzde 11’i günlük 3 bin adımdan fazla yürürken, kırsal alanlar ve diğer şehirlerde bu oran yüzde 15’e çıkıyor.

Le Havre şehrine dair verilerde ise, aşırı kiloların zararına dikkat çekiliyor. Fransa ortalamasının üzerinde kilolu olunduğu sonucu çıkan Le Havre şehrinde inme riski yüzde 48 olarak tahmin edildi.