Ömer Öcalan: İmralı kapısı kapanırsa kaos derinleşir!

HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “Sayın Öcalan devreye girerse huzur gelir. İmralı kapısının önüne baraj kurulursa, kaos derinleşir” dedi.

İmralı'da, AKP’nin 23 Haziran’da İstanbul seçimlerini kaybetmesinin ardından 2 Mayıs’ta başlayan görüşmeler, bir aya yakın süredir yapılmıyor.

Öcalan'ın ailesinden HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, görüşmelerin açlık grevi ve ölüm orucu direnişinin ardından başladığına dikkat çekti.

MA'ya konuşan Öcalan, “Sayın Öcalan’ın halkı ve kitlesiyle iletişime geçebilmesi için ödenen bedeller sonucunda görüşmeler sağlandı” dedi. Görüşmelerin başlamasıyla birlikte devletin spekülasyon girişimlerinde bulunduğunu ifade eden Öcalan, bu politikaları “ucuz yaklaşımlar” olarak değerlendirdi.

'ÖCALAN TÜRKİYE VE ORTADOĞU'YA NEFES ALDIRIYOR'

Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu’ya nefes aldırdığını ve bu nedenle Öcalan ile iletişim halinde olunması gerektiğinin altını çizen Ömer Öcalan, şunları kaydetti:

“18 Haziran’dan sonra İmralı Adası’nın kapıları yeniden kapatılması durumu söz konusu. Sayın Öcalan’ın görüşlerinin kamuoyuna ulaşması gerekiyor. Ancak AKP-MHP’nin Kürtlerin kazanımlarına yönelik tehdit ve tasfiye anlayışı var. Kürt halkının mücadelesi bunu kısmen boşa çıkardı. Sayın Öcalan her defasında, ‘Bana boş havuzda yüzün diyemezsiniz’ uyarısında bulunmuştur. Ülkenin rahat nefes alabilmesi için Sayın Öcalan’a bir alan açılması gerekiyor.

'KAOS' UYARISI

Ülke bir girdaba girmiştir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır. AKP ve MHP’nin meşrutiyeti tartışılır bir durumda. Bu nedenle kimsenin bu tecridi kabul etmemesi gerekiyor. Sayın Öcalan devreye girerse huzur gelir, çözüm konuşulur. Yüz yıldır devam eden bir savaş ve çatışma durumu var. Bu ortam çözüme doğru gider. Sayın Öcalan ile iletişim kesilirse, kendi düşüncelerini dışarıya yansıtmakta sorun yaşarsa, İmralı kapısının önüne baraj kurulursa, o zaman ülkede kaos derinleşir.

Öcalan, ülkede yaşanan kaos ve krizi sonlandırabilecek bir konuma sahip. Kürt sorununun çözümünde başmüzakereci. Devletin bunu kabul etmesi gerekiyor. Kanaat önderleriyle, korucu başı olan isimlerle görüşmekle bir yere varılamaz. Onlar sadece Sayın Öcalan’ın çözümüne katkı sunabilirler. Çözümde muhatap konumunda da değildirler. Devletin Sayın Öcalan önderlik gerçekliğini görmesi gerekiyor. Devlet bunu 2013 ile 2015 arasında bunu kabul etmiştir. O günkü devlet aklı ile bugünkü devlet pratiği bir biriyle uyuşmamaktadır. Devletin Sayın Öcalan ve Kürt karşıtı üzerinden politika yürütmesi bu ülkeye kaybettirir.

‘AKP YANILGI İÇİNDE'

2015’ten 2019’a kadar bu coğrafyada yaratılan tahribat, şehirlerin boşaltılması, binlerce insanın katledilmesinden sonra insanların İstanbul seçimlerinde size oy vermesini mi bekliyorsunuz? AKP bu noktada yanılgı içindedir. Devletin bütün baskı aygıtlarını, bu halk üzerinde uygulayacaksınız, bu halkın önderliği üzerinde kesintisiz bir tecrit uygulayacaksınız, 23 Haziran’dan birkaç gün önce kendi çıkarlarınız için bazı durumları araçsallaştırmaya çalışacaksınız. Sonra seçimde Kürt halkının AKP’ye destek vermesini isteyeceksiniz. Bunların tamamı yanılgıdır. Kürt halkı açısından kabul görmeyen bir durumdur. AKP ve MHP, iktidarlarını kalıcılaştırmak için Kürt halkının değerlerini araçsallaştırma noktasında rol oynarlarsa kaybederler. Bu soruna samimiyetle yaklaşılması gerekiyor."

‘İŞGALCİ SALDIRILAR TECRİT BAĞLANTILI

Ömer Öcalan, Güney Kürdistan'a yönelik işgalci saldırılara işaret ederek, Kürt sorununun savaş politikalarıyla çözümünün mümkün olmadığını dile getirdi ve şunları ekledi: “Bugün Güney Kürdistan’da yaşanan işgal durumu ve savaş hali, İmralı’da uygulanan tecrit ile bağlantılıdır. Devlet yanlış politikalarla sonuç alacağını zannediyor. Daha fazla acılar yaşanır, can kayıpları yaşanır, halklar arasındaki düşmanlık derinleştirilir. Kürt halkının haklı talepleri noktasında geri adım atacaklarını zannedenler, tarihte yanıldıkları gibi şimdi de yanılıyorlar."