AB mülteci sorununu çözmemede diretiyor
AB mülteci sorununu çözmemede diretiyor
AB mülteci sorununu çözmemede diretiyor
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri son yıllarda artan mülteci sayısını azaltmanın yollarını ararken, yaşamını yitiren binlerce mülteciyi görmezden gelmeye devam ediyor. Milyonlarca Suriyeli mülteciden 30 binini yasal yollardan AB’ye almada dahi uzlaşma sağlanamazken, Kuzey Afrika’da karşılama merkezleri kurmayı öngören gerçekleştirilmesi zor öneriler halen tartışılıyor.
Resmi verilere göre, sadece bu yıl içinde Kuzey Afrika ülkeleri ile Ortadoğu’dan Avrupa ülkelerine doğru yola çıkarılan 207 bin mülteci Avrupa ülkelerine vardı. Deniz yolculuğuna uygun olmayan tekne, bot ve gemilerle yola çıkarılan 3 bin 400 mülteci ise ya sularda yada bindikleri deniz aracının içinde boğularak yaşamını yitirdi.
Suriye’deki iç savaşın yanı sıra Libya’da devlet mekanizmasının tamamıyla çökmesi ve diğer ülkelerdeki kriz ve çatışmalar son yıllarda mülteci sayısında ciddi artışa neden oldu. Bu da, insan tacirlerinin daha fazla devreye girmesine yol açtı. AB kaynaklarına göre, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya insan kaçıran ve çoğu uluslararası bir ağ biçiminde örgütlenen şebekeler yıllık 4 ile 5 milyar euro arasında gelir elde ediyor.
MARE NOSTRUM’U ‘MÜLTECİLERİ TEŞVİK EDİYOR’ DİYE BİTİRDİLER
İnsan hakları örgütlerinin her yıl binlerce insanın ölümünün önüne geçilmesini isteyen çağrılarına rağmen AB ülkeleri sorunu halen ‘güvenlik’ konseptleri içinde ele almaya ve sadece mültecilerin sayısını azaltmaya çabalıyor. İtalya’nın geçtiğimiz yıl başlattığı Mare Nostrum adlı kurtarma operasyonu, AB’nin destek vermemesi üzerine Kasım ayı başında sona erdirilmişti. Mare Nostrum operasyonu kapsamında bir yılda 100 ila 120 bin arasında mülteci İtalya açıklarında kurtarılmıştı.
Birçok AB ülkesi ise, Mare Nostrum’un İtalya’ya ve dolayısıyla AB’ye yönelik mülteci akışını arttırdığı ve böylelikle insan kaçakçılarına fayda getirdiği görüşünü savunuyorlardı. Bu görüşe göre, mültecilerin kurtarılacağını hesaba katan insan kaçakçıları daha fazla mülteciyi deniz yolculuğuna uygun olmayan taşıtlara bindirerek yola çıkarıyordu.
Ancak Mare Nostrum’u bizzat yöneten İtalyan amirali Filippo Maria Foffi ise, mülteci sayısındaki artışın gerçek nedenlerinin görmezden gelindiğini söyledi. Avrupa’ya denizden komşu olan Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki kriz ve çatışmalara dikkat çeken Foffi, mülteci sayısının artmasının ilk nedeninin savaşlar olduğunun altını çiziyor. Libya’da devlet mekanizmasının çöktüğünü hatırlatan Foffi, bu sayede insan tacirlerinin daha rahat hareket ettiğini dile getirdi.
Foffi, İtalya’nın Mare Nostrum operasyonunun mülteci sayısını arttırdığı iddiasının da gerçekçi olmadığına vurgu yaptı.
AB’NİN MARE NOSTRUM’A ALTERNATİFİ: ‘SINIRLARI KORUMA’
Mare Nostrum’u mülteci sayısını arttırdığı gerekçesiyle desteklemeyen AB ülkeleri, Sınır Polisi Frontex bünyesinde yeni bir operasyonu hayata geçirmişlerdi. Kasım ayı başında başlatılan ‘Triton’ adlı yeni çalışma biriminin öncelikli hedefi ise AB sınırlarını korumak ve gözetlemek.
Frontex’e göre ise, Triton acil durumdaki birçok mülteciyi kurtardı. Buna göre, Kasım ayının ilk haftasında 8 bin mülteci kurtarıldı.
AB ÜLKELERİ YASAL MÜLTECİ ALIMINDA İSTEKSİZ
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yapılan çağrılara rağmen AB ülkelerinin yasal yollardan mülteci alımındaki sessizliği dikkat çekiyor. Milyonlarca kişinin ülkesini terk ettiği Suriye’den AB’ye kabul edilecek mültecilerin sayısı sadece 30 bin iken, bu konuda henüz net bir karar alınmış değil. Üstelik, AB ülkeleri bu sayı üzerinde tartışa dursun, Suriyeli mültecilerin sayısı giderek artıyor.
Suriyeli 30 bin mültecinin alımı konusundaki en önemli sorunlardan biri ise, Doğu Avrupa ülkeleri ile İspanya ve Portekiz’in isteksiz olmaları. Bu ülkeler, Suriye’de UNHCR tarafından belirlenecek olan mültecileri kabul noktasında geri duruyorlar. Özellikle İspanya, Akdeniz ülkesi olmasına rağmen aldığı sıkı önlemler sayesinde mültecileri sınırlarından uzak tutuyordu. İspanya’ya bu yıl içinde gelebilen mültecilerin sayısı sadece 4 bin civarında.
KUZEY AFRİKA’DA ‘KARŞILAMA MERKEZLERİ’ NASIL KURULACAK?
AB ülkelerinin yıllardır tartıştığı bir diğer nokta da çözümsüzlüğün bizzat kendisi oluyor. Kuzey Afrika ülkelerinde mülteci karşılama merkezleri kurulmasını öngören bir plana göre, iltica talepleri bu merkezlerde görüşülecek ve kabul edilmesi halinde mülteciler AB’ye alınacak.
AB ülkelerinin bu planı nasıl hayata geçirecekleri ise bilinmiyor ve başlı başına bir sorun olarak ortada duruyor.
Mültecilerin ilk hedefi olan İtalya’ya en yakın iki Afrika ülkesi olan Libya’daki çatışmalar nedeniyle neredeyse güvenli hiçbir kent ve bölge bulunmuyor. Libya’da nasıl bir güvenli karşılama merkezi kurulabileceği tartışma konusu iken, benzer şekilde Tunus’taki iç karışıklıklar dikkat çekiyor.