ANALİZ

Aşiretler ulus-devlet yanlısı olamaz

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “AKP iktidarının klasik Kürt soykırım politikasını eskisi gibi sürdüreceği netleşmiştir. Sadece bunun üstünü sahte Müslümanlıkla, dinci-milliyetçilikle boyayarak yapmaktadır” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Yeni Özgür Politika ve Azadiya Welat gazetelerine yazdığı Kürtçe makalede şunları belirtti:

“AKP iktidarının klasik Kürt soykırım politikasını eskisi gibi sürdüreceği netleşmiştir. Sadece bunun üstünü sahte Müslümanlıkla, dinci-milliyetçilikle boyayarak yapmaktadır. Kuşkusuz yüzyıl içinde dünyada, bölgede, Türkiye'de ve Kürtlerde yaşanan değişiklikler nedeniyle bu soykırım politikasına yeni psikolojik boyutlar eklemiştir. TRT 6’yı bu soykırımın Kürt örtüsü olarak kullanmak gibi!

Hiçbir Kürt kendini kandırmasın; AKP’lilerin, özel savaşçıların söylediği gibi biz Kürtlere değil de PKK'ye karşıyız söylemi tamamen bir yalandır, demagojidir. Sadece bazı Kürtleri kandırmak için bunlar söylenmektedir. Öte yandan Özgürlük Hareketi'ne karşı savaş yürüttüklerinden Kürtleri parçalamak ve bazı Kürtleri yanına almak için bu psikolojik savaş yalanına başvurmaktadırlar. PKK'yi saf dışı etseler, sıra şu anda yanında gözüken Kürtlere gelecektir. Bunu aptal olmayan her Kürt görmektedir.

Son zamanlarda hem Kürt Özgürlük Hareketi karşısında çok sıkıştıklarından, hem de Kürtler üzerinde yürüttükleri soykırım politikasından sonuç almak istediklerinden bazı Kürtlere sarılmaya çalışmaktadırlar. Korucuları yine daha aktif savaşın içine girmeye zorlamaktadırlar. Gerillalarla korucular arasında son yıllarda zımni ve fiili bir çatışmasızlık vardı; gerilla saldırı konumunda olmayan koruculara karışmıyordu. AKP iktidarı korucuları yine zorla gerillanın üzerine sürmeye çalışıyor. Böylece Kürt’ü Kürt’e karşı savaştırma politikasını pratikleştirmek istiyor. Yine bazı aşiretleri Kürt Özgürlük Hareketi'yle karşı karşıya getirmek istiyor. Kısa  süre önce bazı aşiretlere yaptırılan açıklamayı MİT yaptırmıştır. AKP iktidarı acaba bu tür açıklamalarla bazı aşiretleri PKK ile karşı karşıya getirir miyim hesabı yapıyor. İşleri güçleri Kürtleri parçalamaktır. Başurê Kurdîstan’da KDP'yi PKK'ye karşı savaştırmak istediği gibi Bakur’da da bunu yapmak istiyor.

Şu açıktır ki, Kürt Özgürlük Hareketi bu oyunlara gelmez. Aşiretler Kürt halkının tarih içinde oluşmuş toplumsal formlarıdır. Toplumsallık karakteriyle Kürtlük değerlerini koruyan formlar olarak Kürtlerin etnik ve ulusal varlıklarında olumlu rol oynamışlardır. Bu karakterlerini ilk defa tüm boyutlarıyla ortaya koyan Kürt Halk Önderi olmuştur. Şimdi bazıları Kürt Halk Önderinin bu değerlendirmelerini çalıp kendine göre yorumlayıp sanki yeni bir şeyler söylüyormuş gibi toplumu aldatmaya çalışıyorlar. Bazıları da son bildiride olduğu gibi aşiretleri PKK’ye karşı çıkarma çabası yürütüyorlar. Bu Kürtleri parçalamak isteyen güçlerin işidir. Hiç kimse Kürt Özgürlük Hareketi'ni ne böyle bir çatışma içine sokabilir, ne de kendi provokasyonlarının aleti yapabilir. Kürt aşiretlerinin yeri de, yanı da Kürt Özgürlük Hareketi’dir. Öte yandan Kürt Özgürlük Hareketi'nin demokratik konfederal örgütlenme modelinde aşiret yapılarının özgünlüğüne de yer verme vardır. Kürt Özgürlük Hareketi'nin paradigmasında hiçbir farklılığı aynılaştırma yoktur. Ulus-devletçilik ve merkeziyetçi yönetim modelleri ise her türlü farklılığı yok etme üzerine kuruludur. Bu açıdan hiçbir toplumsal farklılığı Kürt Özgürlük Hareketi'nin karşısına çıkarmak mümkün değildir.

