Almanya, Halepçe için sadece 'üzgünüz' dedi!

Almanya, Halepçe için sadece 'üzgünüz' dedi!

Halepçe katliamının 25. yıldönümü için Alman Federal Meclis'inde bu akşam bir oturum gerçekleşti. Oturumda Sol Parti'nin 'Halepçe soykırım olarak tanınsın' talebi reddedilirken, hükümet partilerinin sunduğu "Katliamdan derin üzüntü duyuyoruz, mağdurların yaralarını saracak projelere maddi ve manevi destek vermeliyiz" önergesi kabul edildi. Parlamenterler, Güney Kürdistan yönetimiyle ilişkilerin ise artırılmasını istedi.

16 Mart 1988'de Saddam rejiminin kimyasal silahlarla Halepçe kentinde 5 bin Kürt sivilin katledilmesinin 25. yıldönümü nedeniyle Alman Federal Meclisi, Halepçe'yi gündemine aldı.  Bu akşam saat 20.00 civarında başlayan oturum yaklaşık yarım saat sürdü ve mecliste grubu bulunan partilerin Halepçe için sunduğu değişik önergeler tartışılarak oylamaya sunuldu.

Güney Kürdistan parlamentosundan bir heyetin de izleyeceği oturumda hükümet partileri CDU/CSU ve FDP Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) ve Yeşiller birlikte, Sol Parti ise tek başına ayrı bir başvuruda bulundu. Diğer partilerin aksine sadece Sol Parti Halepçe ve Anfal operasyonun soykırım olarak tanınmasını, Almanya'nın mağdurlara tazminat ödemesi ve silah tüccarlarının yeniden yargılamasını talep etti.

SPD: ALMANYA SUÇLU DEĞİLDİ

Oturumda ilk söz alan SPD'li parlamenter Uta Zapf, Sol Parti'nin önerisine karşı çıkarken "Tazminat ödemeyiz. Çünkü silah ticareti illegal yapıldı. Alman hükümeti suçlu değildi, sadece Almanya değil birçok ülkeden de silah satışı yapıldı" diye konuştu. Mağdurlarla dayanışmanın sürmesini isteyen Zapf, bütün partilerin katılımıyla bir komisyonun kurularak üç değişik başvurudan bir önerge çıkarmasını talep etti.

CDU/CSU grubu adına Philipp Missfelder ise Halepçe'nin yaraları sarılmadığını ve bölge halkının hala kansere yakalandığına dikkat çekerek "Irak'taki Alman konsolosluğu Halepçe mağdurlarıyla sürekli ilgileniyor. Dışişleri Bakanlığı kurulan tedavi merkezlerine maddi yardımı yapıyor" bilgisini verdi. Kimyasal silahlar insanlık için hala tehlikeli olduğuna dikkat çeken Missfelder şöyle konuştu:

"Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de Esat rejiminin kimyasal silah kullanma tehlikesi bulunuyor. Bu yüzden Suriye'den elindeki kimyasal silahları imha etmesini istiyoruz. Irak Kürdistan ile ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz. Sadece Irak'ta değil, Suriye ve Türkiye'de de Kürtlerin haklarını korunmasına destek vermeliyiz."

SOL PARTİ: MESELE PARA DEĞİL, ADELETİN YERİNİ BULMASI

Sol Parti Ulla Jelpke ise Halepçe ve Anfal'ın soykırım olarak tanınmasını istedi. İnsanlığa karşı işlenen bu suçun aynı zamanda bir jenosittir olduğuna dikkat çeken Jelpke "İsveç, İngiltere gibi Almanya'nın da bu katliamı soykırım olarak tanıması mağdurlara büyük bir moral ve destek olacaktır. Soykırım dememizle birlikte silah ticareti yapanların yargılamalarının da önü açılacak. Mesele para değil, mesele adaletin yerini bulmasıdır" dedi.

Hür Demokratlar Partisi (FDP)'li Hans-Werner Ehrenberg ise Halepçe'ye yaptığı ziyarette hala yıkımın ve katliamın izlerini gördüğünü belirterek "Bölge halkının intikam ve öfkesi yoktu, geleceğe dair umutlarını gördüm. Halepçe'nin hala yaraları sarılmış değil" diye konuştu.

Son olarak söz alan Yeşiller Partisi'nden Katja Keul de batının ve özellikle de Almanya'nın desteği olmadan Saddam'ın bu silahları üretmesi mümkün olmadığını belirtti. Almanya'nın bu konuda vicdani sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Keul "Bu katliam silah satışının zorlaştırılmasını ve denetim alınmasını gösteriyor. Mağdurları maddi ve manevi desteklemeliyiz" dedi.

HÜKÜMET PARTİLERİNİN ÖNERİSİ KABUL EDİLDİ

Oturumun sonunda üç değişik öneri oylama sunuldu. SPD/Yeşiller ve Sol Parti'nin önerisi kabul edilmezken, Sol Parti'nin desteğiyle hükümet partileri CDU/CSU ve FDP'nin önerileri oy çokluğunu aldı. Sol Parti, yetersiz ve eksik olsa Halepçe halkıyla dayanışma mesajının çıkması için diğer önerileri destekleyeceklerini bildirmişti.

Kabul edilen öneride ise Almanya'nın Halepçe ile Anfal katliamlarından dolayı derin üzüntü duyduğu ve hükümetin yaraların sarılması konusunda projelere destek verilmesi belirtiliyor. Kimyasal silahlara yönelik denetimin artırılması istenen öneride Alman firmalarının ise yasal boşluktan yararlanarak Saddam'a silah ticareti yaptığı ve bu konuda Alman mahkemelerinde yargılamaların yapıldığı ifade ediliyor.

Alman Federal Meclisi'nin aksine 17 Mart 2011'de Irak meclisi, 5 Aralık 2012'de İsveç parlamentosu, 28 Şubat 2013'te ise İngiliz parlamentosu Halepçe ile onbinlerce Kürdün katledildiği Anfal operasyonunu soykırım olarak kabul etmişlerdi.