Ankara’da onbinler taleplerini gür biçimde haykırdı
Ankara’da onbinler taleplerini gür biçimde haykırdı
Ankara’da onbinler taleplerini gür biçimde haykırdı
Ankara’da 1 Mayıs mitinginde bir araya gelen on binler, taşeronlaşmaya, örgütsüz, güvencesiz ve geleceksiz çalıştırılma koşullarına karşı taleplerini gür bir biçimde haykırdı.
DİSK, Türk-İş, KESK, TMMOB ve TTB’nin oluşturduğu platformun düzenlediği Ankara 1 Mayıs mitingi, Tren Garı önünde başladı. Gar önünde bir araya gelen on binlerce sendika, sivil toplum, siyasi parti ve dernek üyesi emekçiler, mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık taleplerini içeren sloganlar haykıran emekçiler, sıcağa rağmen adeta sel olup miting alanına aktı.
Sahne platformundan alana giriş yapan her örgüt, tek tek “hoş geldiniz” denilerek karşılandı. Alanın dolmasının ardından devrim ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan mitingde İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamalarına yönelik saldırılar ıslık, alkış ve 2 dakikalık oturma eylemiyle protesto edildi. Taşeronlaşmaya, sendikal örgütlenme önündeki engellere, sosyal ve özlük haklara yönelik saldırılara karşı mücadele yürüten grevdeki işçilerin talepleri sık sık platformdan ve mitinge katılanların üzerlerine giydiği önlük, taşınan pankart-döviz ve atılan sloganlarla dile getirildi. Miting alanında yoğun önlem alan polis, aynı zamanda helikopterle de sürekli miting alanını gözlemliyor.
‘EMEKÇİLER ÖRGÜTSÜZLÜĞE, KARANLIĞA MAHKUM EDİLİYOR’
Mitingde ilk olarak tertip komitesi adına ortak açıklamayı KESK Ankara Şubeler Platform Dönem Sözcüsü ve 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Dengiz Sönmez yaptı. Sönmez, eşit, özgür, barış dolu bir dünya özlemini haykırmak için alanlarda olduklarını belirterek, karanlık ve sıkıntılı günler yaşayan emekçilerin her gün yeni bir sorunla yüz yüze kaldığını vurguladı. İşçilerin güvencesiz, örgütsüz çalışmaya mahkum edilmeye çalışıldığını ifade eden Sönmez, “Taşeron cehennemine dönen ülkede her gün yeni dramlar yaşanıyor. İşçiler, emekçiler, iş kazası adı altında tersanelerde, maden ocaklarında, merdiven altı atölyelerde ve inşaatlarda katlediliyorlar. Kölelik düzeni yaşıyoruz dostlar. Mevsimlik tarım işçisi adı altında emekçiler, yerlerini yurtlarını bırakarak karın tokluğuna çalışmak için sağlıksız, kirli, insan onuruna yakışmayan ortamlarda yaşamak durumunda kalıyorlar” dedi.
KADIN VE ÇOCUKLAR SÖMÜRÜLÜYOR
Çocukların da emeklerinin sömürüldüğünün altını çizen Sönmez, “Çocuklar sömürülüyor. Okulda sırada, oyun parkında olması gereken geleceksiz çocuklar, emek sömürüsünün binbir türüne maruz kalıyorlar. Okul sonrası saatlerde ailesine destek olmak için çalışırken küçük bedenlerini iş makinelerine kaptırıyorlar. Yoksul çocukların gelecekleri sokaklarda mendil satarken, dilenirken, araba camı temizlerken kapitalizmin çıkarları için yok ediliyor. Kadınlar ucuz emek gücüyle her gün katlediliyorlar. Tetiği çeken eşleri, kardeşleri. Ancak gerçek katil sömürü düzeninden başkası değil. Başbakan kadınları sürekli olarak 3 çocuk doğurmaya ve çocukları sistemin kurbanı etmelerine davet ediyor. Kavgamız işte bu bozuk düzene karşıdır” diye konuştu.
