Hamburg’da Kürt siyasetçi Ali İhsan Kıtay’a karşı açılan ve geçen yılın Ağustos ayından itibaren devam eden davada mahkemenin kararı çıktı. Kıtay’a Alman ceza kanununun 129 b maddesi gereğiyle yurt dışındaki bir terör örgütüne yönetici üyesi olmaktan iki buçuk yıl hapis cezası verildi. Verilen cezanın yarısından fazla bir süre tutuklu kaldığı ve firar tehlikesi olmadığı için Kıtay şartlı olarak serbest bırakılacak. Kıtay’ın avukatları bir önceki duruşmada müvekiline beraat istemiştiler. Almanya Federal Başsavcılığı (BAW) ise üç buçuk yıl hapis ceza istemişti.

Karar gerekçesinde, Klaus Rühe başkanlığındaki mahkeme heyeti Türkiye’deki Kürtlere karşı uygulanan baskı ve asimilasyon politikasına vurgu yaptı. Buna rağmen PKK’nin terörist bir örgüt olduğunu ileri süren Rühe, uluslararası hukuka göre de Kürtlerin silahlı mücadele verme hakkı olmadığını belirtti. Karar gerekçesinde ayrıca TAK isimli örgütün PKK’den bağımsız olmadığı ileri sürülerek aynı şekilde CDK’nin KCK’ye bağlı olduğu belirtildi.  

Kıtay’ın PKK’ye üye olduğunu kabul etmesini, kişiliği ve öz geçmişini göz önünde bulundurularak cezaya indirim yapıldı. Bürokratik işlemlerin tamamlandıktan sonra Kıtay’ın yarın serbest bırakılacağı bekleniyor. Karar kesinleşene kadar haftada bir emniyete gidip imza atması ve Almanya’nın dışına çıkmaması yükümlülüğü de getirildi.

Duruşma başlamadan önce sabah saat 08:00’da mahkeme binasının önünde dava süresi boyunca Almanya kamuoyuna yönelik sürekli eylem ve etkinlikleri düzenleyen ve çeşitli çevrelerin yer aldığı‚ “Ali İhsan’a özgürlük” inisiyatifi tarafından bir miting düzenlendi. Mitingin ardından eylemciler duruşmayı izlemek üzere salona geçtiler.

Hamburg’da geçen Cumartesi gününde davayı protesto etmek amacıyla ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük talebiyle bir yürüyüş gerçekleştirilmişti.

Hamburg kentinde görülen dava, Almanya’da bir pilot davası olma özelliği taşıyordu. Kıtay’ın dışında Almanya’da 129 b maddesi gereğiyle altı kişiye daha karşı dava açılmış. Bugün açıklanan kararın gerekçesi bundan sonraki mahkeme kararlarında kullanılacağı belirtiliyor. 9 Ocak tarihinde Paris’te katledilen Kürt kadın devrimciler Sakine Cansız ve Leyla Şaylemez’e karşı da bu maddeden dolayı soruşturma açılmıştı.