Ankara'da 'Beyaz Miting': Susmuyoruz, korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz”

Ankara’da “Beyaz Miting”te bir araya gelen sağlık emekçileri, "Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar devam ediyoruz, susmuyoruz, korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve sağlık meslek örgütleri, “Emek Bizim Söz Bizim Sağlık Hepimizin” şiarıyla Ankara Anıtpark’ta “Beyaz Miting” yaptı. Yaklaşık bir yıldır talepleri ve sorunlarına dair eylem ve etkinlikler düzenleyen hekimler ve sağlık emekçilerin mitingi, halaylarla başladı. 

Sağlık örgütlerinin ortak metninin okunmasının ardından konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, şunları söyledi:

"Bugün bir kez daha seslerimizi ve inancımızı birbirine katıyoruz. Savaşlara, adaletsizliğe, açlığa, yoksulluğa, yaşamlarımızı tüketenlere karşı, karları uğruna çarkları durdurmayanlara, işçi sınıfını yok sayanlara karşı yan yanayız. 

Bizi düşmanlaştıranlara ve kölelik koşullarını dayatanlara karşı buradayız.

Sivas’da katledilen meslektaşımız Behçet Aysan’ın dediği gibi ‘Bizim de günlerimiz olacak. Güle değecek kuşların kanadı ve kuşlar sırtlarında gül taşıyacak.’ Kardeşlerim koşar adım moraran beyazla zincirlerimizle yaralarımızla ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek bir yanı var.”

TTB TÖK ve SES Öğrenci Komisyonu Üyesi Esma Eylem Dede ise, “Bizler sağlık öğrencileri olarak mücadeleyi fakülte sıralarından örmeyi ve dayanışmayı büyütmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. 

“Nitelikli, toplumsal cinsiyet eşitlikçi, parasız bilimsel, anadilinde eğitim ve sağlık hakkını savunmak” amacıyla toplandıklarını söyleyen Dede, “Bize ‘giderlerse gitsin’ diyenler duysun; Gidecek olanlar bizler değil sizsiniz. Buradaydık, buradayız gitmiyoruz” dedi.

Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS) Başkanı Can Kirişçi,  “Başından beri sorunlarımızı dile getiriyor, çözüm istiyoruz. Sahadan uzak ve yapılması mümkün olmayan yeni ve gerçekçi olmayan fikirler yerine sahayı dinleyerek uygulanabilir, bilimsel ve tıbbi gereklere uygun çözümler için mücadele ediyoruz. Ne duyan var ne bakan. Çözüm yerine sorunların, angarya ve baskının, tükenmişlik ve şiddetin artmasına neden olan ceza yönetmelikleri, gestapo komisyonları çıkarıyorlar.

Sağlıkta şiddeti engellemek için etkin, caydırıcı, yasa ve önlemler istedik değişen bir şey yok. Sağlıkta değişen bir şey yok, bizde de değişen bir şey yok. Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar devam ediyoruz, susmuyoruz, korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz” diye belirtti.

 Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam Sen) Genel Başkanı Ahmet Keleş, Veteriner Sağlık sınıfı çalışanları olarak haklarımızı koruyan ve geliştiren adil bir ek gösterge düzenlemesi istedi.

AKP/MHP iktidarının tercihini her zaman sermayeden yana kullandığının altını çizen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey, “Bu yüzden tüm toplumsal kesimler gibi bizler de artık geçinemiyoruz. Koruyucu sağlık hizmetlerinden daha çok tedavi edici sağlık hizmetlerinin sunulduğu, kışkırtılmış sağlık talebi yaratan bu sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmetine ulaşma ve alma hakkını elinden almaktadır” dedi.

Sağlığa erişimin zorlaştığını ve katkı-katılım paylarıyla ekonomik krizin derinleştiği ifade eden Atabey, bu nedenlerden kaynaklı halkın cebinden giderek daha fazla para çıktığını söyledi. Atabey, “Haklarımız verilmediği taktirde iş yerlerinde sandıklar kurarak süreli ve süresiz grevleri, Sağlık bakanlığı önüne çadır kurma dahil seçenekleri oylayacağız. İş yerlerinde emekçiler neye karar verirse biz örgütler olarak mücadelemize o yönlü devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

KHK’yle ihraç edilen sağlıkçı Aslıhan Han da, “İktidar hukuk sistemini adeta OHAL ve KHK ile yönetilen rejime evriltti. OHAL döneminde gece yarıları çıkarılan 32 KHK ile 134 bin 207 kişi savunma hakkı bile tanınmadan ihraç edildi. Emekçiler ölüme mahkum edildi. Yaşamını yitiren, hayatları kararan her bir kişinin vebali bu hükümetin boynundadır. Peşini asla bırakmayacağız” diye belirtti.

Dev-Sağlık İş adına söz alan DİSK Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Bolat ise, şunları dile getirdi:

 “Kamu hastanelerindeki sağlık işçileri olarak emeğimizin karşılığını istiyor, sağlık hizmetinde ‘biz de varız’ diyoruz. Bizler sağlık işçileri olarak yok sayılmak, görmezden gelinmek istemiyoruz. Hastanelerimizin güvenliğinde, laboratuvarlara götürülen kanlarda, sterilize edilen ameliyathanelerde, temizlenen hasta odalarında, hastalarımızın bakımında, acillere hasta taşıyan ambulansların direksiyonlarında, hastanedeki tüm cihazların teknik bakımında, hasta kayıtlarında, çekilen tomografilerde sağlık işçilerinin emeği var. Bu nedenle, sağlık emekçileri arasında çalışma barışını bozan, sağlık işçilerini yok sayan uygulamaları kabul etmiyoruz.” 

Miting, Kardeş Türküler’in sahne almasıyla sona erdi.