Amed’de erkekler taciz, tecavüz ve cinsel istismara karşı yürüdü

Amed’de erkekler taciz, tecavüz ve cinsel istismara karşı yürüdü

Amed’de erkekler, taciz, cinsel istismar ve tecavüze karşı yürüdü.

Amed’deki STK’lar bünyesinde yer alan erkekler, son dönemde artan tecavüz, cinsel istismar ve tacize karşı yürüyüş düzenledi.

Amed’de faaliyet yürüten STK'ler öncülüğünde cinsel istismarlara karşı sadece erkeklerin katılımıyla Ofis Sanat Sokağı'ndan Koşuyolu Parkı'na yürüyüş düzenlendi. MEYA-DER, KURDî-DER, KESK, BDP yöneticilerinin de katıldığı yürüyüşte "Kadının kurtuluşu toplumun kurtuluşudur", "Kürdistan'da tacizci ve tecavüzcüleri barındırmayacağız" pankartları taşındı. "Kadına yönelim yaşama yönelimdir", "Mêr lê dixê devlet di parezê", "Kadının kurtuluşu toplumun kurtuluşudur" dövizleri taşındı.

"Jin jiyan azadi", "Tecavüzcü erkek istemiyoruz", "Tecavüzcü erkek tecavüzcü devlet hesap verecek" sloganları atılan yürüyüş ardından Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde Kürtçe ve Türkçe basın açıklaması yapıldı. 

Açıklamayı yapan KURDÎ-DER Genel Başkanı Sebahattin Gültekin, erkek egemen sistemin icadı olan devlet ve savaş politikalarının ahlaki çöküntüyü her gün biraz daha derinleştiğini belirtti. Yıllardır bu politikalara karşı verilen mücadelenin yeterli gelmemesinin nedeni ile bu politikaların tüm kirliliği ile bugüne kadar sürdüğünü belirten Gültekin, “Bizler emek ve demokrasi güçleri içinde çalışan erkekler olarak bundan böyle erkek egemen sistemin ve onun ürünü olan devletin, yok sayan, asimile eden, ahlaki çöküntü üreten, taciz ve tecavüzü teşvik eden politikalarına karşı mücadeleyi daha da yükselteceğimizi ilan ediyoruz" dedi. Gültekin, devletin bu gerçekleri bildiği için kadını düşürerek toplumu düşürmek istediğini ifade ederek, "Yönelimin temelin de bu gerçek vardır. Bu nedenle en aşağılık yöntem olan taciz ve tecavüz bir aşağılama yöntemi olarak kullanılıyor" diye konuştu. 

KESK Diyarbakır Dönem Sözcüsü Mehmet Karaaslan ise polisin, jandarmanın, infaz koruma memurlarının ve yatılı bölge okullarında yöneticilerin içinde yer aldığı tecavüz olaylarının Kürtler üzerinde bilinçli bir şekilde uygulandığını kaydederek, Pozantı, Mardin ve Siirt'te yaşanan cinsel istismarlara yönelik devletin ve mahkemelerin tavrının devleti zan altında bırakan uygulamalar olduğunu söyledi. Açıklama ıslıklarla sona erdi.