Kürt Özgürlük Hareketi'nin direniş ocağı Botan’dır. Gerilla Botan’da gelişmiş ve Kürdistan'ın her yerine yayılmıştır. Botan da Kürt aşiret yapısının en güçlü olduğu alandır. Belki devlet baskısı ve zoruyla bir iki aşiret koruculuk yapsa da, çoğunluğu devletin bu politikalarına karşı durmuş, Özgürlük Hareketi'nin yanında yer almıştır. Bu açıdan aşiretleri Kürt Özgürlük Hareketi'yle karşı karşıya getirme çabaları boşunadır. Kaldı ki şu bu aşiret adına konuşanların söz konusu ettiği aşiretlerin çoğunluğu Kürt Özgürlük Hareketi’yle iç içedir.

Aşiretlerin soykırımcı Türk ulus-devletine bağlı oldukları söylemleri de külliyen yalandır. Kürt aşiretleri Kürtleri soykırıma uğratmak isteyen bir devletin yanında olamazlar. Devlet baskısıyla zaman zaman devletin yanında gözükenler olmuş, ama bunlar bir süre sonra devletle karşı karşıya gelmiş ve devletin zulmüne uğramıştır. Osmanlı tarihi bunun kanıtıdır. Osmanlı, bir aşiret güçlenince diğer aşiretleri bu aşirete kışkırtıp çatıştırarak zayıflatma yoluna gitmiştir. Daha sonra yakın ilişki kurduğu aşiret güçlenince bu defa da başkalarını onunla çatıştırmıştır. Çünkü herhangi birinin güçlenip diğerlerine öncülük yaparak devlete başkaldırmalarından korkmuştur. Osmanlı tarihi aşiretleri birbirine çatıştırma ve işbirlikçi aşiretleri değiştirme tarihidir. Şimdi de en büyük Kürt aşireti olarak Kürt Özgürlük Hareketi'ni görmekte ve diğer aşiretleri Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı kışkırtmaktadır. Bir hafta on gün önce bazı aşiretlerin yayınladığı bildiri de bu çerçevede görülmelidir.

Soykırımcı sömürgeci Türk devleti Kürt toplumsallığıyla ilgili ne varsa ona düşmandır. AKP iktidarının kapitalist moderniteyi Kürdistan'ın her yerine sokup Kürt toplumsallığını dağıtıp bireyciliği geliştirmesi kesinlikle bu amaçladır. Bu açıdan Kürt toplumsallığını belli düzeyde koruyan aşiret yapıları da AKP iktidarının hedefindedir. Şunu vurgulamalıyız ki, en büyük Kürt düşmanlığı yapanlar kapitalist modernite, kapitalizm ve bunu Kürdistan'a sokanlardır. Bu temelde Kürt toplumsallığını dağıtmak isteyenlerdir. Kürtler tarih boyu toplumsallıklarının gücüyle var olmuşlardır. Kürt Özgürlük Hareketi en başta da Kürt toplumsallığını koruma ve geliştirme hareketidir. Örgütlü demokratik topluma dayalı demokratik konfederalist sistemle demokratik özerklik ve demokratik sosyalist yaşamı kurmak; Kürt toplumsallığını savunma, geliştirme ve bir özyönetim sistemi  haline getirme mücadelesidir. KCK’nin açılımı topluluklar topluluğudur. Bu sistemde her toplumsallık değerlidir.

Kürt Özgürlük Hareketi açısından her farklılığı korumak değerlidir. Botan’ın rengi farklıdır, Mardin’in farklıdır, Serhat farklıdır, Amed ve çevresi farklıdır, Garzan farklıdır, Bingöl farklıdır, Dersim farklıdır, Güneybatı (Antep, Maraş, Malatya, Sivas, Erzincan ve Adıyaman) farklıdır. Kürtlerin zenginliği bu farklılıklardır ve bu farklılıkları korumaktır. Kapitalist modernite ve kapitalizm ise tüm bu farklılıkları yok edip tek tipleştirmektir. Bu açıdan antikapitalizm tüm farklılıkları korumaktır. Kim farklılıkları korumak istiyorsa antikapitalist ve anti ulus-devletçi olmak zorundadır. Bu açıdan hiçbir Kürt aşiretinin yeri ulus-devletçi ve kapitalist modernist olan Türk devleti ve onun İslam maskeli kapitalist modernist iktidarı AKP olamaz.”