AKP/Saray'ın süreci bitiren kirli oyunu

Ceylanpınar'da geçen sene iki polisin ölü bulunmasıyla ilgili dava dosyasında tek bir delil yok. Buna rağmen 9 kişi bir yıldır tutuklu. Avukat Dayik, olayla ilgili gözaltına alınanlara ağır işkenceler yapıldığını belirtti.

Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde, 22 Temmuz 2015'te 2 polisin evinde ölü bulunmasına ilişkin açılan dava kapsamında hazırlanan dosyadaki çelişkiler dikkati çekiyor.

DOSYADA DELİL YOK AMA 9 KİŞİ TUTUKLU

Polislerin ölümüyle ilgili 9 kişi sanık sıfatıyla gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Haklarında hiçbir somut delil olmaksızın tutukluluk halleri devam ediyor. Yaklaşık bir yıldır tutuklu bulunan kişiler PKK ile ilişkilendirilerek, 'Çözüm Süreci'nde Kürt Özgürlük Mücadelesi ve siyasetinin yakaladığı ivme karşısında dara düşen ve süreci bitirmek isteyen AKP/Saray tarafından oynanan kirli oyunun "kurbanı" edilmiş durumda. Öyle ki 3 polisin ikamet ettiği evde sadece 2 polisin ölü olarak bulunması ve yetkili mercilerce evde 3 polisin ikamet ettiğine dair açıklamalar yapılsa da olaya ilişkin açılan dava dosyasında hiçbir şekilde 3'üncü polisin varlığından bahsedilmiyor ve dosyaya konulmamış. Davada yargılanan 9 kişinin 24 Mayıs 2016'da Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada hayata geçirilen komplonun içeriğine dair aydınlatıcı bilgileri de gün yüzüne çıkardı.

SUÇLARI CEYLANPINAR'DA YAŞIYOR OLMALARI

Devam eden yargılama ve soruşturmaya dair ANF'ye konuşan dava avukatlarından Gökhan Dayik, davada sanık olarak yargılananlardan çoğunun 'suçla' ilgisinin sadece Ceylanpınar'da yaşıyor olmaları olduğunu belirtti. Dava açılmasına dair yeteri kadar delil olmadığı halde 9 kişinin yaklaşık bir yıldır keyfi bir şekilde tutuklu bulunduklarını söyleyen Dayik, davanın ilk duruşmasında asıl faillerin gizlendiği şüphesine kapıldıklarını belirtti. Dayik, "Çünkü olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine ve olayın gerçekleştiği yerin yakınındaki kameralar polis memurları tarafından toplanmasına rağmen dosyada yer almıyor. Bu da bizde 'deliller karartılıyor mu' şüphesini güçlendirdi. Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın adaleti tesis edeceğini ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılacağını umuyoruz. Bu konuda savunma makamı olarak elimizden geldiğince maddi gerçeğin ortaya çıkması için karar mercisine yardım etmek biz avukatların da görevidir" diye kaydetti.

'GÖZALTINA ALINANLARA AĞIR İŞKENCE YAPILDI'

Dayik, olay  gerçekleştiğinde olayla hiç ilgisi olmayan ancak polislerce daha önceden göze kestirilen birçok kişinin gözaltına alındığını ve insanlık dışı muamelelere, hakaretlere, tecavüzlere, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz bırakıldığını da belirtti. 

Avukat Gökhan Dayik, şöyle devam etti: "Bunu bizzat işkenceye maruz kalanlardan ve bunların Uluslararası Af Örgütü'ne, Urfa İHD Şubesi'ne yaptıkları başvurulardan ve diğer avukat arkadaşlardan bizzat duyduk. Zaten çoğu da bırakıldı ve hakkında dava bile açılmadı. Buna rağmen misal sokaktan geçmiş, olayın gerçekleştiği binada ev kiralamış olanlar halen cezaevinde ve yargılanmaları devam ediyor. Tutuklu yargılananlar 'günah keçisi' seçilmiş. Olayla alakalı gözaltına alınıp işkence ve onur kırıcı muameleye uğrayan M.D. suçla hiçbir alakasının bulunmaması üzerine bırakılanlar arasındaydı ve dolayısıyla ona karşı dava da açılmamıştı. Ancak M.D. travmadan çıkamadı ve kendisine işkence ettiğini düşündüğü TEM amirini aylar sonra kuru sıkıdan çevirdiği silahla öldürmeye kalktı. Aynı gün yakalandı ve yine günlerce işkenceye maruz kaldı. Bununla bir kez daha şiddetin şiddeti doğurduğuna şahit olduk."