Öcalan’ın avukatları: İmralı'da hemen tedbir alınmalı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları, koronavirüsün yayılması nedeniyle İmralı'da alınması gereken tedbirleri açıkladı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer 3 ismin müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu avukatları, tüm dünya ile birlikte Türkiye’yi tehdit eden koronavirüsü salgını nedeniyle 20 Mart’ta Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Bursa İnfaz Hakimliği ve Adalet Bakanlığı’na başvurularda bulunarak, müvekkillerine ilişkin kimi taleplerde bulundu.
Avukatlar, yaptıkları başvurularında güncel sağlık durumları hakkında bilgi istedikleri müvekkillerinin yine telefon ve diğer kanallar ile iletişim kurma haklarının sağlanmasını istedi.

BAŞVURULAR

Avukatlar, yaptıkları başvurularında şunları kaydetti:
“1- Bilindiği üzere Sağlık Bakanlığı’nın 11 Mart 2020 tarihinde kamuoyuna yaptığı açıklama ardından Covid-19/Corona virüs olarak adlandırılan yaygın bulaşıcı hastalığın Türkiye’de bulunduğu kamuoyuna deklare edilmiştir. Bu tarihten itibaren vaka ve ölüm sayıları da artmaktadır
2- Yaygın bulaşıcı hastalık tehlikesi karşısında Adalet Bakanlığı’nca yapılan açıklamada ise cezaevlerinde bir kısım tedbirin alındığı, infaz kurumları için yeterli miktarda ateş ölçer, dezenfektan ve temizlik malzemesi temin edildiği açıklanmıştır. Bununla birlikte açıklamadan, cezaevlerinde hastalığı tespit edebilecek test kitinin bulundurulmadığı, ancak hastalık şüphesi taşıyan mahpusun hastaneye sevk edilerek teste tabi tutulacağı belirtilmektedir.
3- Bu şartlar altında müvekkillerimizin uzun süredir yalnız tutulduğu İmralı Cezaevi’nin sıhhi şartları hakkında bir dizi tedbir ve bilgi talebinde bulunmak zorunlu hale gelmiştir.
4- İmralı Cezaevindeki müvekkillerimizin sağlık sorunlarına yine cezaevinde bulunan sağlık ünitesinde görevli sağlık personelince müdahale edildiği bilgimiz dahilindedir. Bununla birlikte müvekkilimiz Sayın Öcalan’ın 1999’dan bu yana tedavi amaçlı İmralı Adası dışında herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmediği bilgisine de sahibiz. Bu durum 2015’den beri İmralı’da bulunan diğer müvekkillerimiz için de geçerlidir.
5- Keza 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana avukat görüşmesi yaptırılmadığından müvekkillerimizin sağlık durumlarına dair doğrudan bir gözleme sahip değiliz. Müvekkillerimizden edinebildiğimiz son bilgi tarihi 3 Mart 2020 tarihinde gerçekleşen aile görüşmesinden ibarettir.

ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

6- Müvekkillerimizin hemen tümünün cezaevinde kalma sürelerinin uzunluğu, bu süreye bağlı kronik hastalıkların varlığı, yaş ve fiziksel durumları, cezaevi dışında teşekküllü bir sağlık kuruluşuna erişim imkansızlıkları, görüş ve telefon konusunda uygulanan tecrit nedeniyle yaşanan iletişim imkansızlıkları gibi etkenler bir arada değerlendirilerek, şu aşamada hastalığın İmralı Adası’na bulaşmasının önünü alma amaçlı alttaki bir dizi tedbirin alınmasını talep ediyoruz:
A- İmralı Cezaevi’nde hastalık şüphesi beklenmeksizin müvekkillerin sağlık kontrollerinin yapılması ve özellikle Covid-19 test kitinin bulundurularak, düzenli testleri yapılması, sonuçları hakkında müvekkillerin ve temsilcileri olarak bizlerin bilgilendirilmesini
B- Ücretleri müvekkillerin hesabından ya da tarafımızca derhal karşılanmak üzere, müvekkillerin temizlik ve hijyen maddelerinin yanı sıra tıbbi eldiven, tıbbi maske, antiseptik ve antibakteriyal mendil, sıvı, kolonya vb maddelere erişimlerinin sağlanması
C- Müvekkillere fiziksel erişim olanağı bulunan cezaevi iç ve dış görevlilerinin sağlık durumlarının kontrol altında tutularak, Covid-19 testine tabi tutulmaları
D- Kara ile erişim sağladıktan sonra İmralı Cezaevine gelen personelin tedbir amaçlı testlerden geçirilmesi
E- Müvekkillerin kalmakta olduğu odalarda havalandırma şartlarının hastalık tehdidi karşısında genişletilerek, gün boyu havalandırma kullanabilme ve odalarını havalandırabilme olanağının sağlanmasını
 
F- Adaya gelen ve hastalık şüphesi bulunan personel ve görevlilerin adaya alınmaması yönünde tedbirlerin alınmasının sağlanmasını
 
G- Üstte talep edilen tedbirlerin ne düzeyde uygulandığı hakkında tarafımıza bilgi verilmesini talep eder, bilgilerinize sunarız.”
İmralı Adası’nda alınması gereken önlemleri bu şekilde sıralayan Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın aileleriyle veya avukatlarıyla bu zamana kadar engellenen telefon ile diğer kanallar ile iletişim kurma haklarının sağlanmasını da istedi.
Başvurularda şunlar da kaydedildi:
“1- Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan 1999 yılından bu yana hiçbir zaman telefon ile iletişim kurma hakkından yararlandırılmamıştır. Müvekkillerimiz Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ise İmralı F Tipi Cezaevine sevk edildikleri tarih olan 17 Mart 2015 tarihinden bu yana telefon hakkından yararlandırılmamaktadır.
 
