Amed'de binler 'Öcalan'a özgürlük' dedi
Amed'de binler 'Öcalan'a özgürlük' dedi
Amed'de binler 'Öcalan'a özgürlük' dedi
15 Şubat Uluslararası Komplo 14. yıldönümünde protesto ediliyor. Amed’de binler komployu protesto etmek için hayatı durdurdu. Polis Amed'deki eylemi provoke etmek için gaz bombası atarken, BDP Eş Genel Başkanı Kışanak Türk hükümetine, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırın. Uluslararası komployu boşa çıkarmak için İmralı sisteminden vazgeçin" diye seslendi.
Kürtlerin, “Kara gün” olarak nitelendirdiği 15 Şubat Uluslararası Komplo 14. yıldönümünde Amed’de kitlesel bir şekilde protesto edildi. Komplo, Bağlar 5 Nisan Mahallesi Eşit, Özgür Yurttaş Derneği önünden Koşuyolu Parkı'na gerçekleştirilen yürüyüşle lanetlendi.
Amed'de, fırınlar ve eczaneler dışında bütün esnaf kepenk kapattı. Öğrenciler okulları boykot etti, şoförler kontak kapattı. Aralarında BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, BDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan, Meya-Der Amed Şube Başkanı Leyla Ayaz, ESP Amed İl Başkanı Ramazan Karakaya, BDP İl ve ilçe yöneticileri, Amed il ve ilçe belediye başkanları, Barış Annelerinin de bulunduğu 7’den 70’e milyonların “İrademdir” dediği Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo sonucu Türkiye’ye getirildiği bugün protesto edildi.
Binlerce kişi, Bağlar 5 Nisan Mahallesi Eşit, Özgür Yurttaş Derneği önünde toplanarak Koşuyolu Parkına doğru yürüyüşe geçti. Öğretmenler Caddesi’nde Türk polisi tarafından önü kesilerek yürüyüşüne izin verilmeyen kitle, sık sık “Biji Serok Apo”, “Kahrolsun 15 Şubat Komplosu”, “Amed uyuma Önderine sahip çık”, "Be serok jiyan nabe", "Selam selam İmralı'ya bin selam" sloganları attı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile 9 Ocak günü Paris'te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçiden biri olan Sakine Cansız'ın posteri ve PKK bayrakları açıldı.
Uzun süren bekleyişin ardından Türk polisinin barikatı açması üzerine binlerce kişi sloganlar eşliğinde Emek Caddesi üzerinden Koşuyolu Parkı'nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önüne yürüdü. Burada Kürtçe açıklamada bulunan BDP Amed İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, Türk polisinin tutumunu kınayarak başladığı konuşmasında, "AKP Hükümeti 14 yıldır Sayın Öcalan'ı tecrit altında tutuyor ancak Kürt halkı bu tecriti kabul etmeyerek komployu boşa çıkardı" dedi.
‘4 PARÇA KÜRDİSTAN 14 YILDIR TECRİTE KARŞI DİRENİYOR’
10 Şubat akşamı, Uluslararası Komployu protesto eden Şahin Öner'in zırhlı araçla ezilmesi sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ın açıklamalarını hatırlatan Zümrüt, Vali Toprak'ı istifaya çağırdı. Zümrüt, "Son yaşanan şahadetten sonra Diyarbakır valisi istifa etmelidir. Diyarbakır valisinin yaptığı açıklamalardaki yalanları ortaya çıktı" ifadesini kullandı.
Barış Annesi Havva Kıran ise "Dört parça Kürdistan 14 yıldır tecrit altında kalmamak için alanlarda direniyor. Eğer AKP barış istiyorsa operasyonları durdursun. AKP, PKK'ye silah bıraksın diyor. PKK o silaha aşık olmasa omzuna vurup dağlara çıkmazdı. Çocuklarımız yaptıkları serhıldanlarda haklıdır" diye konuştu.
‘ÇOK AMAÇLI BİR KOMPLO’
Bugünün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplonun gerçekleştirildiği gün olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ise, "Tam 14 yıl önce uluslararası bir komplo ile Kürt Halkının Önderi Sayın Öcalan'ı Türkiye'ye getirdiler. Aslında Sayın Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi sadece uluslararası bir işbirliği ile yapılmamıştır. Aynı zamanda Türkiye'ye getirildikten sonra burada yaşanacaklar da uluslararası komplonun asıl hedefi ve amaçlarıydı. Kürtlere geçen yüzyılı zehir eden bu anlayış 21. yüzyılın başlangıcında da yine böylesine uluslararası bir komplo ile Kürt halkını özgürlük mücadelesini, özgürlük yürüyüşünü durdurmak istediler" diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik gerçekleştirilen uluslararası komplonun çok amaçlı bir hedefi olduğunu ifade eden Kışanak, "Hem Kürt halkının özgürlük mücadelesini durduracaklardı, Kürt halkına köleliği reva gören tekçi zihniyetin devam etmesini sağlayacaklardı. Hem de buna karşı direnen Kürt halkıyla karşı karşıya gelen devlet güçleri arasında büyük katliamların yaşanacağı çatışmaları murat ediyorlardı. Bir etnik çatışmayı, kaosu murat ediyorlardı. İçinden çıkılamaz bir çatışma sürecinin başlangıcını bu komplo ile tetiklemek istediler" diye kaydetti.
