AP’de Rojava konferansı: Erdoğan günümüzün Hitler’i

AP'deki Rojava konferansında Erdoğan, Hitler ve Saddam'a benzetildi, "Türk devletine baskı yapılmalı" denildi.

Brüksel’daki Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen Rojava konferansı, ikinci günündeki ikinci oturumla devam etti. Oturum, Avrupa Birliği Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) Başkanı Kariane Westrheim moderatörlüğünde gerçekleşti.

'ORTAK YAŞAMA DAYALI SİSTEM OLUŞTURDUK'

İlk sunumda, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bünyesinde danışmanlık yapan Bedran Çiya, Kürtlerin bakış açısını analiz etti. Suriye’nin büyük güçler arasında bir hesaplaşma alanına döndüğüne dikkat çeken Çiya, “Etki alanlarında bir paylaşıma gitmek istiyorlar” dedi. Bu çatışmanın uzağında kalarak istikrar oluşturmak istediklerini anlatan Çiya, ortak yaşama dayalı bir sistem oluşturduklarının altını çizdi. Kuzey ve Doğu Suriye Federasyonu’nun nasıl oluştuğu ve nasıl işlediğinin yanı sıra, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin DAİŞ’e karşı mücadelesinden de söz eden Çiya, “Bu bölgede kazanılan tüm zaferler, uluslararasıdır. Biz, terörizmi finanse eden kaynakları ortadan kaldırmak istiyoruz” diye konuştu. Çiya, ama NATO’nun ortaklarından biri olan Türkiye’nin, “aşırılıkçı İslamcı grupların varlığından yararlanarak, onları finanse ederek, İslamcı bir rejim oluşturmak istediğinin” altını çizdi.

'KÜRTLER OLMADAN ÇÖZÜM MÜMKÜN DEĞİL'

Türkiye’nin “cihatçıların giriş ve çıkış kapısı” olduğunu belirten Çiya, “Türkiye iki temel hedefi var: Önce Türkiye’nin hizmetindeki İslamcı bir rejim kurmak, ikincisi de Kürtlerin tüm demokratik özlemlerini yok etmek” dedi. Çiya, “Türk işgali Amerikalıların yeşil ışık yakmasıyla gerçekleşti” vurgusunda bulunurken, Türk devletinin El Nusra ve DAİŞ çetelerini kullandığını ve ellerinde doğrulanmış isimlerin bulunduğunu kaydetti. Çiya, Türk devletinin çete grupları arsındaki El Nusra ve DAİŞ’lileri gösteren bir listeyi gösterdi. Çiya, Kürtlerin Avrupa Birliği’nin finansmanı ile katledildiği tepkisinde bulunurken, “AB, soykırımcı bir proje yürüten bir ülkeye nasıl yardım edebilir?” diye sordu.

AB ve DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyonu Türk devletinin şantajlarına yardım etmemeye çağıran Çiya, “Erdoğan ikinci bir Saddam Hüseyin haline geldi. Büyük bir insani krizin sorumlusudur. Evlerin yıkımına, mallara el konulmasına, zeytin ağaçlarının yok edilmesine, tarihi mirasın yok edilmesine neden oldu. Türkiye, savaş suçu olarak sayılabilecek suçlardan sorumludur. İnsanlığa karşı suçlardan sorumludur (…) İkinci Dünya Savaşı suçlularının yargılandığı gibi, Erdoğan’ın da yargılanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Türk devletinin Kürtleri tüm siyasi süreçlerden çıkarmak için de çalıştığını belirten Çiya, “Özerk yönetimin yer almadığı bir çözüm mümkün değil” diye vurguladı.

