Akbayır: Almanya PKK yasağını kaldırmalı!
Akbayır: Almanya PKK yasağını kaldırmalı!
Akbayır: Almanya PKK yasağını kaldırmalı!
Almanya’nın en büyük Kürt sivil toplum örgütü YEK-KOM, geçtiğimiz günlerde yaptığı 19’ncu kongresiyle Eşbaşkanlık sistemine geçti. Eşbaşkan seçilen Hamide Akbayır, amaçlarının Almanya’da PKK yasağını kaldırmak olduğunu belirterek,” Derneklerimiz de, kadın sayısını arttırarak, mücadelemizin merkezine Kürtlerin kendi kimliğiyle tanınmasını koyacağız‘ dedi.
Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) bünyesinde bulundurduğu 65 dernek ve binlerce üye ile ülkenin en büyük göçmen kuruluşların başında geliyor. 1993 yılında kurulan YEK-KOM, şimdiye kadar Almanya’da yaşayan Kürtlerin sorunları başta olmak üzere, Kürdistan’daki gelişmeleri Avrupa kamuoyuna duyurma mücadelesini verdi. Yaşanan birçok zorluğa rağmen 20 yıldır aralıksız bir mücadele veren kuruluş, geçtiğimiz günlerde, 19’ncu kongresini gerçekleştirerek, bir dizi yeni karar aldı. Eşbaşkanlık sistemi ve yönetimde yüzde 50 kadın kotası bu kararların başından geliyor. Kongrede eşbaşkan seçilen Sol Parti Kuzey Ren Westfalya Eyalet Parlamentosu eski Milletvekili Hamide Akbayır, amaçları kuruluşlarında kadın sayısını arttırmak olduğunu belirtti. Akbayır, diğer bir önemli çalışmaları da, Kürtlerin Almanya’da Kürt kimliğiyle tanınma olduğunu vurgulayarak, bunun içinde başta Partiya Karkerên Kurdistan-Kürdistan İşçi Partisi( PKK) yasağının kaldırılması gerektiğini vurguladı.
YEK-KOM Eşbaşkanı Hamide Akbayır, Almanya’daki Kürtlerin durumunu, bu ülkenin Kürtlere bakışı yeni dönemde kendi kurumlarında yapacakları çalışmalar üzerine sorularımızı yanıtladı.
YEK-KOM’un 19. Olağan kongresinde Eşbaşkan olarak seçildiniz. Eşbaşkanlık sistemi ilk defa yürülüğe giriyor. Ne diyeceksiniz bu konuda?
Eşbaşkanlık sistemi YEK-KOM’un geçen yıl yapılan18’nci kongresinde aldığı bir karardı. Ancak bu yıl gerçekleşen kongre de, hayata geçti. Buna büyük bir anlam veriyorum. Çünkü bu, Avrupa’da da hayat bulan bir sistem. Bana göre ilerici bir sistemdir. Eşbaşkanlık sistemi kadın-erkek eşitliğini sağlar ve siyaseti merkezi örgütlerce yürütülen bir elit işi olmaktan çıkarma çalışmasıdır. Bunun için kendi içinde yatay örgütlenmeyi ve meclis tarzı çalışmayı benimser. Avrupa’da birçok partide bu sistem var. Türkiye’de ise Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) var. Ve oldukça da başarılı yürütülüyor.
Örgütleme sisteminizde başarılı olma zemini var mı?
Bazı derneklerimizde eşbaşkanlık sistemi var. Ancak bu çok yetersiz. Son altı yıldır aldığımız yüzde 40, cins kotasını hedefleme kararı var. Ama bunu tam hayata geçiremedik. Burada erkek egemenlikli anlayışı ve toplumsal gerilikleri tam anlamıyla aşamadık. Bu sorunları aşmak için Biz son 4 yıldır YEK-KOM kadın konferansını yapmaktayız. Ama bunda yetersiz kaldık. Son yapılan kongremizde bütün derneklerimizde yüzde 50 kadın, kotası uygulanması kararı aldık. Bu uygulamanın hayata geçmesi için şimdiden çalışma başlatıyoruz. Yine bize yakın olan kadın kurumlarla bunu tartışıyor, yereller de, bu sistemin hayata geçilmesi için seminer ve eğitim çalışmaları yapmayı defliyoruz.
YEK-KOM ve derneklerinde erkekler yoğunlukta. Bu durum 19. Olağan kongrenizde de görüldü. 100 delegenin arasında çok sınırlı kadın delege vardı. Bunu nasıl başaracaksınız?