‘KAVGAMIZ AKP DÜZENİNE KARŞI EMEĞİN DÜZENİ İÇİNDİR’
Örgütsüzlüğe mahkum edilmek istenen çalışanların THY, DHL, elekro world gibi işyerlerinde yürütülen grev ve direnişlere dikkat çeken Sönmez, kurumsallaştırılmak istenen taşeronlaşmayla kazanılan hakların bir bir yok edildiğini, çalındığını ve kıdem tazminatı hakkının gasp edildiğini belirtti. “Milli güvenlik gerekçeleriyle, sudan bahanelerle grevler erteleniyor. THY çalışanlarının grevinin yasaklanmasına ilişkin yasa gece yarısı operasyonuyla meclisten çıkarılıyor” diyen Sönmez, şunları söyledi: “Beş milyon işçinin toplu iş sözleşmesi yapması engelleniyor. Kavgamız AKP’nin taşeron düzenine karşı emeğin ve özgürlüğün düzenini kurmak içindir. Sendikal örgütlülüğün önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi ve üretenlerin yönetmesi için ayaktayız.”
EĞİTİM VE SAĞLIKTA YIKIM ARTIYOR
Muhalif sendikaların üye ve yöneticilerinin bir bir gözaltına alınıp tutuklanarak kamu çalışanlarının da örgütlülüğü önündeki engellerin kat kat artırılmaya çalışıldığına vurgu yapan Sönmez, iş güvencesini ortadan kaldıran yasal düzenlemelerle anti demokratik çalışma ve yaşam koşullarının dayatıldığını dile getirdi. Sönmez, 4+4+4 eğitim sistemiyle çocukların geleceksiz, ucuz ve yedek iş gücü, çocuk gelinler olarak yaşamaya zorlandığını kaydetti. HES’lerle ve nükleer santrallerle doğanın da katledildiğini söyleyen Sönmez, HES’lerle, nükleer santrallerle ekolojik yaşamın yok edilmesine, kentsel dönüşüm adı altında kent estetiğini, yaşam alanlarını yok eden betonlaşmaya, rantın inşa edildiği mimari garabetlere karşı ayakta olduklarını belirtti.
AKP’nin sağlıkta dönüşüm politikasıyla sağlık hizmetini paralı hale getirip, taşeronlaşmayı bu alanda giderek ve hızla yerleştirmeye çalıştığını ifade eden Sönmez, “Hastalar müşteri, hastaneler işletme, çalışanlar ‘ucuz işgücü’, köle olarak görülmekteler. Sağlığı hak olmaktan çıkaran ahlaksızlığa, ticarileştirilmeye karşı herkesin güvenli bir geleceğe kavuşturulması, sağlığın bir sadaka değil hak olduğunu haykırmak için alanlarda ayaktayız” dedi.
‘BARIŞI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ’
Sönmez, 30 yıldır süren savaşın sonucunda barışın daha çok konuşulduğu bir dönemde olduklarını da ifade ederek, “Ortadoğu’nun yeniden tasarlandığı bir dönemde emperyalizmin halkları kendi girdabında çırpındırma hesaplarının ortasında halkların barış özlemi, bir arada yaşama isteği, çözümün gerçek temelidir. Bizler AKP’nin bu süreci kendi iktidar stratejisinin ve bu doğrultudaki sivil diktatörlük arayışının ve bölgesel planda emperyalizm güdümlü savaşçı politikalarının bir parçası haline getirme kurgusunu göz ardı etmeden barışı tereddütsüz savunmaya devam ediyoruz. Bu uğurda pek çok bedeller ödedik. Bugün de akan kanın durması için her türlü gelişmeyi desteklemeye, barışı savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Ankara'daki 1 Mayıs kutlaması konfederasyonlar ve meslek örgütleri adına yapılan konuşmalar ve müzik dinletisiyle sona erdi.