Yazılı bir açıklama yapan KONGRA-GEL, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen ağırlaştırılmış tecride karşı kadın ve gençlik örgütlerinin öncülüğünde yürütülen “Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak” kampanyalarını selamladı.
“Önder Apo’ya sahip çıkma temelinde onun etrafında kenetlenen Kürdistanlı inançlar ve farklı kurumlar bu kampanyada yer alıyorlar. Giderek daha da büyüyen bu kampanyalar, içinde bulunduğumuz siyasal sürece damgasını vuracaktır” diyen KONGRA-GEL açıklamasına şöyle devam etti:
“Erdoğan’ın faşist devleti; Kürdistan halkının büyük mücadeleler ve bedeller ödeyerek yarattığı kazanımlarını, maddi ve manevi değerlerini, özgür kimliğini, kültürünü ve tarihi miraslarını yok etmek suretiyle, Kürt soykırımını gerçekleştireceğini sanıyor. Ve bu kanlı vahşetin üzerinde de kendi saltanatını sürdürmeyi hayal ediyor.
Kürt halkının özgürlük bilincini ve Apo’cu mücadele ruhunu ortaya çıkaran Önder Abdullah Öcalan’a yönelik ağır tecridin nedeni budur. İnsanlarımızı bodrumlarda yakarak katletmelerinin nedeni budur. Amed’in ve Kürdistan’ın kültürel hafızaları olan Sur’u ve Hasankeyf’i tarihiyle birlikte yok etmek istemelerinin nedeni budur. Ormanlarımızı ve doğamızı yakarak yok etmelerinin nedeni budur. Seçilmiş Kürt siyasetçilerini tutuklanmasının nedeni budur. Rojava’ya, Şengal’e, Medya Savunma Alanlarına saldırmalarının, dünyanın neresinde olursa olsun özgür Kürt’ün kazanımlarını yok etmek istemelerinin nedeni budur.
Ancak bu sefer Erdoğan’ın sandığı gibi Kürt kırımıyla tarih tekerrür etmeyecek, faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacaktır. Kürdistan’dan başlayıp Ortadoğu’ya yayılan Kürt rönesansı, halkların ortak özgür geleceğini yaratıyor. Ve bu özgür gelecek uzak değil, tahmin edilenden de yakındır.
Erdoğan; Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye’de halklarımızın sürekli yükselen gazabından korkuyor. Korkusu yerindedir. Çünkü tüm yaptıklarının hesabını vermek zorundadır. Bundan kurtuluşu yok. Sarayında rahat uyuyamamasının, sürekli saldırı ve savaş psikolojisini yaşamasının nedeni de budur.
Kürdistan ve Türkiye halkları bu gerçeğin bilincinde olarak dönem görevlerine büyük bir inanç ve kararlılıkla sahip çıkmalıdır. Tüm değerlerimize hep beraber sahip çıkmak suretiyle faşizmi yenebiliriz. Tarihin bize yüklediği misyon ve ilerici insanlığın bizden beklentisi budur.
Özgürlük değerlerinin en büyük yaratıcısı Önder Abdullah Öcalan’dır. Bu anlamda; başta kadınlar ve gençler olmak üzere özgürlük, barış ve demokrasi isteyen tüm bölge halkları ve ilerici insanlık Önder Apo’ya sahip çıkmalıdır. Bu temelde; ‘Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak’ kampanyasının etkili bir şekilde büyümesi, yaygınlaşması ve amacına ulaşması için herkes bulunduğu yerde rolünü oynamalıdır.
Kültürel tarihi miraslarımıza sahip çıkmak, toplumsal varlığımıza sahip çıkmaktır. Bu anlamda Sur ve Hasankeyf’in yıkımına karşı yürütülen çalışmalar da oldukça önemlidir. Özgürlük ve demokrasiden yana olan Kürdistanlı ve Türkiyeli tüm çevreler Sur ve Hasankeyf’in etrafında bir demokrasi barikatı oluşturmalı ve yıkımın durdurulması için ne lazımsa yapmalıdır. Yıkıma karşı direnen, evini ve yaşam alanını terk etmeyen halkımıza sahip çıkmak, insani ve ahlaki bir görevdir. Kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.”