Birçok erkek yönetici henüz kadınlarımızın dernek ortamlarında aktif çalışmaları önünde engel teşkil ediyor. Hatta kadının bilinçlenmesini istememektedirler. Avrupa’da da, henüz aile içi iş paylaşımında zorluklarımız var. Ailenin sorumluluklarını yüzde 80’i kadınlarımız üstlenmekte, bu da kadının yükünü ağırlaştırmakta ve motivasyonunu azaltmaktadır ve diğer konularla ilgilenmesini zorlaştırmaktadır. Bu konular kongrede yoğun tartışıldı ve nedenleri üzerinde duruldu. Diğer yandan kadınlarımıza yönelik projelerimiz olmalı, onları ev ortamından çıkarıp değişik konulara ilgisini arttırmamız gerekir. Aldığımız yüzde 50, kota bu konuda büyük bir gelişme. Bu da daha fazla kadın delegelerinin seçilmesini beraberinde getirir ki, bu tablo gelecek kongre seçiminde de, kadın renginin olduğu bir yönetimin seçilmesine dönüşecektir.
Almanya’da 20 yıl önce kurulan YEK-KOM ne yaptı. Neler yapamadı?
YEK-KOM, Kürt halkının örgütlü bir güce kavuşması için çok emek sarf etti ve etmektedir. 20 yıl içinde halkını en çok mobilize eden, onların sosyal, siyasal ve kültürel sorunları ile ilgilenen büyük bir göçmen örgütüdür. YEK-KOM, diğer göçmen örgütleri gibi sadece Kürtlerin göçmenlikten kaynaklanan sorunları ile ilgilenmiyor. YEK-KOM’un temsil ettiği Kürt potansiyeli politik bir kitle yapısına sahip olduğu için, uyum-entegrasyonla ilgili çalışmalar üzerine çok yoğunlaşamadı. Bu böyle olunca, Kürdistan’daki gelişmeleri de çalışmaları içine aldı. İçe dönük bir çalışma içine girdi.
Bu çalışma içine girince dış çalışmalar aksadı mı?
Kürdistani bir çalışma yürütmek zorunda kaldı. Çünkü Kürt halkı halen geldikleri ülkelerin inkâr ve imha siyasetlerinin izlerini taşıyorlar. Onların yaşadıkları toplumlara uyum sağlamaları, Kürt sorununun çözümü ile bağlantılıdır. Bu da, Kürtlerin toplumlara gecikmeli bir uyumu-entegrasyonu anlamına gelir. Bu devletlerden kaynaklı engellerdir.
Bu engeller nelerdir?
Bu engellerin başında PKK yasağı gelmektedir. PKK yasağı, başta YEK-KOM’un çalışmaları olmak üzere bütün Kürtlerin aktivitelerini, olumsuz etkilemektedir. Kürt derneklerinin kapatılması ve kriminalize edilmesi halen gündem de. Bunun için YEK-KOM, önüne koyduğu çalışmaları birçok engelden dolayı hepsini başaramadı. Halen birçok dernek, PKK yasağından dolayı projelerini gerçekleştiremiyor, hatta bazen etkinlikleri bile yasaklanabiliyor. Böylesi bir Almanya’da yaşıyoruz. Buna hep birlikte dur demeliyiz. Alman toplumunda halen Kürtlere karşı önyargılar var. Bunlar aşılmalı. O zaman toplumlar birbiriyle kaynaşır ve kültürler mozaiği oluşur. Bu kültürler mozaiğinde muhakkak Kürtler de, yerini almalı.
Peki bu engellerin kaldırılması için ne yapacaksınız?
PKK yasağının kalkması için yoğun çalışmalar yürüteceğiz. Devletler artık Kürtleri kendi çıkar politikalarına alet istemiyoruz. Yine YEK-KOM’un, geçmişte diplomasi alanında eksiklikleri vardı. Ama bu eksikliklerin bizden kaynaklanan yanlarının yanında Almanya devletinin Kürtlere ve kurumlarına yaklaşımından kaynaklı politikaları da yatıyor. Bizde bunun tespitini yapıp, çalışmalarımıza hız vereceğiz.
Sizce YEK-KOM bu haliyle Almanya’da yaşayan Kürtlerin talep ve istemlerine cevap verebilecek düzeyde mi?
YEK-KOM, eksikleri ile birlikte Kürt halkının talep ve istemlerine tam olmasa da, cevap verecek düzeyi yakaladığını söyleyebilirim. Kürt halkının çok değişik sorunları var. Bunların başında da, Kürdistan’da yaşananlar geliyor. Onlar da, daha çok bu sorunları ön plana çıkardılar. YEK-KOM da, bu diaspora örgütlülügünün çok yönlü çalışmalarını yürüten bir kurum olduğu için Kürtlerin taleplerine cevap olma konusunda çalışmalar yürüttü. Hem Kürtlerin genel sorunlarıyla hem de, Almanya’da yaşayan Kürtlerin sorunlarıyla ilgilendi. Bu çalışmasını ileriye dönük daha da, güçlü yürütecektir.