ARAP GAZETECİ: ERDOĞAN GÜNÜMÜZÜN HİTLER’İ

Ahval News’te Arap servisinin sorumlusu Hassan İbrahim, Türk devletinin Suriye’yi istikrarsızlaştırmak için nasıl siyasal İslamı kullandığını anlattı. İbrahim, Türk devletinin sadece Suriye değil tüm bölgede tehdit oluşturduğunu belirtti. Erdoğan kendisine karşı muhalefet eden herkesi “terörist” olarak gördüğünü ifade eden İbrahim, Erdoğan’ın Avrupa için de tehdit oluşturduğunu belirtti. Mülteci şantajı ile birlikte “teröristleri” de Avrupa’ya gönderebileceğini kaydeden İbrahim, “Günümüzün Hitler’idir; insanlığı tehdit ediyor, Kürtleri, Arapları tehdit ediyor” diye konuştu. “Erdoğan’ın bugün oluşturduğu tehdit, Hitler’den daha az değil” diye ekleyen İbrahim, bugün Suriye’deki krizin İran ve Türkiye tarafından bir mezhep savaşına dönüştürülmek istendiğini ifade etti. İbrahim, Avrupa Birliği’nin sert bir tutum sergilemesi gerektiğini belirterek, “Terörist ideolojiye karşı mücadele etmek gerekiyor” dedi.

GÜNTER: PKK TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARILMALI

Kürtler üzerine çok sayıda çalışması olan EUTCC üyesi Prof. Dr. Michael Gunter, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den askerlerini çekme kararını değerlendirdi.  Günter, ABD’nin her tarafta olamayacağını belirtirken, ama Türkiye’ye ilişkin stratejinin eleştiri konusu olduğunu dile getirdi. Günter, Türk işgaline ABD tarafından yeşil ışık yakıldığını hatırlattı. Erdoğan’ın uzun zamandır iktidarda olduğuna dikkat çeken Günter, Erdoğan’ın kendi kişisel hesapları ile Türkiye’yi felakete götürdüğünü söyledi. Günter’e göre Türk devletinin Suriye’deki işgalinin temel nedeni milliyetçilik. Çözümün ABD’nin PKK’yi terör listesinden çıkarması ve AB’yi de buna zorlaması gerektiğini belirten Günter, Erdoğan’ın da Kürt sorununun çözümü için diyaloga zorlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

ALİ: TÜRK HÜKÜMETİNE BASKI YAPILMALI

Suriye Demokratik Kürt Birlik Partisi (Yekitî) Genel Sekreteri Şêx (Şeyh) Ali, “Komşu Türkler Suriye krizinde çok negatif bir rol oynadı” diyerek söze başladı. Türk medyası ve yöneticilerinin Suriye halklarına karşı hep nefret söylemi kullandığını belirten Ali, “Kürtlerin dillerini ve topraklarını sonuna kadar savunacağını” kaydetti.  Ali, “Suriyeliler bugün ve yarın, her şeyden önce barışı tesis etmeye ihtiyacı var (…) Herkesi Türk hükümeti üzerinde, Suriye üzerindeki güçlerini çekmesi için baskı yapmaya çağırıyoruz” dedi.

DAVUD: TÜRKİYE KANUN KAÇAĞI ÜLKELER ARASINDA

Araştırmacı ve Yazar Sami Davud, Türkiye’nin hiçbir zaman laik bir devlet olmadığını ve laik olduğunu düşünenlerin de yanılgı içerisinde olduğunu kaydetti. Laikliğin çoğulculuğu içerdiğini ifade eden Davud, Suriye’de iç savaş öncesi aynı mantığını hüküm sürdüğünü anlattı. Davud, Türkiye’nin “kanun kaçağı” ülkeler arasında olduğunu söylerken, uluslararası hukuk mekanizmalarının işlenen suçları yargılayamamasına dikkat çekti. Davud, “Erdoğan bir kikloptur (Yunan mitolojisinde tek gözlü devler), beyni uygar dünyayı anlamıyor. Bugün Türk bayrağı barbarlığın sembolüdür” dedi.

HOSTINHOUST: FARKLILIKLAR POTANSİYEL KURBAN

Harvard Üniversitesi'nden Amy Austin Holmes, Ermeni Soykırımı döneminde kurulan toplama kamplarının haritasını göstererek, en fazla kayıpların Dêrazor’da yaşandığını anlattı. Yine Serêkaniyê ve Girê Spî’de bu toplama alanlarının bulunduğunu araştırmacı, Türk işgali ardından “Bölgedeki tüm farklılıklar potansiyel kurbanlardır” dedi.