Alman SWP uzmanı DTK’yi ziyaret etti
Alman SWP uzmanı DTK’yi ziyaret etti
Alman SWP uzmanı DTK’yi ziyaret etti
Alman Siyaset ve Bilim Vakfı Türkiye Uzmanı Günter Seufert, DTK’yi ziyaret etti. Ziyarette konuşan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Ortadoğu’da esas alınması gücün Kürtler olduğunu söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ve Türk Başbakan Erdoğan’ın sürecin iki önemli aktörü olduğunu kaydeden Tuğluk, “Bu iki aktörün yapacağı hamleler Türkiye’nin geleceği açısından çok önemlidir” dedi.
Stiftung Wissenchaft und Politik /Siyaset ve Bilim Vakfı (SWP) Türkiye uzmanı Gunter Seufert, son siyasal gelişmelere ilişkin DTK Eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ü ziyaret etti.
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürt halkının onurlu bir barış için mücadele ettiklerini ve bu uğurda bedeller ödediğini belirtti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan sürece ilişkin ise Türk, “Türk devleti Kürtlerle barışmak istiyorsa bu onurlu bir barış olmalıdır” dedi. Öcalan’ın Amed Newrozu’ndaki çağrısıyla attığı adımın önemine dikkat çekti. Kürt halkının demokratik bir barış için hazır olduğunu söyleyen Türk, yeni dönemin diyaloğun geliştirilmesi açısından da önemli olduğunu kaydetti.
“Türkler ve Kürtler demokratik bir zeminde bu sorunu çözerse bunun Ortadoğu’ya da katkısı olur. Kürtlerin olmadığı bir Ortadoğu düşünülemez” diyerek Kürtlerin Ortadoğu siyasetinin bir parçası olduğuna işaret etti. Bunun Türk devleti açısından önemine ilişkin ise şunları söyledi: “Ortadoğu’da etkin bir siyaset yapılması için Kürtlerle barışması gerekiyor. Türkiye kendi vatandaşı ile savaş halindeyken Ortadoğu’da siyaset yürütemez.”
DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürt halkının sorunun çözümü için ciddiyetini gösterdiğini ve Türk devletinin sorunun çözümü için zihniyet değişimine uğrayıp uğramadığını görmek için sabırla beklediklerini belirtti. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ve Avrupa’da “terörle mücadele ediyorum” şeklinde konuşmalarını ve Kürt halkını terörize eden açıklamalarını da hatırlattı. Türk, “Şimdi çözümsüzlüğün nedeni Kürtler mi yoksa devlet mi buna bakmak lazım” dedi.
Bir sınav sürecinden geçildiğini vurgulayan Türk şöyle konuştu: “Bir yol açtık ve eğer bu yolu doğru kullanırlarsa sorun yok. Ancak doğru kullanmazlarsa da Kürtlerin kaybedeceği bir şey yok. Kürtler zaten yıllardır savaşın, çatışmanın içerisinde yaşadı, ağır bedeller verdi. Kürtler Ortadoğu’da kendini göstermiş örgütlü bir halk. Biz bu yolda kendimize güveniyoruz.”
İstanbul Gezi Parkı’nın AVM yapılmasına karşı halkın 9 gündür sürdürdüğü direnişe ve polis şiddetine de dikkat çeken Türk, “Gezi Parkı’ndaki eylem toplumun vicdanı olarak ortaya çıktı. Bu eylem, ‘ben her şeyi yaparım’ zihniyetine karşı ve doğaya, çevreye sahip çıkmak amacıyla yapılmıştır. Bunu farklı yerlere çekmemek gerekir” dedi. Türk Başbakan Erdoğan’ın yurt dışına çıktığı sırada Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamayı hatırlatan Türk, “Arınç’ın yaptığı açıklamada özür dilemesi sadece kendi adına değil hükümet adına bir özürdür. Aynı zamanda hükümetin halka mesajıdır” dedi.
TUĞLUK: ÖCALAN VE ERDOĞAN SÜRECİN İKİ ÖNEMLİ AKTÖRÜ
DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ise, sürece AKP’nin niyetinin ya da zihniyet değişimi yaşayıp yaşamadığının ötesinde bakmak gerektiğini ifade etti.
“Ortadoğu’da bir halk devrimi gerçekleşti. Bir değişim süreci yaşanıyor ve Türkiye kendini bu değişim sürecinin dışında tutamaz” diyen Tuğluk, Türk devletinin Kürt sorunun çözümü noktasında objektif koşulların zorlaması ile zorunlu olarak adım atmak zorunda kaldığını söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında komplo ile Türkiye’ye getirilirken söyledikleri ile şu an söylediklerinin aynı olduğunu belirten Tuğluk, “Devlet ise Kürt halkının taleplerinin ne olduğuna bakmadı. Ancak Kürtler taleplerinden hiç vazgeçmedi, bunun için mücadele etti. Devlet bunu gördü. Devletin Ortadoğu’da siyaset yapması için Kürtlerle barışması gerekiyor” diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Türk Başbakan Erdoğan’ın süreci yönlendiren iki önemli aktör olduğunu kaydeden Tuğluk, “Bu iki aktörün yapacağı hamleler Türkiye’nin geleceği açısından çok önemlidir” dedi. Ortadoğu’da esas alınması gücün Kürtler olduğunu kaydetti.
Tuğluk, Öcalan’ın çağrısı ve KCK’nin kararı ile HPG güçlerinin Kuzey Kürdistan sınırları dışına çıkmasının riskli bir karar olduğunu söyledi.
Tuğluk, “Hiçbir zaman dışarıdan müdahaleler demokrasi ve barış getirmemiş aksine çatışmayı büyütmüştür” diyerek, çözüm noktasında kendi öz güçlerine güvendiklerinin altını çizdi.