Avrupa Adalet Divanı (ECJ), Avrupa Birliği (AB) içinde düşük ücretlerle taşeron işçi çalıştırılmasına karşı yapılan mücadeleleri boşa çıkardı. Mahkeme, Almanya’da ihale alan bir Polonya şirketinin çalışanların düşük ücretlerle kamu alanında çalıştırılmasının AB hukukuna aykırı olmadığına hükmetti.

Lüksemburg’da görülen davada, Almanya’nın Dortmund Belediyesi’nin Polonya’dan gelen bir şirkete verilen ihaleyi veren Federal Basım Kurumu’na yönelik şikayet ele alındı. Davaya konu olan Polonyalı taşeron şirket,  Dortmund Belediyesi’nin sahip olduğu resmi evrak ve belgeleri dijital ortama alma projesi kapsamında çalıştırdığı kişilere Polonya’da geçerli olan ücretlerle ödeme yapıyordu.

Dortmund Belediyesi ise, Nordrhein-Westfalen eyaleti için geçerli olan en düşük saat ücretinin 8 euro 62 olduğunu ve taşeron şirketin çalışanlarına bu miktarın ödenmesini istiyordu. Öncelikle Almanya’da ihaleleri düzenleyen kamu kuruluşuna yapılan şikayet daha sonra Adalet Divanı’na taşınmıştı.

Adalet Divanı’nın kararında ise,  kamu ihaleleri kapsamında çalıştırılacak kişilere o ülkedeki asgari ücretin ödenmesinin doğru olduğu, ancak bu ödemelerin sadece söz konusu ülkede kayıtlı bulunan şirketler için zorunlu olduğu kaydedildi. Kararda, Dortmund Belediyesi’nin belgelerini dijital ortama aktaracak şirketin Polonya’da bulunduğu ve bu nedenle de ödenecek ücretlerin bu ülkenin hayat şartlarına göre düzenlenebileceği belirtildi.

Adalet Divanı kararında, Polonya’da bulunan şirkete daha yüksek olan Almanya’daki asgari ücretin dayatılmasının, ‘serbest rekabet etme hakkını’ ihlal etmek olacağı da savunuldu.

Davada alınan karar Almanya’daki sendikalar tarafından tepkiyle karşılanırken, işveren birliklerince olumlu olarak görüldü. Almanya’nın önde gelen sendikalarından Verdi tarafından yapılan açıklamada, kararın düşük ücretlerle istihdamı daha da yaygınlaştıracağı uyarısı yapıldı.

Alman Sanayi ve Ticaret Odası (DIHK) tarafından yapılan açıklamada ise, kararın ‘AB iç pazarının gereği’ olduğu savunuldu. DIHK yöneticilerinden Stephan Wernicke, Almanya’daki kanunları gerekçe göstererek, başka bir AB ülkesindeki şirkete ücret konusunda dayatmada bulunulamayacağını savundu.