'İMRALI KOMPLONUN YARATTIĞI BİR SİSTEMDİR'
"Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan büyük bir sağduyu ile bu komployu boşa çıkarma başarısını göstermiştir" diyen Kışanak şöyle konuştu: "Sayın Öcalan hem Kürt halkına özgürlük mücadelesini devam ettirmeleri, köleliği kabul etmemeleri için mesajlar vermiştir. Hem de bu kaosun çatışmanın önüne geçecek çözüm olanaklarını ortaya çıkaracak stratejik bir tutum almıştır. Ne yazık ki Sayın Öcalan'ın bu sağduyusu, çözüm arayışı devlet tarafından bir karşılık bulmamıştır. Tam tersine İmralı'da yeni bir sistem yaratarak uluslararası komplonun boşa çıkartılmasını engellemeye çalıştılar. İmralı açıkça uluslararası komplonun yarattığı bir sistemdir. Bu komployu boşa çıkarabilmek için İmralı sisteminin ortadan kalması gerekmektedir. Kürt Halk Önderi, Kürt halkı uluslararası komployu boşa çıkarabilmek için büyük bir direniş, mücadele göstermiştir. Bu uluslararası komployu, taktik hedeflerini boşa çıkartmıştır. Ancak ihtiyacımız olan bu uluslararası komployu stratejik olarak da tamamen devreden çıkartmaktır."
‘PARİS KATLİAMI TÜRKİYE'DEN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR’
Öcalan ile görüşmelerin başladığı günlerde 9 Ocak günü Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledildiğini hatırlatarak katliamın aydınlatılmasını isteyen BDP Eş Başkanı Kışanak, "Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi uluslararası komployu güncellemek isteyen güçler tarafından yapılmıştır. Nasıl ki Sayın Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi Türkiye'nin bilgisi ve desteği dışında yapılmış bir operasyon değildiyse Paris'teki katliamda Türkiye'den bağımsız değildir. Eğer gerçek bir barış, çözüm aranıyorsa artık akan kan dursun. Bu ülkede bu coğrafyada halklarımız yan yana, eşitçe, kardeşçe yaşayabilir deniliyorsa bu uluslararası komploya karşı net bir tutum alınmalıdır. Paris cinayeti aydınlatılmalı, katiller halkımıza, adalete, insanlığa hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.
15 Şubat komplosunu protesto eden gençlere yönelik Türk polisinin tutumunu da değerlendiren Kışanak, "15 Şubat komplosunu protesto eden gençlere pervasız saldırılar oldu. Bu tutum, kimin barıştan, çözümden yana olduğunu gösteren bir tutumdur" dedi.
Kışanak dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in, "Öcalan'ı niye bize verdiler, anlamadık" sözlerini hatırlatarak sürdürdüğü konuşmasında, "Bu kadar derin bir komployu boşa çıkarmak için Sayın Öcalan, direniyor. Kürt halkı direniyor. Bizler direniyoruz. Lanetliyoruz bu uluslararası komployu boşa çıkaralım diyoruz. Ancak Türkiye'de yönetim erkini elinde bulunanlar bu derin komployu boşa çıkaracak bir tutum sergilemiyorlar" dedi.
‘BİZİM YÜREĞİMİZ YANIYOR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın esir alınarak Türkiye'ye getirilişini protesto olayları sırasında 10 Şubat akşamı Şahin Öner’in zırhlı araçla ezilmesinin ardından yaşamını yitirmesine de değinen Kışanak, "Şahin Öner bu ülkenin, bu devletin panzeri ile ezilerek katledildi. Bu açık bir cinayettir. Bu cinayeti işleyenler bunun hesabını verecek. Biz halk olarak böyle bir cinayetin sorumlularını adalet karşısında halkımız karşısında hesap vereceği güne kadar bu ülkede provokasyonların kaynağı ortadır, açıktır diyeceğiz. Eğer Şahin Öner'in katledilmesi uluslararası komplonun bir uzantısı değilse, provokasyon değilse o zaman Şahin Öner'e karşı düşmanca hislerle bir cinayet işlenmiştir. Bunların her üçü de Türkiye'nin aleyhinedir. Şahin Öner gibi 19 yaşında bir lise öğrencisini toprağa verdiğimiz için yüreğimiz yanıyor. Ancak şunu çok iyi bilsinler ki, bu komployu boşa çıkarmazlar, bu provokatif tavırdan vazgeçmezlerse ya da düşmanca hislerle cinayet işleme tavrından vazgeçmezlerse bu ülkeyi batırırlar" diye konuştu.
