Dokunulmazlıkların kaldırılmasını sağlayan Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi için Meclis'te adeta terör estiren AKP, HDP'nin muhalefet şerhine bile tahammül edemedi.
TBMM Anayasa Komisyonu üyesi HDP'li milletvekillerinin muhalefet şerhi AKP'nin sansürüne uğradı. Muhalefet şerhinde yer alan "katliam, Kürt coğrafyası, sivil katliam, gerilla, Sayın Öcalan, infaz, geçici hükümetin savaş hazırlığı" kelimeleri çıkartıldı. AKP, Kürt halkına yönelik soykırım ve katliam saldırılarının yanı sıra Ermeni, Rum, Asuri-Süryani halklarına yönelik kırımların da muhalefet şerhinde yer almasına tahammül edemedi.
Muhalefet şerhinde yer alan "Ermenilerin ardından tüm gayrımüslim milletvekillerinin Meclis'ten ve aktif siyasetten dışlanmaları, toplumdan dışlanmalarının ve birçok katliamın da habercisi olmuştur" cümlesindeki "katliam" ifadesi sansürlendi.
"1915 Ermeni, Rum, Asuri-Süryani kırımlarının ardından gelen mübadele ve pogromlarla toplum da tek tipleştirilmiş, derin bir asimilasyon ve inkar politikası Türk ve Müslüman olmayan herkes için uygulanır olmuştur" cümlesinin tamamı AKP'nin sansürüne uğradı.
"Her süreçte Kürt milletvekillerinin Meclis dışı bırakılmaları, hem devleti illegal faaliyetlere itmiş, hem de Kürt coğrafyasında çeşitli isyanların fitilini ateşlemiştir" kelimesindeki "Kürt coğrafyası" sansürlendi.
Dokunulmazlık şerhinde yer alan "Son Kürt isyanlarından biri olan PKK", "Sayın Öcalan", "Geçici hükümetin savaş hazırlığı", "gerilla", Zergele katliamı için kullanılan "sivil katliam", "kirli bir savaş", siyasetçilere yönelik tutuklama ve infazları anlatırken kullanılan "infaz" kelimelerine de tahammül edemedi.
HDP'NİN MUHALEFET ŞERHİNDE NE VAR?
Muhalefet şerhinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin müdahalelerine dikkat çeken HDP, "Cumhurbaşkanı, HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dair sabırsızlığını pek çok vesileyle dile getirmiş, bu sabırsızlık teklifin gerekçesinde aynen yerini almış ve hukuki hiçbir karşılığı olmayan bir saat hesabı, bu siyasi tektipleştirme hamlesinin gerekçesi haline gelmiştir" dedi.
HDP'li milletvekilleri hakkında düzenlenen fezlekelerin ezici çoğunluğunun "örgüt propagandası, suçu ve suçluyu övme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme" gibi, ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlükleri kapsamında olduğuna dikkat çeken HDP, "Bu isnatlarla mücadele, gerekçede 'terörle mücadelenin' bir parçası olarak anılmakta, 5 milyonu aşkın kişiyi temsil eden milletvekillerinin söz ve ifadeleri kriminalize edilmektedir. Aslen parti programında yer alan, Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış özerklik talebi ve savunusu, bu isnatların başında gelmektedir" diye belirtti.
Önceki Kürt siyasi partilerinin karşılaştıkları baskı ve tehditleri de hatırlatan HDP, 7 Haziran'dan sonra basının kullandığı dili 1990'lardaki dile benzetti ve ekledi: "O dönemde milletvekillerinin Meclis'ten ihracının ardından atılan 'temizlik' manşetleri, bugün ilçelerin ve illerin 'temizlenmesi' şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu 'temizlik' faaliyetlerine de, Meclis'teki tek etkin muhalefet olan HDP'nin dışlanması eklenmektedir."
HDP'nin onurlu, kalıcı ve toplumun her kesimi tarafından benimsenen bir barışın inşası için faaliyet gösterdiğinin altı çizilen muhalefet şerhinde, şu ifadeler yer aldı: "Devlet tarafından 'temizlik' olarak adlandırılan her hamle, toplumu çatışmaların derinleştiği ve yaygınlaştığı bir kaosa itmektedir. Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadığı bölgelerde karşılık bulan tüm siyasi hareketlerin TBMM'den dışlanması, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve diğer siyasilerin tutuklama başta olmak üzere, hedef haline getirilerek legal siyaset alanından çekilmeye zorlanması, bu topluma yüz yıldır hiçbir fayda sağlamamıştır. TBMM, HDP'nin siyaset alanlarından yalnızca biridir. HDP'nin bu alandan dokunulmazlıkların 'bir defaya mahsus' kaldırılması yoluyla bir kez daha 'sürülmesi' de barışa hizmet etmeyecektir.
Milletvekillerinin yargılanabilir olması HDP'nin de talebidir ve kalıcı bir değişiklik önerisi olarak Komisyon'da da dillendirilmiş, kamuoyu ile de paylaşılmıştır. Ancak Meclis'te sarf edilen sözün devamlılığı, iradenin tecellisi ve demokratik bir tartışma esas olduğu için, milletvekillerinin gözaltı, tutuklama gibi sebeplerle Meclis faaliyetinden uzaklaştırılması da demokratik toplum esaslarıyla ve parlamentonun kuruluş ilkeleriyle bağdaşmayacaktır."