Nedir bu çalışmalar?
Bu çalışmaları 5 ana konu olarak ele alıyoruz. Bunlar sırayla şunlardır:
1. Kürtlerin göçmenlikten kaynaklı sorunları,
2.Almanya’nın Kürtlere yaklaşımından kaynaklı sorunları,
3. Kürt kimliğinin tanınması ile ilgili kampanyanın devamı,
4. Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’a Özgürlük imza kampanyasına destek çalısmaları
Yeni dönemde derneklerinizde ne gibi düzenlemelere gideceksiniz. Var mı somut bir planınız?
Belirli düzenlemelere gideceğiz. Söylediğim gibi Eşbaşkanlık sistemi, yüzde 50 kadın kotası ve daha önce belirttiğim konuları da gözünde bulundurarak planlamalarımızı şekillendireceğiz.
Almanya devleti YEK-KOM’u ciddiye alıyor mu?
Almanya devleti Yek-Kom’u ciddiye alıyor. Çünkü güçlü bir kitleye hitap ettiğini biliyor. Bu durum, Almanya Eyalet İçişleri Bakanları’nın gerçekleştirdikleri yıllık konferanslarında kendileri tarafından da dile getiriliyor. Yani Kürtlerin gücünden korktukları için PKK yasağının devamını her yıl yineliyorlar. Aktif ve kendi haklarını isteyen Kürtleri değil, pasif Kürt toplumu istiyor Almanya devleti. Bunu da Kürtler asla kabul edemez.
Geçtiğimiz yıl YEK-KOM Almanya’da ‘Kürt kimliği tanınsın’ kampanyası çerçevesinde 60 bin imza federal meclise verdi. Bu ne durumda?
Bu kampanya anlamlı bir çalışma idi, Almanya gündemine girdi. Burada da YEK-KOM’un gücü ortaya çıktı. Çünkü YEK-KOM, 60.000 imza ile bir ilki başararak, Federal Almanya Parlamentosu’nda Kürtlerin talepleri ile ilgili dilekçe tartışılmaya sunuldu. Simdi sıra Eyaletlerde ve Kürt halkının bu kampanyanın arkasında durmasında. Şuan eyaletler düzeyinde partilerle görüşme randevularını takip eden eyalet komisyonları var. Çünkü, ‘Kürt kimliği tanınsın“ kampanyasının bazı talepleri eyaletleri ilgilendiren konulardır. Örneğin, anadil hakkı, radyo, tv hakkı gibi. Biraz sabırla izlenmesi gereken bir proje. Tüm komisyonlar görüşmelerini yaptıktan sonra, eyaletlerin fraksiyonları, Federal Almanya Parlamentosuna tekrardan öneriler sunmaları gündeme gelebilir. Buna PKK yasağı da, dahil.
Almanya genelinde bir milyona yakın Kürt yaşandığı iddia ediliyor. Kürtlerin eğitim, iş, dil ve ‘Kürt olarak kabul görülmesi’ gibi b ir sürü sorunu var. Yeni dönemde bunlara ilişkin bir çalışmanız var mı?
Bu saydığınız alanlar, çalışmalarımızın büyük bir bölümünü oluşturacak. Bunu da eğitim komisyonumuz üstlenecek. Fakat Kürtlerin istatistiklerde ‘Kürt’ olarak geçmesi değişik bir diplomasi çalışması gerektirecek. Örneğin Milli Eğitim Bakanlıklarına başvuru yapılarak, her yıl çıkarılan eğitim ile ilgili broşür göçmenlerle ilgili tabelalarda, Kürtlerin de, isminin geçmesi için çaba göstermek gerekir. Örneğin, NRW de 12 yıldan beri Kürtçe Anadil dersleri ilkokullarda resmi olarak verilmesine rağmen, istatistiklerin sadece bazılarında ‘Kürt’ geçmektedir. Çünkü Türkiye’den gelen Kürtler, çoğu zaman Türk sayılmakta. Bunu değiştirmek daha fazla caba ister. Bunu da, başaracağımızı umut ediyorum, çünkü 15 kişilik güçlü bir yönetimimiz var. Görev dağılımını isabetli yaparsak, YEK-KOM’um diplomasi faaliyetleri ve dernek çalışmaları güçlü bir konuma gelecek ve Kürt halkının çözüm bekleyen sorunlarına cevap olacak.