Öztürk: Kürt halkı sosyalistleri ortak mücadeleye çağırmıştır

EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, PKK’nin aldığı kararlara yönelik, “Kürt halkı, görevini yerine getirmiş ve bütün sosyalist güçleri ortak bir mücadeleye davet etmiş konumda. Bunun ihmal edilebilir bir yanı yok” dedi.

EHP GENEL BAŞKANI HAKAN ÖZTÜRK

PKK’nin 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği 12. Kongre kararları kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. PKK’nin açıkladığı sonuç bildirgesinde özellikle sosyalizme vurgu yapılması ve Türkiyeli sosyalist örgütlere yönelik çağrı, sosyalistler arasında tartışılmaya ve sosyalistlerin karara yönelik tutumlarını belirtmelerine yol açtı.

Önder Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısı sonrası gelinen süreçte PKK, kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi bıraktığını açıkladı. Bildirgede ulus-devlet sosyalizmine yönelik eleştirilerin yanında, Türkiyeli sosyalistlerin de hedeflerine ulaşmasının yolunun, bu süreci desteklemesinden geçtiği vurgulandı.

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, PKK’nin açıklamasını ve sosyalistlere yönelik çağrısını ANF’ye değerlendirdi.

‘PKK’NİN AÇIKLAMASI KÜRT HAREKETİ İÇERİSİNDE UYUM OLDUĞUNUN GÖSTERGESİDİR’

PKK'nin açıklamasının, Kürt hareketi içerisinde tam bir uyum olduğunun göstergesi olduğunu belirten Öztürk, mücadelenin demokratik siyaset yoluyla yürütülmesinin mümkün olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“PKK'nin fesih açıklamasının, Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat 2025'te 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nda ortaya koyduğu düşünceler ve saptamalar doğrultusunda gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bunu Öcalan, 'Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin yapacağı gibi' diyerek anmıştı. PKK buna uygun bir tutum ortaya koydu. Bu tablonun kendisi Kürt hareketinin içinde bir ortaklığın sağlanabilmiş olduğunu gösteriyor.

Abdullah Öcalan, demokratik siyaset kanallarının tıkalı olmasının sorunun çözümünü engellediğini ve buna bağlı olarak, demokratik siyaset ve hukuki boyutun gerekli olduğunu belirtmişti. Bundan sonra en üst düzeyde dikkate alınması ve uygulanması gereken yön de bu gibi gözüküyor. PKK Kongresi yaptığı son açıklamada: ‘Mücadele ve direnişle geçen özgürlük tarihimizin mirası, PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset yöntemiyle daha güçlü gelişecek; halklarımızın geleceği, özgürlük ve eşitlik temelinde gelişme gösterecektir’ diyor.

Kararda belirtildiği gibi, mücadelenin demokratik siyaset yoluyla yürütülmesi mümkündür. Yeni bir dönem açıldı. Bu dönemin başarıya ulaşılabilmesi için büyük bir birikim oluşmuş durumda.”

SOSYALİZM VURGUSU, NİHAİ HEDEFİN NE OLDUĞUNU BERRAK BİR ŞEKİLDE GÖSTERİYOR’

PKK açıklamasında sosyalizme yönelik vurgunun nihai hedefi gösterme açısından berrak bir belirleme olduğunu dile getiren Öztürk, “Kongre, açıkladığı sonuç bildirgesinde herkesi sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırdı. Kongrenin kararları çok önemli bir yön tayininde bulundu mu diye bakabiliriz. Karar, 'Ulus Devletçi Sosyalizm Yenilgiye; Demokratik Toplum Sosyalizmi Zafere Götürür! İnsanlıkta Israr Sosyalizmde Isrardır!' şiarını ortaya koyarak bitiyor. Bu ele alış, nihai hedef konusunda çok berrak bir belirlemedir.

Hareket, her dönem vurguladığı çizgisini, bir kez daha ortaya koymuş durumda. Mücadeleyi yürütecek toplumsal özneler olarak, yoksul ve emekçi halklarımız, tüm inanç grupları, kadınlar, gençler, işçiler, köylüler ve iktidar dışında kalmış tüm kesimler sayılıyor. Bu, ezilen ve sömürülen bütün toplumsal kategorilere sesleniş anlamına gelir” dedi.

‘SOSYALİST ÖRGÜTLER ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISINA OLUMLU YAKLAŞMALIDIR’

Sosyalist örgütlere yönelik çağrının bir ortak mücadeleye davet olarak algılanması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, sosyalist hareketlerin bu çağrıya olumlu bakması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:

“Son olarak, 'Türkiye'nin sol-sosyalist güçleri, devrimci yapı, örgüt ve şahsiyetlerinin barış ve demokratik toplum sürecini sahiplenmeleri ile halkların, kadınların ve ezilenlerin mücadelesi yeni bir düzey kazanacaktır' yaklaşımı ortaya konuluyor. Bu açıdan haksızlığa uğramış Kürt halkı, görevini yerine getirmiş ve bütün sosyalist güçleri ortak bir mücadeleye davet etmiş konumda. Kürt hareketi dışındaki sosyalist güçler de elbette bu sosyalizm çağrısına olumlu cevap veriyor olmalıdır. Bunun ihmal edilebilir bir yanı yok.

Eğer şovenizmi, savaşları, sömürüyü, doğanın yok edilmesini durdurmak istiyorsak, bunu yapmalıyız. Bundan sonraki zamanlarda, böyle bir hedef konusunda belirsizlik olduğunu ileri sürmek ve 'şiddetin olduğu ortam engel oluyor' demek mümkün değil. Hem hedef açıkça ifade ediliyor hem de bundan sonra demokratik siyasetin esas alınacağı net olarak ortaya konuyor. Emekçilerin ve ezilen halkların kurtuluşu için büyük bir ufuk önümüzde açılmıştır.”