TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve HDP Van Milletvekili Kemal Aktaş, cezaevlerinde uygulanan yayın yasağına tepki göstererek "Yol yakınken, daha karmaşık sorunlara yol açmadan bu yasaktan vazgeçilmeli" dedi.

"Dağıtım tekelleri tarafından dağıtılmayan gazete ve dergilerin cezaevlerine sokulmaması" yönündeki yasak çok sayıda cezaevine yayıldı.

Sosyalist devrimci basın tarafından tutsaklara posta yoluyla gönderilen ya da ailelerin getirdiği gazete ve dergiler tutsaklara teslim edilmiyor.

Konuya ilişkin ANF'ye konuşan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve HDP Van Milletvekili Kemal Aktaş, yasağın kabul edilemez olduğunu belirtti.

Devletin cezaevleri politikasının özünde "yasakçılık" olduğunun altını çizen Aktaş, "Dünden bu yana devletin cezaevlerindeki politikası, insanın gelişimini engellemek üzerinedir" dedi. AKP'nin sürekli olarak "Cezaevlerinde de iyileştirmeler yaptık" şeklinde propaganda yaptığını hatırlatan Aktaş, "Ancak cezaevlerinde tecrit sürüyor ve insanların gelişimlerini engelleniyor. Son günlerde gündeme getirilen yayın yasağı da buna bir örnektir" dedi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve HDP Van Milletvekili Kemal Aktaş şöyle konuştu: "Dışarıda okunabilen, satılabilen, yasak kabul edilmeyen bir yayın neden cezaevine alınmıyor? Gerçekten bunu anlamak zor. Cezaevlerinde yeniden böylesine yasakçı bir anlayışın ortaya çıkması pek de hayra alamet değil. Politik çalışmalarından dolayı içeriye konulan insanların tek gıdası; okumak, yazmak, çizmek. Entelektüel faaliyetlerdir. Bunu engellemeye çalışırsanız, içeriye alarak zaten izole ettiğiniz bir insana kendini üretemeyeceği bir ortamı dayatırsanız, bu büyük bir baskı aracıdır. Suçtur. Bir insanın özgürce okuma, yazma, çizme koşullarını nasıl kısıtlayabilirsiniz? Çağdışı bir yaklaşımdır bu. İnsanlar bu durumu kabullenmeyecektir ve büyük bir soruna dönüşecektir. Yol yakınken daha karmaşık sorunlara yol açmadan bu yasaktan bir an önce ortadan kaldırılmalıdır."

Çözüm sürecine dikkat çeken Aktaş, "hükümet bir taraftan hasta tutsakların serbest bırakılacağına dair mesajlar vermeye çalışırken, diğer taraftan da yayın yasağının getirilmesi sıkıntılı bir durumdur. Ben her şeyi çözüm sürecini bağlayan biri değilim. Ama sürece ters bir uygulama. 'Yasaklar kalkacak, prangalar kırılacak, özgürlükler artacak, ayrımcılıklara son verilecek' dediğiniz bir süreçte, bu şekilde kısıtlayıcı bir uygulama kabul edilemez" diye konuştu.