Altınörs: Tutuklanmam komplo ve iftiraya dayanıyor
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, gönderdiği mektup aracılığıyla tutuklanmasının bir komplo ve iftiradan ibaret beyanlara dayandığını kaydetti.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, gönderdiği mektup aracılığıyla tutuklanmasının bir komplo ve iftiradan ibaret beyanlara dayandığını kaydetti.
Altınörs içinde bulunduğu süreci şu sözlerle değerlendirdi: "Bu süreçte yakından gördük ve gözlemledik ki, 1990’larda habis bir ur gibi yayılan 'itiraf' adı altındaki iftiracılık yeniden diriltilmeye çalışılıyor. Zakir Karabulut’un pek çok arkadaşına gözaltında 'pişmanlık, itirafçılık' dayatılmış. Ne yazık ki, Tokat Barosundan atanan kimi avukatlar da ağır baskı altındaki bu gençleri savunmak yerine, TEM polislerinin bu dayatmalarına ortak olmuşlar. Gençler okuldan atılmakla, gelecekleri karartılmakla, öğretmen yapılmamakla, cezaevlerinde çürütülmekle tehdit edilmiş. Özellikle benim üzerime yalan beyanda bulunmaya zorlanmışlar."
Geçtiğimiz günlerde tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, HDP Genel Merkezine gönderdiği mektup aracılığıyla açıklama yaptı. "Gözaltında bulunduğum süre boyunca, benim şahsımda partimiz HDP’ye yönelen baskıya, tehdide, komploya karşı duran, demokrasiyi savunan tüm dostları yürekten selamlıyorum. Güç verdiniz" ifadeleriyle mektuba başlayan Altınörs, Anadolu Ajansı'nın kendisi hakkında yaptığı haberlerin polis-savcı kaynaklı olduğunu ve bir kumpasla karşı kaşıya olduğunu belitti.
AA'IN UYDURMALARI
Fethullah Gülen Cemaatinin Emniyetten tasfiye edildiğini, ancak yöntemleri ve zihniyetinin hala yürürlükte olduğunu vurgulayan Altınörs, "Ben gözaltında 5 gün avukatımla dahi görüşemezken, hakkımda iftirada bulunan bir şahsın sözleri devletin ajansı aracılığıyla yayılıyor! 10 Ekim 2015 Ankara Barış Mitingi katliamında şehit düşen Zakir Karabulut’un cenazesine katılmam ve burada HDP adına bir konuşma yapmam vesilesi ile hedef alınmış durumdayım. Söz konusu şahsa imzalatılan beyanların geri kalan kısmı tümüyle uydurmadır, senaryodur, yalandır. Ne Emniyet’te ne savcılıkta ne de hakim karşısında söz konusu ithamların dayanağı olan şahsın ifadesini göremedik" diyerek, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.
'1990'LARIN URU İFTİRACILIK YENİDEN DİRİLTİLİYOR'
İddia edilen "tanık"ın ismi ve söyledikleri kendisinden gizlendiğini belirten Altınörs, ne zaman verildiği belli olmayan uydurma bir ifadenin suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Bitlis’e gidişi ve dönüşünün tarihinin yer aldığı belgeleri sunmasına rağmen, kendisi hakkındaki sonucun değişmediğine dikkat çeken Altınörs, şunları ifade etti: "Zira karşımızda iktidarın önünde cüpesini ilikleyen bir yargı pratiği vardı ve belli ki, “emir büyük yerden” gelmişti.
Bu süreçte yakından gördük ve gözlemledik ki, 1990’larda habis bir ur gibi yayılan “itiraf” adı altındaki iftiracılık yeniden diriltilmeye çalışılıyor. Zakir Karabulut’un pek çok arkadaşına gözaltında “pişmanlık, itirafçılık” dayatılmış. Ne yazık ki, Tokat Barosundan atanan kimi avukatlar da ağır baskı altındaki bu gençleri savunmak yerine, TEM polislerinin bu dayatmalarına ortak olmuşlar. Gençler okuldan atılmakla, gelecekleri karartılmakla, öğretmen yapılmamakla, cezaevlerinde çürütülmekle tehdit edilmiş. Özellikle benim üzerime yalan beyanda bulunmaya zorlanmışlar. Bulunmayı reddedenlerin pek çoğu tutuklanmış. Anadolu Ajansı’nın yaydığı iftiracının ifadesi de herhalde bu koşullar altında alınmış."
'ŞEHİTLERİMİZİ SAHİPLENMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Operasyonda Zakir Karabulut’un manevi şahsiyetiyle mücadele edildiğine de şahit olduklarını belirten Altınörs, "Tokat HDP İl Saymanı iken barış şehidi olan canımız Zakir’i, ölümünün ardından hala kriminalize etmeye çalışıyorlar. Sağ iken hakkında hiçbir soruşturma olmayan Zakir’i mezarında bile rahat bırakmıyorlar. IŞİD eliyle katledilen bu yiğit gencin sahiplenilmesini, onun cenaze törenini tam bir hazımsızlıkla karşılıyorlar. Barış şehidimiz Zakir Karabulut’u sahiplenmekten asla vazgeçmeyeceğiz" diye belirtti.
'TÜRKÜM DEMOKRATIM HDP'LİYİM'
Kendisini gözaltına alan polislerden birinin söylediği sözlere dikkat çeken Altınörs, mektubunu şu ifadelerle sonlandırdı: "Tipim fazla Türk'imiş. Bu tiple ne işim varmış HDP’de?! Sanırım bu zor süreçte Kürt halkı ile omuz omuza durmanın bedelini ödetiyorlar. Türk ve Kürt halklarının ortak demokratik mücadelesini dağıtmak her zamanki gibi özel hedefleri. O polise yanıt olarak söylediğim gibi; 'Türküm, demokratım, HDP’liyim'. Biz sosyalistler, demokratlar, ekolojistler, emekten, kadından yana mücadele verenler; bütün sol renkleriyle Türk halkı, faşizmin karşısında HDP ile birlikte olmaya devam edecek."