Adana'daki cezaevlerinde 'Kenan Evren' uygulamaları
Adana'daki cezaevlerinde 'Kenan Evren' uygulamaları
Adana'daki cezaevlerinde 'Kenan Evren' uygulamaları
BDP Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Murat Bozlak, ziyaret ettikleri cezaevlerinde özellikle siyasi tutsaklara yönelik "olağanüstü hal" dönemini andıran uygulamaların yapıldığını açıkladı. Bozlak, bir hasta tutsağın saldırıya uğradığını da bildirdi.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu; Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Adana E Tipi Kapalı Cezaevi ve Karataş Kadın Cezaevinde inceleme yaparak rapor hazırladı.
Rapora ilişkin ANF'ye bilgi veren, BDP Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Murat Bozlak, "Kürkçüler F Tipi Cezaevindeki su sorununu rapora yansıttık. Sıcak su sorunu vardı. 9 aydır tutsaklara neredeyse sıcak su verilmiyor. Haftada bir kez ve 15 dakika kirli, paslı su veriliyor. Kimsenin banyo yapamadığını öğrendik. Herkesin genel itirazı öncelikle buydu. Bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini rapora yansıttık" dedi.
1980'LERDEKİ UYGULAMALAR
Ayrıca, inceledikleri Kürkçüler ve Karataş Kadın Cezaevlerinde televizyon izleme haklarının da engellendiğini tespit ettiklerini belirten Bozlak, "Cezaevi İdaresi izlenecek kanalları kendisi belirliyor ve sürekli bu konuda engelleme çıkarıyor. Tutsakların kitap okumaları da aynı şekilde engelleniyor, sınırlanıyor. 10 kitapla sınırlı tutuluyorlar" bilgilerini verdi.
Kötü muamelenin yaşandığını da tespit ettiklerini bildiren Bozlak, özellikle siyasi tutsaklara yönelik "olağanüstü hal" dönemini andıran uygulamaların yapıldığını açıkladı: "Siyasi tutsaklar kendilerine olağanüstü hal dönemindeki, 1980'lerdeki uygulamaların benzerinin yapıldığını anlattılar. Kimliklerine yönelik hakaretlere uğruyorlar ve 'ayakta dur', 'rahat-hazır ol vaziyetinde bekle' gibi, darbe dönemlerinin uygunsuz pratiklerini yaşıyorlar. Bu konudaki şikayetlerini de bize ilettiler ve raporda yer verdik."
SÜRGÜN VE HASTA TUTSAKLAR
Bozlak, bazı siyasi tutsakların sürgünlere uğramaları hakkında da, şöyle konuştu: "Bazı milletvekilleri sürgüne uğrayan kişiler için, ziyaret sürelerini birleştirmeyi ve 1-2 saate çıkarmayı önerdiler. Ancak bunun sürgünü örtbas etmek olduğunu söyledim. Mardin'deki, Muş'taki tutsağı Tekirdağ'a veya başka bir uzak yere göndermişler. Dolayısıyla, ailesi gidip gelemiyor. Çoğunun da zaten imkanı yok. Bunun bir cezalandırma yöntemi olduğunu ortaya koymalıyız. Bakanlık bilinçli bir karar sonucu birçok siyasi tutsağı değişik cezaevlerine göndermiştir."
Adana'daki incelemeleri sırasında iki hasta tutsakla da görüştüklerini ifade eden Bozlak, kalp hastası bir tutsağın saldırıya uğradığını belirlediklerini bildirdi. "Kürkçüler Cezaevindeki hasta tutsağa yönelik saldıyı da rapora geçtik. Ayrıca hasta tutsakların olduğu koğuşlar özellikle temiz olmalı ama bırakın temiz olmasını, endişe veren boyuttaydı. Karataş Kadın Cezaevinde ise çıplak arama dayatması oluyor. Siyasi tutsaklar direndikleri için iç çamaşırları çıkarılmıyor ama yine de, bunun da bir tür işkence olduğunu kabul etmeliyiz" diyen Bozlak, Adana'da Valiliğin belirlediği Cezaevlerini İzleme Komisyonu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklayarak, şunları kaydetti:
'VALİLİĞİN BELİRLEDİĞİ KOMİSYONLAR SORUNLARI ÖRTBAS EDİYOR'
"Biz bu raporları Adalet Bakanlığına, ilgili kurumlara gönderiyoruz, ama önemli olan bunlardan sonuç alınmasıdır. Her yerde cezaevleri izleme komisyonları var; Valilik tarafından tayin edilir. Onlar tutuklu ve hükümlüleri dinleyip, sorunları Bakanlığa iletmeli ama bunu yapmıyorlar. Sorduğumuzda, 'güllük gülistanlık' deniyor. Adana'daki Valiliğin belirlediği komisyon da böyle yaptı ve kendileri hakkında suç duyurusu yapacağız. Zaten devlet adına görevli olanlara diğer memurları kontrol ettirmek mümkün değil. Örtbas ediyorlar. Bu uygulamanın sivil kurumlara devredilmesi gerekir. En azından sivil kurumlardan, İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi kurumlardan birer kişi de bulunmalı."
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 2 Aralık'ta ise Antalya ve Alanya'daki cezaevlerinde inceleme yapacak.