Türk devletinin gerçek yüzüne dikkat çeken Halk Savunma Merkezi Karargâh Komutanlarından Amed Malazgirt, şunları vurguladı: “Ancak Önder Apo, düşmanı bizlerden çok daha iyi tanır. Önder Apo’ya olan inancımız sarsılmazdır; sonuna kadar ona bağlıyız. Önder Apo’nun fedaileriyiz. Her sözü bizim için emir, her talimatı yol göstericidir.”
Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yayımladığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” doğrultusunda, 5-7 Mayıs tarihlerinde Medya Savunma Alanları’nda iki farklı bölgede eşzamanlı ve paralel olarak düzenlenen PKK 12. Olağanüstü Kongresi’nde konuşan Halk Savunma Merkezi Karargâh Komutanlarından Amed Malazgirt, “PKK’nin eşsiz büyüklüğü karşısında başımız dik duruyor ve sonsuza dek dik duracak” dedi.
ÖMRÜM BOYUNCA BAĞLI KALACAĞIM
Önder Apo’ya derin saygılarını sunan, PKK’nin kurucu kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun şahsında tüm Kürdistan şehitlerini minnetle anan Amed Malazgirt, şunları söyledi: “Gençlik yıllarımda, bölgemizde çok sayıda solcu örgüt bulunuyordu. Apocular azınlıktaydı, ancak her zaman göz önündeydiler. Bu, ilgimi fazlasıyla çekmişti. İç savaş patlak verdiğinde, ‘Apocular savaşıyor’ denildiğinde, henüz çocuk yaşta olmamıza rağmen sopalar ve bıçaklarla onların yanında yer alıyorduk. Apocular, dikkatimi ve merakımı her zaman daha çok çekiyordu. PKK’nin bölgemizde gündem olmasıyla birlikte PKK’ye katılma kararı aldığımda, aslında Önder Apo’nun yoluna, Apoculuğa katılma kararını vermiştim. Devrim saflarına katıldığım andan bu yana neredeyse 35 yılım dolmak üzere. Hayatım gerillacılıkla geçti. Önder Apo’yu kendimce iyi anladığımı düşünüyor, ona ömrüm boyunca bağlı kalacağımı, PKK için kendimi feda etmeye hazır olduğumu yürekten hissediyorum. Bu duyarlılıkla yaklaşımımı şekillendirdim. İşgalci Türk ordusuna karşı savaşlarda, kendime duyduğum güven ve inançla, kararlılıkla mücadele saflarında yer aldım.
DESTANSI BİR MÜCADELE SERGİLENDİ
Önder Apo’nun tarzında yenilgi diye bir şey yoktur; yarı yolda bırakma asla söz konusu değildir. Onun tarzı, her zaman zaferle taçlanır. Önder Apo’nun hakikati, daima gözler önündedir; yokluktan imkânlar yarattı ve bu imkânları bizlere sundu. PKK’nin eşsiz büyüklüğü karşısında başımız dik duruyor ve sonsuza dek dik duracak. İşgalci Türk ordusu gibi bir düşmana karşı ne bir örgüt ne de bir devlet, PKK gibi savaşabildi, böylesine bir mücadele verebildi. En zorlu koşullarda, insanüstü bir irade ve büyük fedakârlıklarla işgalcilere karşı duran nice kahramana tanık oldum. Bu kahramanlar, Önder Apo’nun çizgisine sarsılmaz bir inançla bağlı kalarak destansı bir mücadele sergiledi. Teslimiyeti asla kabul etmediler; direnişi rehber edindiler. Savaş, bu kararlılıkla sürdürüldü. Her türlü zorluğa ve imkânsızlığa rağmen düşman karşısında savaş kurallarına bağlı kalarak mücadele ettiler. Karşımızdakiler, savaş ahlakına aykırı ne kadar alçaklık varsa hepsini kullandı. Bu, Türk devletinin gerçeğiydi ve bugün de öyle olmaya devam ediyor. Önder Apo’nun yeni imkânlar yaratma iradesi, PKK’nin fesih kararı, ardından ateşkes ilanı ve HPG’nin savaş pozisyonundan çekilme kararıyla şekillendi. Buna rağmen en zor koşullarda savaş tünellerinde direnen yoldaşlarımıza zarar vermek için tünellerin kapılarını kapatıyor, kimyasal silah kullanmayı sürdürüyorlar.
ÖNDER APO’YA İNANCIMIZ SARSILMAZDIR
Türk devletinin gerçek yüzü, barbarlığı ve ahlaksızlığıdır; ben bu inançtayım, ancak Önder Apo, düşmanı bizlerden çok daha iyi tanır. Önder Apo’ya olan inancımız sarsılmazdır; sonuna kadar ona bağlıyız. PKK militanı olarak, Önder Apo’nun fedaileriyiz. Onun her sözü bizim için emir, her talimatı yol göstericidir. Eğer bir Kürdistan olacaksa ve bu Kürdistan Önder Apo’suz olacaksa, kişisel kanaatimce böyle bir Kürdistan’a ihtiyaç yoktur. PKK’nin feshi, daha büyük bir mücadele döneminin başlangıcıdır ve omuzlarımızdaki yük daha da ağırlaşmıştır. Siyasi, ahlaki ve vicdani açıdan bir öz eleştiriyle önümüzdeki süreçte Önder Apo’nun yoluna daha kararlı bir şekilde katılmak için tüm imkânlarımı seferber edeceğime söz veriyorum.”