2- İmralı’da bulunan müvekkillerimiz aile ziyaretleri ve avukatlarıyla görüşme hakları hukuksuz bir şekilde engellenmektedir. Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana İmralı’da bulunan diğer müvekkillerimiz Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın avukatla görüşmesi ise İmralı F Tipi Cezaevine sevk edildikleri tarih olan 17 Mart 2015 tarihinden bu yana hiçbir dayanak gösterilmeden engellenmektedir.

HAKLARI ENGELLENİYOR

3- En son 3 Mart tarihinde Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş aile görüşmesi gerçekleştirebilmiştir. Müvekkillerimizle bu tarihten sonra da müvekkillerimizin aile ve avukat görüşmeleri engellenmekte; telefon veya mektup gibi iletişim imkanlarından yararlanarak hakları da engellenmektedir.
4- İmralı F Tipi Cezaevinde bulunan müvekkillerimizin tamamı telefonla görüşme hakkının kullandırılmaması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği şikayetiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi başvuruculardan Veysi Aktaş’ın dosyasını 6/2/2019 tarihinde karara bağlamıştır. Anayasa Mahkemesi, telefon görüşmesinin yaptırılmamasının Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği kararı verilmiştir.
5- Anayasa Mahkemesi her ne kadar bazı başvurucuların başvurusunu henüz karara bağlamamış olsa da aynı durumda olmaları ve aynı gerekçelerle bireysel başvuruda bulunmalarından kaynaklı Anayasa Mahkemesinin bu kararı çerçevesinde İmralı Cezaevinde bulunan müvekkillerimizin tamamının telefonla görüşme hakkı sağlanması gerekirdi. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararına rağmen İmralı F Tipi Cezaevinde bulunan müvekkillerimizin telefonla görüşme hakları engellenmeye devam etmektedir.
6- Sağlık Bakanlığı’nın 11 Mart 2020 tarihinde kamuoyuna yaptığı açıklama ardından Koronavirüs olarak adlandırılan yaygın bulaşıcı hastalığın Türkiye’de bulunduğu kamuoyuna deklare edilmiştir. Bu tarihten itibaren vaka ve ölüm sayıları da artmaktadır.
7- 13 Mart 2020 tarihinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül yaptığı açıklamada, yeni tip Koronavirüs önlemleri kapsamında, açık ve kapalı tüm ceza infaz kurumlarındaki görüşlerin, aile görüş odalarının kullanımının, nakillerin iki hafta süreyle ertelendiğini bildirerek, iki hafta sonra durumun tekrar değerlendirilmesi, Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda yine karara bağlanacağını belirtmiştir.
8- Bu karar çerçevesinde tüm cezaevlerinde aile ziyaretleri iki hafta süreyle ertelenmiştir. Avukat görüşmelerinin yaptırılmamasına yönelik hiçbir karar alınmamış, Türkiye’deki diğer cezaevlerinde gerekli tedbirler alınarak avukat görüşmeleri gerçekleştirilmesine rağmen İmralı F Tipi Cezaevinde bulunan müvekkillerimizin avukatlarıyla görüşme hakları dayanak gösterilmeden engellenmeye devam etmektedir.
9- Adalet Bakanlığı 19 Mart 2020 Tarihinde yaptığı açıklamada koronavirüs tedbirleri kapsamında ceza infaz kurumlarında görüşleri iki hafta ertelenmesinin ardından tutuklu ve hükümlülere kapalı ve açık görüş yerine ek telefon hakkı verdi. Düzenlemeyle tutuklu ve hükümlüler, aile bireyleriyle haftada iki kez telefonla görüşebilecek.
10- Bu düzenlemeyle birlikte Türkiye cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler haftada iki kez telefonla görüşme imkanına kavuşmasına rağmen İmralı F Tipi cezaevinde bulunan müvekkillerimizin telefonla görüşme hakları engellenmeye devam etmektedir. Müvekkillerimiz bu olağanüstü salgın döneminde de ayrımcı bir muameleye tabi tutulmakta telefonla görüşme hakları engellenmektedir. Müvekkillerimizin maruz kaldığı bu ayrımcı durum Yasalara, Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelere aykırıdır.
11- Yaygın bulaşıcı hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olunan bu dönemde ağır tecrit koşulları altında tutulmaya devam eden müvekkillerimizin kaldığı koşullar, sağlıkları ve güvenliklerinden direk haber alabilmemiz için yine onların ailelerinden ve dışardaki durumlardan haber almaları, endişelerin ve kuşkuların giderilmesi açısından bu aşamada Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın aileleriyle ve avukatlarıyla telefon ile iletişim kurma haklarının acilen sağlanmasını talep ediyoruz.”