Amed halkının bugün karşılarına konulan engellere rağmen büyük bir sağduyu ile yürüyüşünü gerçekleştirdiğinin altını çizen BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, "Şahin Öner cinayetinin üstünü kapatamazsınız. Bunun hesabını verecekler. Vali, emniyet müdürü, içişleri bakanı çıkacak bu halka, bu cinayeti işleyeni biz suçlu görüyoruz, adalete teslim ediyoruz diyecek ya da kendileri istifa edecek. Bu halk bu kadar açıkça işlenmiş bir cinayetin üzerini yalanlarla örtmek isteyen bir valinin yönetimini kabul etmiyor. Neden bu yalanı söyledin?" dedi.
Kışanak, zırhlı araçla ezilen Öner'in ardından zırhlı araca atılarak karakola götürüldüğünü ve sonrasında Öner'in cansız bedenin ambulansa teslim edildiğini hatırlatarak, bunun hesabını sormayan yöneticinin Amed'de meşruyeti kalmayacağını vurguladı. Ve vali Toprak'ın neden yalan beyanda bulunduğunu halka açıklaması gerektiğini belirtti. Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçinin yaşamını yitirdiği katliamın ve Şahin Öner cinayetinin aydınlatılmasının bir samimiyet testi olacağını söyledi.
‘ EĞER SAMİMİYSENİZ, BEDEL ÖDETMEKTEN VAZGEÇİN’
"Bizler büyük acılar, bedeller ödeyerek bugünlere kadar geldik. Bundan sonra yolumuzda yürürüz. Bizi faili meçhul cinayetler, köy yakmaları, ölümler, işkenceler durduramadı. Uluslararası komplo durduramadı. Bundan sonrada hiçbir provakatif girişim ya da düşmanca tutum bizi durduramaz. Biz özgürlük yolunda yürürüz" diye kaydeden Kışanak, "Kürt halkı özgürlüğün bir bedeli olduğunu bilerek yola çıktı. Ancak biz diyoruz ki artık bu işi madem konuşarak çözmeye karar verdiniz, eğer samimiyseniz artık bedel ödetmekten vazgeçin. Aksi takdirde en büyük bedeli Türkiye öder" dedi.
‘İMRALI SİSTEMİNİ KALDIRIN’
"Sayın Öcalan Kürt Halk Önderidir. Sayın Öcalan'ın başlattığı, girişimi, müzakereyi, görüşmeleri destekliyoruz. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın çözüm haritasını, ortaya koyacağı çözüm önerilerini biz halk olarak destekliyoruz" diyen Kışanak Türk hükümetine, "Sayın Öcalan'ın çözüm önerilerini dikkate alın. Bu görüşmeleri önşartsız, dayatmasız sürdürün. Gerçekten barışı temin etmek, kardeşçe eşit olarak yan yana yaşamak istiyoruz. Ama köleliği asla kabul etmeyeceğiz. Barışı istemekle köleliğe karşı mücadele etmek aynı şeydir. Çünkü barışı bozan bu savaşı bu çatışmayı çıkartan, bize köleliği dayatan zihniyetin kendisiydi. Sayın Öcalan özgür olursa uluslararası komplo stratejik olarak artık boşa çıkmış olur. Açıkça buradan çağrı yapıyoruz, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırın. Uluslararası komployu boşa çıkarmak için İmralı sisteminden vazgeçin. Kürt halkı Sayın Öcalan ile diyalog kursun. Sayın Öcalan halkı Türkiye demokratik kamuoyu ile örgütü ile diyalog kursun. Barışın, çözümün taraftarlarını çoğaltalım. Buna en büyük katkı da sağlayacak olan da Sayın Öcalan'dır" diye seslendi.
POLİSTEN PROVOKATİF SALDIRI
Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklamanın sonlarına doğru polis kitleye gaz bombası attı. Bu saldırıya kitle de, taşlarla karşılık verdi. Birçok noktayı abluka altına alan polis ile kitle arasında çıkan çatışmada, gaz bombaları ve tazyikli su ile saldırdı.